Geçenlerde eski ABD Başkanı şimdilerde ise Laureate İnternational Üniversitesi Onursal Başkanı Bill Clinton Türkiye’ye geldi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde bir konferans veren Clinton hem öğrencilere hem de tüm dünyâya bize göre önemli mesajlar verdi. Güzel dinimize, kutsal kitâbımıza elin oğlu nasıl bakıyor? Yine bizim yerden yere vurduğumuz memleketimizin yöneticilerine, son krizlerde gösterilen ekonomik performansa, üretilen sağduyulu siyâsi politikalara doğru ve yansız, son derece dürüst ve önyargısız bakarak yaptığı değerlendirmeleri bizim de bir kez daha irdelememiz gerektiği düşüncesiyle sizlere Bill Clinton’un konuşmasından bazı alıntılar sunmak istiyorum efendim.
“Türkiye’nin, demokrasiye olan inancı, İslâmiyet’e olan bağlılığı, Ortadoğu’ya örnek olan, insanların din ile terör arasındaki farkı daha iyi anlamalarına imkan verecek bir ülke olarak sizlerin Avrupa’da bulunmasının yararlarını, AB’ye anlattım. Türkiye’nin son dönemlerdeki başarısı, insanların, bütün Müslümanları ayni kefeye koyamayacaklarını anlamaları konusunda fayda sağladı. Kaliforniya’da küçük bir kasabada yolsuzluğa bulaşmış bir idâre, Müslümanların girişimleri sonucunda değiştirildi.” Diyen eski ABD Başkanı; “İnsanları Kur’an okuyarak İslâmiyet’i anlamaya çalışınız.” Diye ikaz etti.
Kendisinin 1999 yılında TBMM’de yaptığı konuşma sırasında 21 yüzyılın şekillenmesinde Türkiye’nin önemli bir rol oynayacağını daha o zamandan belirttiğini ifâde ederek Türkiye’nin bugünkü durumuna ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Bugün Türkiye uluslar arası arenada çok iyi bir durumda ve gâyet başarılı. Din, sizi felce uğratmadı. Din, sizde siyâsi bir silahta değil. Siz, Batı’ya özellikle de Avrupa’ya yepyeni bir açılım sunuyorsunuz. Müslüman ülkelere, Doğu’ya doğru bir açılım.” Derken, bizimkilerin felâket tellallığı yaptığı Türk ekonomisine övgüler yağdırdı ve şöyle dedi; “ Büyüme hızında eksi 6’dan, bir sonraki yıl artı 10’a çıkabilmişseniz, bu muazzam bir şey.” Yoruma bakar mısınız? Bu yorumu yapan sıradan bir kişi değil dünyânın en güçlü ekonomisine sâhip ülkenin Başkanı. Bu tespitlerimiz asla yanlış değerlendirilmemelidir ‘Küfür tek bir millettir’ Bunun bilinci içindeyiz.
Türkiye’nin dünya ile bütünleşmeye çalıştığını kaydederek, eksen kayması iddialarına ilişkin olarak: “Belki Batı’da; ‘Türkiye bizden uzaklaşıyor’, ‘başka yerlerdeki aşırı uçlara yaklaşacak’ diyeceklerdir. Hayır, ben bunun doğru olduğunu sanmıyorum. Türkiye, kendi bağımsız yönünü tâyin etmiş durumda ve burada ilerliyor.”
Yine, Türkiye’nin temel değerlerinin ne olduğunu bilmesi gerektiğini belirten Clinton şu açıklamaları yaptı. “Bazı şeyleri saçma sapan bulabilirsiniz. Meselâ; AB’ye niye giriyoruz? Diyebilirsiniz. Ben bizzat Avrupa Birliği’ni, Başkanlığım sürecinde 6 yıl boyunca Türkiye’yi hızlı bir üyelik sürecine sokmaları konusunda onları ikna etmeye çalıştım. Hatta, Türkiye’nin nüfûsu bu hızla artmaya devam ederse, bütün o fakir ülkeler bu sefer teker teker Türkiye’ye gelmeye çalışacaklar. Bütün bu endişeler ve Kıbrıs sorunu gibi çözümlenmemiş sorunlar, Türkiye’nin tam üyeliğinin oluşturacağı avantajlar yanında önemini yitirir.
Eski ABD Başkanı Bill Clinton, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığı yolundaki iddiaları da reddederek bu hususta şunları söyledi: “Türkiye, kendi bağımsız yönünü tâyin etmiş ve bu yöne doğru ilerliyor. Köprü kurmaya ve kötü olayların cereyan etmesini engellemeye çalışıyorsunuz. Batınızda bazı şüpheciler vardı onlar Türkiye’ye sırtını dönmenin zararlı olduğunu gördüler.”
İsrâillilerle aranızda cereyan eden olaylar, Gazze’ye yardım götüren geminin başına gelenler… Bütün bunlar, sizin nihâi uzlaşı vizyonunuzu bulandırabilir. Ama bugünkü sosyal, siyâsi modelinize ve vizyonunuza baktığınızda bu bölünmüşlük değil… Siz âdil olmayan muâmelelere karşı çıkıyorsunuz, adâletsizlikle mücâdele ediyorsunuz. (Elin adamının ön yargısız değerlendirmesine bakar mısınız? Bir de bizimkilerin yerden yere vuruşlarına. ‘Yiğidi öldür ama hakkını ver’ denir bizde) Bütün bu ortamda, Türkiye’nin yaptıkları bizi birbirimize çekecek bir mıknatıs olacaktır. Bazı işleri kendi açınızdan yapıyor, özgür olmadığınızı düşünüyor olabilirsiniz, ama 21.yüzyıldaki en önemli rolünüz, yepyeni ittifakların kurulması olacak. Sâdece Türkiye içinde yaşayan insanlara değil, sizin etkilediğiniz dünyâda yaşayan insanların kendileri ve çocukları için çok daha olumlu bir ortamda yaşamalarına imkan sağlayacaksınız. İşte bu, sizin 21. yüzyıldaki rolünüz olacak ve bu rolü oynayacağınızdan eminim.”
