Ortam

Recep Çınar

Küme düşmekle kalmayıp, yönetenler tarafından ekonomik ve vizyon anlamında ciddi bir sekteye uğrayan Konyaspor’un kazanması gereken önemli bir maçtı…

 

Hem moral hem de özgüven açısından…

 

Ancak, düşündüğümüz gibi olmadı…

 

Kasımpaşa maçı ile ilgili düşüncelerimizi, yorumumuzu yapacağız elbette…

 

Meselenin dününe bakmak lazım önce…

 

Konyaspor bu noktalara nasıl geldi ya da nasıl getirildi…

 

Önce oradan başlamak lazım…

 

Özellikle yönetimde yaşanan son kaotik ortam, Kasımpaşa maçı öncesinde istifa edene de, istifaya zorlayana da hiç yakışmadı…

 

Mehmet Soylu, bay başkanın prenslerinden birisiydi…

 

Abbas Kılıç gibi…

 

Soylu şunu çok iyi anladı ki, bay başkan için prens olmak, kalkan olmak ya da yanlışlarına rağmen, onu savunmak yetmiyor…

 

Egoları  kulüp sevgisi ve dostluklarına oranla daha ağır basıyor…

 

Psikolojisinin iyi olmadığı ortada…

 

Bugün “beyaz” dediğine yarın “siyah” diyebilecek özel bir donanıma sahip…

 

Davulunu çaldığın müddetçe varsın…

 

Çalmadın mı?

 

Yallah…

 

İşte kapı…

 

Ne erkekliğin kalır, ne delikanlılığın ne de adamlığın…

 

Geçmişte neler yaptığın da önemli değildir artık…

 

Neyse…

 

Bizim meselemiz değil…

 

Şu var; En azından anlamıştır Mehmet Soylu, kiminle yola çıktığını ya da kimin davulunu çaldığını…

 

Hayat büyük bir tecrübeyse eğer, sevgili Soylu bundan sonraki yaşamında mutlaka yoğurdu üfleyerek yiyecektir…

 

xxx

 

Maça gelince…

 

Dedim ya, kazanmamız gereken bir maçtı…

 

Moral ve özgüven açısından…

 

Konyaspor tecrübeli, daha çok genç, koşan ve mücadele gücü yüksek olan oyunculardan kurulu bir takımla çıktı seyircisinin ya da Kasımpaşa’nın önüne…

 

Aslında karşılaşmanın ilk bölümlerinde net pozisyonlar da üretti yeşil-beyazlılar, ama ne var ki tecrübesizlikleri ve üzerlerindeki baskı nedeniyle son vuruşlarda çok etkisiz kaldılar…

 

4-2-3-1 sistemiyle sahaya yayılan yeşil-beyazlılar, Hakan’ın ikinci sarıdan kırmızı ile oyundan atılmasıyla, maçın 40 dakikasında vurgun yemiş süngerciye döndüler…

 

Bu dakikadan sonra oyunu kendi sahasında kabullenmek zorunda kalan yeşil-beyazlılar,  kontrataklarla da rakip kalede ciddi anlamda pozisyon buldular…

 

Robak ve Serbay, özellikle Serbay yakaladığı bir pozisyonda topa net vurabilmiş olsaydı, sanırım Kasımpaşa, İzmir marşıyla İstanbul’a dönerdi…

 

Ama olmadı…

 

Şu da var ki, iyi bir kaleci artı puan…

 

Konyaspor’un Polonyalı kalecisi Pawelek, kritik pozisyonlarda tecrübesini konuşturdu ve yeşil-beyazlı ekibin 1 puan almasında önemli rol oynadı…

 

Takımda iyi oynayanlardan birisi Pawelek’ti…

 

Beni hayal kırıklığına uğratan isim ise Ali Dere oldu…

 

Kenar adamları Ali’yi oyundan çıkarmakla nokta atışı yaptılar…

 

Kasımpaşa maçının kötülerinden birisi de 50. dakikada ikinci sarıdan kırmızıyla takımını 10 kişi bırakan Hakan Aslantaş’dı…

 

Konyaspor, ligin ilk maçında vasatın üstüne çıkamadı, ama vasatın da altında kalmadı…

 

Gençler üzerlerindeki baskıya rağmen iyi sinyaller verdiler…

 

İçinde bulundukları ortam genç futbolcular için büyük bir şans…

 

Tabi ki, üzerlerindeki baskıyı atmak ve silkelenmek kaydıyla…

 

Özetlersem; Konyaspor’dan bir süper lig takımı kalitesini beklemek fazla hayalci olur elbette… Sistemi oturmuş, oyuncu kalitesi kabul görmüş, ekonomisi tıkır tıkır işleyen, iyi yönetilen bir kulüp olmadığına göre, net ve iddialı cümleler kurmak için kabul edelim ki erken…

 

Kasımpaşa önünde seyredilen Konyaspor’dan beklentilerin de uç noktalarda olmaması gerekir diye düşünüyorum… Hem yönetimsel, hem oyuncu kalitesi hem de kurumsal kimlik buna zaten müsaade etmez.