Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma şimdiye kadar hep ezilmiş muamelesi gören yalnızca kendi içinde dertlenen bir Müslüman olarak bizleri çok duygulandırdı. Müslümanlar adına yaşanan târihsel gerçekleri dünyânın yüzüne yüzüne ezik-büzük değil de onurlu bir havayla haykırması doğrusu bizleri geleceğe dâir umutlandırdı.
Filistin’i hep yara olarak içimizde yıllarca taşımadık mı? İsrâil’e ve Yahudilere karşı Müslüman kardeşlerimize yapılan zâlimliği hep kınamadık mı? Zâlimi ve zulmü hiç desteklemedik, alkışlamadık. Fakat uluslar arası bu terör devleti neredeyse tüm dünya ülkeleri tarafından her zaman desteklendi. Kimse Müslümanlara yapılan haksızlıklara bir şey diyemedi, herhangi bir yaptırım uygulayamadı. O da yüz buldu, devam etti, herkese kafa tuttu. Ama artık bu zâlim ülkeye bir dur diyen var. Yeter artık sen de kimsin! Diyen var. İsrâil’in bilhassa Türkiye’ye yaptığı yanlışlıkları düzeltmesi için onurlu bir duruş sergileyen gerçekleri İsrâil’in yüzüne korkmadan haykıran bir Türkiye var. Şükür bu günlere geldik. Kimse haksızlık yapmasın. Doğruyu kabullensin.
Somali’de yaşanan ‘İnsanlık Dramı’na şâhit olan tüm dünya neden sessiz kalıyor? Yıllarca insanlıktan, kardeşlikten, barıştan söz eden kendileri değil miydi? Birçoklarının isrâfın kucağında gezerken bazılarının açlıktan ölmesi insanlığa revâ mı? Köpekleri, balinaları korumak üzere dernekler kuran hayvan severler için insan bu kadar önemsiz mi? Neredesiniz ey dünya devleri? Daha gelişmiş ülkeler safında yerini almamış ama vicdan taşıyan Türkiye hakikaten bu konuda da faziletli yardım uygulamalarıyla onurlu bir duruş sergiledi. Göğsümüz kabardı. Ne diyelim. Allah(c.c) râzı olsun.
Arap ülkelerinde yaşanan rejim buhranları, yıllardır yanlış işleyen sözde adı demokrasi olan mevcut baskıcı yönetim şekillerine canı pahası karşı çıkan Müslüman halkın desteklenmesi gerekiyor. Kafası çalışan herkes idrak eder ki, şimdiye kadar Arap ülkelerinin petrol ve insan kaynakları hep dış mihraklar tarafından sömürülüyordu. Halk artık buna râzı değil. Gerçeklerin farkına varan yıllarca uyuşmuş vaziyette bir türlü ‘dur’ diyemeyen halkın direnişini hepimiz destekledik. Bu kadar verilen zâyiata bâri istenen gerçekleşse eski hâli aratmayan sözde yeni düzenler kurulmasa! Bu uyanış hayırlara vesile olsa! Müslümanlar hep birlikte hakkın yanında yer alsa! Müslümanların haklı direnişlerinde onların safında yer almak ve bu durumu bir bahara dönüştürmek için onları desteklemek için yapılan teşvik edici ziyâretler ne güzel!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhûriyeti’nin Türkiye’ye yaptığı onca nankörlüğe rağmen Rumların uyguladığı her türlü düşmanca tutuma karşı sabırlıca, onurluca, akıllıca yürütülen mücâdele, Kıbrıs’ta yaşayan bizlere göre hakikaten takdire değer. Umarız bu övgüye değer durumu Kıbrıs’ın yerli halkı da en kısa zamanda idrâk eder ve Türkiye’ye karşı yürüttükleri yanlı, düşmanca tavırlarını düzeltirler. Hükümetin Kıbrıs konusunda uyguladığı akılcı tedbirler inşallah kısa zamanda olmasa da uzun vâdede ada halkına iyi bir gelecek vaat ediyor. Kutluyoruz Türkiye’yi.
