Kelebekler hepimizin yakından tanıdığı bir o kadar da ibret almadığı bir hayvandır. Eski zamanlarda bir adam kelebeğin kozasından çıkışını gözlemler. Kelebek kısacık ömrünü yaşamak için günlerce kozadan çıkmak için çabalar. Daha sonra kozadan çıkan kelebekler üç ay gibi kısa bir zaman dilimi yaşayarak hayata veda eder. Gözlemleri sonucunda kelebeklere acıyan bu adam kelebeklere yardımcı olmak için kozayı hafifçe yırtar. Kozadan çıkan kelebek bu seferde uçamaz ve düşer kalır. Sadece küçük kanat hareketleriyle çırpınır durur. Daha sonra birkaç dakika içinde hareketsiz kalır ve hayata veda eder. Bu duruma çok üzülen adam bunun sebebini araştırmaya karar verir. Araştırmalarının sonucunda kelebekler kozadan çıkarken kanatlarıyla o kozayı yırtmak zorunda olduklarını öğrenir. Böylelikle kanatlar kas hareketleriyle güçlenir ve kozadan çıkar çıkmaz uçmaya başlarlar. Eğer kas gücünü tam sağlayamadan kozadan çıkarlarsa uçamazlar ve düşüp kalırlar.
Hayatımızda bize dair o kadar çok örnek var ki bunlardan çoğunlukla bihaber yaşıyoruz. Kelebek sabrediyor ve sonunda olması gereken yerde ve olması gereken kalitede oluyor. Bizlerin hayatına bu durumu yansıttığımızda 11 ayın sonunda bir güç bizim yaklaşık 17 saat bir şeyler yemeden içmeden durmamızı sağlıyor. 11 ay boyunca Ramazan’a ulaşmak için çeşitli hazırlıklar yapmamız gerekiyor. Tıpkı kelebekler gibi bu süre boyunca çalışıp çabalamak gerekiyor. Karın kaslarımızı iyileştirip Ramazanda çok acıkmamak için durmadan bir şeyler yememiz gerekiyor. Vücudumuzdaki yağ oranını artırıp Ramazanda bu yağı yakmamız gerekiyor. Öyle mi ? Ya da Ramazana kadar her şeyi israf edip Ramazanda sosyal medya hesaplarından Afrika ile ilgili üç-beş görsel paylaşıp içimizi mi rahatlatmalıyız ? Bu da garip geldiyse her türlü pisliği Ramazandan önce yiyip faizinden kumarına zinasından dolandırıcılığa gırtlağımıza kadar batıp Ramazanda 17 saat aç kalarak bunları mı temizlemeliyiz ? Ramazan sabretmektir. Topyekun sabır. Kelebekler kozadan çıkmak için nasıl sabrediyor ve çabalıyor bunun ardından kısacık ömrüne başlıyorsa bizlerde Ramazandan önce sabretmeli ve çabalamalıyız. Kısacık Ramazan için kozamızı yırtmalıyız. Tıpkı araştırmacının kelebeğin kozasını yırttığında kelebek güçsüz düşüp hayata başlamadan veda ediyorsa bizlerde sabrı, iyiliği, komşuluğu, sevgiyi, kardeşliği, yardımseverliği, dostluğu, hakkı gözetmeyi ve daha niceleri için çabalamazsak 11 ayın sultanı olan bu ayda bunların hiçbirini yapamayız. Bir hayır kurumuna verdiğimiz bir miktar para bizim sadece vicdanımızı rahatlatır oda ne kadar rahatlatırsa. Ramazana bütün olarak hazırlanmak gereklidir. Çünkü Ramazan bu yılki ömürdür. Ramazandan önce kozamızda kollarımızı iyice güçlendirip yani nefsimizi iyice dizginleyip Ramazana öyle başlamak icap etmektedir.
Ramazan başta sabır olmak üzere empati kavramını bize öğretir. Tok acın halinden ne anlar? Ramazandan önce her ne kadar aç insanları düşünsek de onlar gibi hissedemiyoruz.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu ( TESK ) verirlerine göre bir yılda 31,4 milyar ekmeği çöpe atıyoruz. Bu rakamların daha üzerinde olduğu düşünülüyor ve biz her geçen gün bunu kat kat artırıyoruz. Eğer kozamızı yırtmak istiyorsak bu rakamları düşürmek gerekiyor. Bunlar Ramazanın sadece birkaç yönü biraz öncede bahsettiğimiz gibi topyekun bir mücadele etmemiz gerekiyor. Haydi kanatlarımıza kuvvet.