Papa 16. Benediktus, Ortadoğu’daki Hıristiyanların sorunlarını ele almak üzere Vatikan’da düzenlenen sinod toplantısının kapanış ayininde verdiği vaazda özet olarak şöyle dedi: Ortadoğu’da din özgürlüğü alanı daraltılmış durumda. Din özgürlüğü Müslüman- Hıristiyan diyalogunda tartışılacak konulardan biri olabilir. Muhtelif dini cemaat üyelerinin dinlerini gerçek anlamda yaşama ve dile getirme özgürlüklerini güvence altına almak gerekir. Ortadoğu’da dini sadece ibadet sanıyorlar.”(1)
Din özgürlüğü alanı sadece Ortadoğu’da değil, bütün dünyada daraltılmış durumda. Papa, böyle konuşmakla bu gerçeği gizlemektedir. Batı’da din özgürlüğü sadece Gayrimüslimler için vardır, Müslümanlar için yoktur. Müslümanlar için olsaydı dinlerini öğrenme, tebliğ etme ve hukuk sistemlerini tatbik etme imkânını elde ederlerdi, başörtüsü Fransa’da devlet okullarında yasaklanmazdı, camiler, göçmenlerin evleri ve iş yerleri kundaklanmazdı. Müslümanlar, Papa’nın ifadesiyle, dinlerini gerçek anlamda yaşama ve dile getirme özgürlüğünü elde ederlerdi.
Papa, “Ortadoğu’da din özgürlüğü alanı daraltılmış durumda” derken Hıristiyanları kasdetmektedir. Bunun çözümlenmesi için Müslüman Hıristiyan diyalogunda tartışılmasını istemektedir. Tek taraflı özgürlük olmaz, bütün dinler için özgürlük istemek gerekir, belki o zaman mesafe alınabilir. Ortadoğu’da din özgürlüğü alanını daraltan hilal değil, haç’tır. Çünkü Ortadoğu İslam’ın merkezidir. Merkezin işgal edilmesinin manası, İslam hâkimiyetine son vermek demektir. İslam’ın özgürlük alanı daraltılınca muharref dinlerin yani Yahudilik ve Hıristiyanlığın da özgürlük alanı daraltılmıştır; bu durum insanın yaratılış gayesine aykırıdır, Ortadoğu’da çatışmanın sebebi budur; mesele hilal ile haçın hâkimiyet meselesidir. Papa, böyle konuşmakla Ortadoğu’da haçın hâkimiyetini pekiştirmek istemektedir.
Dünya hâkimiyeti haçın elinde olduğu için yalnız Ortadoğu’da değil, dünyanın hiçbir yerinde barış yoktur. 1989 tarihinde soğuk savaş sona erdikten sonra çatışma alanı, etnik, din, dil ve mezhep alanına kaydı; etnik, din, dil ve mezhep çatışması sadece Ortadoğu’da değil, dünyanın her tarafında vardır.
Ali Bulaç, “Çatışmalar ve Potansiyeyeller” isimli yazısında şöyle der: 1989'da Sovyet sistemi çökünce, karşılıklı silahlanmaya dayalı dehşet dengesi ortadan kalktı, dünya yeni çatışma dönemine girdi.
"Kavimlerin, dillerin ve halkların hapishanesi" olarak tanımlanan Sovyetlerden sonra yerel etnik, mezhebî ve dinî kimliklerde patlama yaşanırken, liberal demokrasilerin geçerli olduğu Batı dünyası da bu patlamaların dışında kalamadı. İrlanda, İspanya, Belçika ve Fransa'da zaten öteden beri farklı etnik ve dil grupları arasında ayrışmalar, gerilimler vardı. Bunlar yeni formlar altında sürmeye devam etti…”(2)
Ortadoğu’da dinin sadece ibadet sanılmasını sağlayan mimar haçtır, bunun sebebi, İslam’ı toplum hayatından koparmak ve kalplere hapsederek, İslam’ın merkezi Ortadoğu’ya hâkim olmaktı.
Ortadoğu’da dinin sadece ibadet sanılmaması, din özgürlüğü alanının genişlemesi ve İslam’ın da özgürlüğüne kavuşması için önce Ortadoğu’da barışın sağlanması gerekir. Bunun için haçın başta barışı yok ettiğinin görülmesi gerekir.