Başbakanımız; Keşmir’de, Karabağ’da, Bosna’da yaşananlardan dem vurdu. Kafkasya’dan Balkanlara kadar Müslümanların yaşadıkları problemleri tek tek dile getiren Başbakan bizleri yeniden heyecanlandırdı. Ey dünya kurduğunuz çok bilinmeyenli denklemin içinde bizde varız, hesâbınızı ona göre yapın. Dendi âdeta. Bu gerçekleri zaman zaman kalemler dile getiriyordu yahut arkadaş toplantılarında herkesler konuşuyordu. Ancak uluslar arası arenada dünyânın gözünün içine baka baka cesurca; ‘Biz yaptığınız tüm gerçeklerin farkındayız, bizi mahvetmek için çevirdiğiniz dolapları bilincindeyiz.’ dercesine haykırılması izah edilmesi mümkün olmayan bir mutluluktu! Şükür bu günlere geldik. Hamdolsun Rabbimize!
Birleşmiş Milletlerin üzerine düşeni yapmadığını, problem konusu Müslümanlar olunca yanlı kararlar alındığının açıkça söylenmesi alkışlanacak bir durumdu. Ne dersek diyelim Türkiye’nin dünyâda popülaritesi arttı. Yiğidi öldür fakat hakkını yeme! Denir ya bizdeki bazı yanlı düşünenlere bu sözü hatırlatmakta yarar var. Eskiden ABD Başkanının önünde el ovalayan, ayakta bekleyen, ceketinin önünü açmaktan korkanlar şimdi dünyâya meydan okuyan bir onurlu Başbakanla karşı karşıya. Türkiye’nin son günlerde ABD ile yaptığı görüşmeler artık bir beyin fırtınası şeklinde geçiyor. Türkiye bölgesinde ve dünyâda güç olma yolunda hızla ilerliyor. Daha bir on sene öncesi ülke ne durumdaydı! Bravo doğrusu! Rabbim memleketimizin fedâkar, cefâkar, çalışkan insanlarının sayısını artırsın ve onları korusun. Yürü Türkiye’m yolun açık olsun.
Filistin’i hep yara olarak içimizde yıllarca taşımadık mı? İsrâil’e ve Yahudilere karşı Müslüman kardeşlerimize yapılan zâlimliği hep kınamadık mı? Zâlimi ve zulmü hiç desteklemedik, alkışlamadık. Fakat uluslar arası bu terör devleti neredeyse tüm dünya ülkeleri tarafından her zaman desteklendi. Kimse Müslümanlara yapılan haksızlıklara bir şey diyemedi, herhangi bir yaptırım uygulayamadı. O da yüz buldu, devam etti, herkese kafa tuttu. Ama artık bu zâlim ülkeye bir dur diyen var. Yeter artık sen de kimsin! Diyen var. İsrâil’in bilhassa Türkiye’ye yaptığı yanlışlıkları düzeltmesi için onurlu bir duruş sergileyen gerçekleri İsrâil’in yüzüne korkmadan haykıran bir Türkiye var. Şükür bu günlere geldik. Kimse haksızlık yapmasın. Doğruyu kabullensin.
Somali’de yaşanan ‘İnsanlık Dramı’na şâhit olan tüm dünya neden sessiz kalıyor? Yıllarca insanlıktan, kardeşlikten, barıştan söz eden kendileri değil miydi? Birçoklarının isrâfın kucağında gezerken bazılarının açlıktan ölmesi insanlığa revâ mı? Köpekleri, balinaları korumak üzere dernekler kuran hayvan severler için insan bu kadar önemsiz mi? Neredesiniz ey dünya devleri? Daha gelişmiş ülkeler safında yerini almamış ama vicdan taşıyan Türkiye hakikaten bu konuda da faziletli yardım uygulamalarıyla onurlu bir duruş sergiledi. Göğsümüz kabardı. Ne diyelim. Allah(c.c) râzı olsun.
