* “Murat Karayılan Kürt televizyonuna konuştu. Kandil'den verdiği mesajlar bu kez "işi yokuşa süren" türden oldu. Özetle 3 talep ortaya attı. Silah bırakmak için Öcalan'ın serbest bırakılmasını şart koştu. PKK'nın uluslararası terör örgütleri listesinden çıkarılmasını istedi. Özel Kuvvetlerin lağvedilmesini talep etti.”
*Aysel Tuğluk: “Çekilme kritik bir aşama. Bir takım provokasyonların olma ihtimali var.(…) O nedenle çok dikkatli olunmalı. Çekilme sırasında bir gerillanın burnu kanarsa kıyametin kopması demektir. Türkiye ile ittifak tercih edildi. Bu bile tarihi bir bakış. Orta Doğu’da o kadar güç dengesi var ki, Kürtler başka bir hak, başka bir denge içerisinde de kendilerini var edebilirlerdi.”
* “…Tam sırat köprüsünden geçerken aynı BDP ‘1915 Ermeni olayları için Meclis’te komisyon kurulsun.” diyor.”
*Demirtaş, BDP’ye göre Türkiye’nin bölünmesini önleyecek formülün özerklik olduğunu ve bu konuda mücadele edeceklerini açıkladı.
*Üst düzey bir istihbarat yetkilisi örgüte katılımın arttığına dikkat çekiyor. Akşam gazetesinin haberine göre;
PKK'nın bu süreçte tabanını kaybetmekten endişe ettiğini vurgulayan yetkili şöyle devam ediyor:
"Militan sayısının azalmasını istemiyorlar. Bu yüzden yeni katılımlara büyük önem veriyorlar.
“Benim oğlum da dağdaydı", "Son döneme yetiştim. “Ben de oradaydım” mantığındaki birçok aile çocuklarını dağa göndermekten yana.
Bu gençleri kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. Aileleriyle irtibat halindeyiz."
*Mardin’de N.Ç. adlı kızın 2002 yılında 13 yaşındayken aralarında kaymakamlık yazı işleri müdürü ve bir yüzbaşının da bulunduğu 24 kişinin tecavüzüne uğraması nedeniyle açılan ve 10 yılda yerel mahkemenin verdiği kararı, Yargıtay kısmi olarak bozdu. (…) Duruşmada, N.Ç.’ye tecavüz etmek ve pazarlamak suçlarından yargılanan tutuklu ve tutuksuz toplam 25 sanığa 5 ile 9 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezaların N.Ç’nin rızası olduğu gerekçesiyle alt sınırdan verildiği belirtildi.
*“Çocuk pornosunu”, kendisi de çocuk sahibi olduğu halde, öteden beri savunan, muhafazakârlarımızın gözdelerinden Gülay Göktürk, bir TV programında:
“Animasyon çocuk pornosunda insan kullanılmadığı sürece burada bir insan hakkı ihlali yoktur. Çocukların hak ihlali yoktur. Bunun yasaklanması aslında insanların ifade özgürlüğünün yasaklanmasıdır” ifadelerini kullandı.
*Ünlü gay Modacı Cemil İpekçi, “AKP'nin kendisine Belediye Başkanlığı teklif ettiğini ama kabul etmediğini söyledi.”
* “AKP'nin 4. Olağan Genel Kurulu'nda parti Genel Başkan Yardımcılığı'na seçilen Süleyman Soylu, çözüm sürecinin bir taraftan Medine sözleşmesi, bir taraftan da Veda Hutbesi olduğunu söyledi”
* “İlk sansür uygulanan isimlerden (Mehmet Baransu) biriydim. Gazeteye gönderdiğim yazı Oral Çalışlar tarafından bana sorulmadan değiştirildi. Bazı yerleri atıldı.(…)
‘Bu gazetede sansür başladı da bizim mi haberimiz yok’ diye sordum. ‘Binlerce masum insanın katliam emrini veren Abdullah Öcalan” cümlemi, barış sürecine zarar vereceği için çıkarmıştı. Öcalan’ı eleştirmek bu dönemde doğru değilmiş. Bu yüzden gece yarısı bu cümlemi çıkartmış. Bu yolla barışa katkı sunmuş.”
* “Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Sözcüsü Cemal Uşşak, "bebek katili" gibi ifadelerin çözüm sürecine zarar verdiğini iddia etti.”
*Ve Konya’dan bir haber. Sayın Celal Emiroğlu’nun Memleket Gazetesi’ndeki bir yazısından:
“Dedeman ve Kipa’nın bulunduğu kavşaktaki direkte şehit kanları ile özgürce dalgalanan Türk Bayrağı (yeni söylemle Türkiyeli Bayrağı) yaklaşık iki aydır ‘tamirat’ nedeniyle kaldırılmış. Ne ağır bir yara almış ki tamiratı uzun sürüyor. Ya da “tamirat” adı altında oldu bittiye getirilip bir daha göndere asılmayacak! Civar işyerlerinde çalışanlar belediyeyi arayıp sormuşlar. “Bakım var” denilmiş. Bayrağımız çok mu hasar gördü ki, ameliyat masasına alınıp tamiri yapılıyor?” diyen vatandaşlar “bir daha takılmamak üzere söküldü” inancını taşıyorlar.
Ey okur, siz yukarıdaki haberlere aldırmayın.
Hepsinden önemlisi “kırmızı ruj”.
…
HANIMLARIN DİLİNDEN HZ. MEVLÂNA
İl Halk Kütüphanesi’nde; 4 Mayıs Cumartesi günü, saat 14’teki “Hanımların Dilinden Hz. Mevlana” başlıklı panel, sadra şifa esintilerle geldi.
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ile Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü’nün işbirliği ile şekillenen programın açış konuşmasını Sayın Esin Çelebi Bayru yaptı. Panelin başkanı ise Prof. Dr. Emine Yeniterzi’ydi.
Şefik Can Uluslararası Mevlana Eğitim ve Araştırma Derneği Başkanı H. Nur Artıran, Yazar arkadaşlarımız Melahat Ürkmez, Fatma Polat ve Film Yapımcısı Elif Dağdeviren; çok lâtif bir atmosferde bize kadınların gönlündeki Hz. Pir yansımalarını aktardı.
Derûni âlemden sesler getirdi, herhalde kendimizi sorgulamamıza sebep oldu, farkındalık meydana getirerek bir perdeyi araladı.
Program sırasında Eva de Vitray Meyeroviç (Havva Hanım’ın) hatırlatılması ve anılmasıysa, ayrı bir incelikti.
Saat 13.30’daki ‘geleneksel sanatlar sunusu’nda yer alan Sevgili Naciye Detseli, Melike Eldek, Ayşe Totan Kart, Elif Başhan, Rabia Girgiç ve Nilgün Akder’in; ebru, tezhip, hat, naht, keçe ve resim alanında gösterilerini gerçekleştirdiği etkinlikse, yine kadınların varlık dilinden, bir diğer “güzel” ifade biçimiydi.
Programı hazırlayan Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Başkanı ve TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sayın Nuri Şimşekler’i, gönülleri bayram yerine çeviren Hz. Mevlâna’nın dostlarını, kadın yazarlar ve sanatçılarımızı en içten dileklerimle kutluyorum.