Papa’ya, Mutlak güç ve hikmet sahibi(3) Allah’ın şu kelamını hatırlatırız: “(Resulüm!) deki: Ey ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah’tan başkasına tapmayalım: O’na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz."(4)
------------------
DİPNOTLAR:
1. Dünya Gündemi 24 Ekim 2010
2. Zaman gazetesi, 10.01.2011
3. Al-i İmran: 64.
4. Al-i İmran:64
Din özgürlüğü alanı sadece Ortadoğu’da değil, bütün dünyada daraltılmış durumda. Papa, böyle konuşmakla bu gerçeği gizlemektedir. Batı’da din özgürlüğü sadece Gayrimüslimler için vardır, Müslümanlar için yoktur. Müslümanlar için olsaydı dinlerini öğrenme, tebliğ etme ve hukuk sistemlerini tatbik etme imkânını elde ederlerdi, başörtüsü Fransa’da devlet okullarında yasaklanmazdı, camiler, göçmenlerin evleri ve iş yerleri kundaklanmazdı. Müslümanlar, Papa’nın ifadesiyle, dinlerini gerçek anlamda yaşama ve dile getirme özgürlüğünü elde ederlerdi.
Papa, “Ortadoğu’da din özgürlüğü alanı daraltılmış durumda” derken Hıristiyanları kasdetmektedir. Bunun çözümlenmesi için Müslüman Hıristiyan diyalogunda tartışılmasını istemektedir. Tek taraflı özgürlük olmaz, bütün dinler için özgürlük istemek gerekir, belki o zaman mesafe alınabilir. Ortadoğu’da din özgürlüğü alanını daraltan hilal değil, haç’tır. Çünkü Ortadoğu İslam’ın merkezidir. Merkezin işgal edilmesinin manası, İslam hâkimiyetine son vermek demektir. İslam’ın özgürlük alanı daraltılınca muharref dinlerin yani Yahudilik ve Hıristiyanlığın da özgürlük alanı daraltılmıştır; bu durum insanın yaratılış gayesine aykırıdır, Ortadoğu’da çatışmanın sebebi budur; mesele hilal ile haçın hâkimiyet meselesidir. Papa, böyle konuşmakla Ortadoğu’da haçın hâkimiyetini pekiştirmek istemektedir.
Dünya hâkimiyeti haçın elinde olduğu için yalnız Ortadoğu’da değil, dünyanın hiçbir yerinde barış yoktur. 1989 tarihinde soğuk savaş sona erdikten sonra çatışma alanı, etnik, din, dil ve mezhep alanına kaydı; etnik, din, dil ve mezhep çatışması sadece Ortadoğu’da değil, dünyanın her tarafında vardır.
Ali Bulaç, “Çatışmalar ve Potansiyeyeller” isimli yazısında şöyle der: 1989'da Sovyet sistemi çökünce, karşılıklı silahlanmaya dayalı dehşet dengesi ortadan kalktı, dünya yeni çatışma dönemine girdi.
"Kavimlerin, dillerin ve halkların hapishanesi" olarak tanımlanan Sovyetlerden sonra yerel etnik, mezhebî ve dinî kimliklerde patlama yaşanırken, liberal demokrasilerin geçerli olduğu Batı dünyası da bu patlamaların dışında kalamadı. İrlanda, İspanya, Belçika ve Fransa'da zaten öteden beri farklı etnik ve dil grupları arasında ayrışmalar, gerilimler vardı. Bunlar yeni formlar altında sürmeye devam etti…”(2)
Ortadoğu’da dinin sadece ibadet sanılmasını sağlayan mimar haçtır, bunun sebebi, İslam’ı toplum hayatından koparmak ve kalplere hapsederek, İslam’ın merkezi Ortadoğu’ya hâkim olmaktı.
Ortadoğu’da dinin sadece ibadet sanılmaması, din özgürlüğü alanının genişlemesi ve İslam’ın da özgürlüğüne kavuşması için önce Ortadoğu’da barışın sağlanması gerekir. Bunun için haçın başta barışı yok ettiğinin görülmesi gerekir.
Papa’ya, Mutlak güç ve hikmet sahibi(3) Allah’ın şu kelamını hatırlatırız: “(Resulüm!) deki: Ey ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah’tan başkasına tapmayalım: O’na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz."(4)
------------------
DİPNOTLAR:
1. Dünya Gündemi 24 Ekim 2010
2. Zaman gazetesi, 10.01.2011
3. Al-i İmran: 64.
4. Al-i İmran:64