Arap ülkelerinde yaşanan rejim buhranları, yıllardır yanlış işleyen sözde adı demokrasi olan mevcut baskıcı yönetim şekillerine canı pahası karşı çıkan Müslüman halkın desteklenmesi gerekiyor. Kafası çalışan herkes idrak eder ki, şimdiye kadar Arap ülkelerinin petrol ve insan kaynakları hep dış mihraklar tarafından sömürülüyordu. Halk artık buna râzı değil. Gerçeklerin farkına varan yıllarca uyuşmuş vaziyette bir türlü ‘dur’ diyemeyen halkın direnişini hepimiz destekledik. Bu kadar verilen zâyiata bâri istenen gerçekleşse eski hâli aratmayan sözde yeni düzenler kurulmasa! Bu uyanış hayırlara vesile olsa! Müslümanlar hep birlikte hakkın yanında yer alsa! Müslümanların haklı direnişlerinde onların safında yer almak ve bu durumu bir bahara dönüştürmek için onları desteklemek için yapılan teşvik edici ziyâretler ne güzel!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhûriyeti’nin Türkiye’ye yaptığı onca nankörlüğe rağmen Rumların uyguladığı her türlü düşmanca tutuma karşı sabırlıca, onurluca, akıllıca yürütülen mücâdele, Kıbrıs’ta yaşayan bizlere göre hakikaten takdire değer. Umarız bu övgüye değer durumu Kıbrıs’ın yerli halkı da en kısa zamanda idrâk eder ve Türkiye’ye karşı yürüttükleri yanlı, düşmanca tavırlarını düzeltirler. Hükümetin Kıbrıs konusunda uyguladığı akılcı tedbirler inşallah kısa zamanda olmasa da uzun vâdede ada halkına iyi bir gelecek vaat ediyor. Kutluyoruz Türkiye’yi.
Başbakanımız; Keşmir’de, Karabağ’da, Bosna’da yaşananlardan dem vurdu. Kafkasya’dan Balkanlara kadar Müslümanların yaşadıkları problemleri tek tek dile getiren Başbakan bizleri yeniden heyecanlandırdı. Ey dünya kurduğunuz çok bilinmeyenli denklemin içinde bizde varız, hesâbınızı ona göre yapın. Dendi âdeta. Bu gerçekleri zaman zaman kalemler dile getiriyordu yahut arkadaş toplantılarında herkesler konuşuyordu. Ancak uluslar arası arenada dünyânın gözünün içine baka baka cesurca; ‘Biz yaptığınız tüm gerçeklerin farkındayız, bizi mahvetmek için çevirdiğiniz dolapları bilincindeyiz.’ dercesine haykırılması izah edilmesi mümkün olmayan bir mutluluktu! Şükür bu günlere geldik. Hamdolsun Rabbimize!
Birleşmiş Milletlerin üzerine düşeni yapmadığını, problem konusu Müslümanlar olunca yanlı kararlar alındığının açıkça söylenmesi alkışlanacak bir durumdu. Ne dersek diyelim Türkiye’nin dünyâda popülaritesi arttı. Yiğidi öldür fakat hakkını yeme! Denir ya bizdeki bazı yanlı düşünenlere bu sözü hatırlatmakta yarar var. Eskiden ABD Başkanının önünde el ovalayan, ayakta bekleyen, ceketinin önünü açmaktan korkanlar şimdi dünyâya meydan okuyan bir onurlu Başbakanla karşı karşıya. Türkiye’nin son günlerde ABD ile yaptığı görüşmeler artık bir beyin fırtınası şeklinde geçiyor. Türkiye bölgesinde ve dünyâda güç olma yolunda hızla ilerliyor. Daha bir on sene öncesi ülke ne durumdaydı! Bravo doğrusu! Rabbim memleketimizin fedâkar, cefâkar, çalışkan insanlarının sayısını artırsın ve onları korusun. Yürü Türkiye’m yolun açık olsun.