Gerçekten ‘helal olsun’ diyoruz. Bizde de hem yurt içinden hem yurt dışından böylesi doğru ve müspet değerlendirmeler yapılmasını istiyoruz.
Hayırla ve iyilikle kalınız efendim.
“Türkiye’nin, demokrasiye olan inancı, İslâmiyet’e olan bağlılığı, Ortadoğu’ya örnek olan, insanların din ile terör arasındaki farkı daha iyi anlamalarına imkan verecek bir ülke olarak sizlerin Avrupa’da bulunmasının yararlarını, AB’ye anlattım. Türkiye’nin son dönemlerdeki başarısı, insanların, bütün Müslümanları ayni kefeye koyamayacaklarını anlamaları konusunda fayda sağladı. Kaliforniya’da küçük bir kasabada yolsuzluğa bulaşmış bir idâre, Müslümanların girişimleri sonucunda değiştirildi.” Diyen eski ABD Başkanı; “İnsanları Kur’an okuyarak İslâmiyet’i anlamaya çalışınız.” Diye ikaz etti.
Kendisinin 1999 yılında TBMM’de yaptığı konuşma sırasında 21 yüzyılın şekillenmesinde Türkiye’nin önemli bir rol oynayacağını daha o zamandan belirttiğini ifâde ederek Türkiye’nin bugünkü durumuna ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Bugün Türkiye uluslar arası arenada çok iyi bir durumda ve gâyet başarılı. Din, sizi felce uğratmadı. Din, sizde siyâsi bir silahta değil. Siz, Batı’ya özellikle de Avrupa’ya yepyeni bir açılım sunuyorsunuz. Müslüman ülkelere, Doğu’ya doğru bir açılım.” Derken, bizimkilerin felâket tellallığı yaptığı Türk ekonomisine övgüler yağdırdı ve şöyle dedi; “ Büyüme hızında eksi 6’dan, bir sonraki yıl artı 10’a çıkabilmişseniz, bu muazzam bir şey.” Yoruma bakar mısınız? Bu yorumu yapan sıradan bir kişi değil dünyânın en güçlü ekonomisine sâhip ülkenin Başkanı. Bu tespitlerimiz asla yanlış değerlendirilmemelidir ‘Küfür tek bir millettir’ Bunun bilinci içindeyiz.
Türkiye’nin dünya ile bütünleşmeye çalıştığını kaydederek, eksen kayması iddialarına ilişkin olarak: “Belki Batı’da; ‘Türkiye bizden uzaklaşıyor’, ‘başka yerlerdeki aşırı uçlara yaklaşacak’ diyeceklerdir. Hayır, ben bunun doğru olduğunu sanmıyorum. Türkiye, kendi bağımsız yönünü tâyin etmiş durumda ve burada ilerliyor.”
Yine, Türkiye’nin temel değerlerinin ne olduğunu bilmesi gerektiğini belirten Clinton şu açıklamaları yaptı. “Bazı şeyleri saçma sapan bulabilirsiniz. Meselâ; AB’ye niye giriyoruz? Diyebilirsiniz. Ben bizzat Avrupa Birliği’ni, Başkanlığım sürecinde 6 yıl boyunca Türkiye’yi hızlı bir üyelik sürecine sokmaları konusunda onları ikna etmeye çalıştım. Hatta, Türkiye’nin nüfûsu bu hızla artmaya devam ederse, bütün o fakir ülkeler bu sefer teker teker Türkiye’ye gelmeye çalışacaklar. Bütün bu endişeler ve Kıbrıs sorunu gibi çözümlenmemiş sorunlar, Türkiye’nin tam üyeliğinin oluşturacağı avantajlar yanında önemini yitirir.
Eski ABD Başkanı Bill Clinton, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığı yolundaki iddiaları da reddederek bu hususta şunları söyledi: “Türkiye, kendi bağımsız yönünü tâyin etmiş ve bu yöne doğru ilerliyor. Köprü kurmaya ve kötü olayların cereyan etmesini engellemeye çalışıyorsunuz. Batınızda bazı şüpheciler vardı onlar Türkiye’ye sırtını dönmenin zararlı olduğunu gördüler.”
İsrâillilerle aranızda cereyan eden olaylar, Gazze’ye yardım götüren geminin başına gelenler… Bütün bunlar, sizin nihâi uzlaşı vizyonunuzu bulandırabilir. Ama bugünkü sosyal, siyâsi modelinize ve vizyonunuza baktığınızda bu bölünmüşlük değil… Siz âdil olmayan muâmelelere karşı çıkıyorsunuz, adâletsizlikle mücâdele ediyorsunuz. (Elin adamının ön yargısız değerlendirmesine bakar mısınız? Bir de bizimkilerin yerden yere vuruşlarına. ‘Yiğidi öldür ama hakkını ver’ denir bizde) Bütün bu ortamda, Türkiye’nin yaptıkları bizi birbirimize çekecek bir mıknatıs olacaktır. Bazı işleri kendi açınızdan yapıyor, özgür olmadığınızı düşünüyor olabilirsiniz, ama 21.yüzyıldaki en önemli rolünüz, yepyeni ittifakların kurulması olacak. Sâdece Türkiye içinde yaşayan insanlara değil, sizin etkilediğiniz dünyâda yaşayan insanların kendileri ve çocukları için çok daha olumlu bir ortamda yaşamalarına imkan sağlayacaksınız. İşte bu, sizin 21. yüzyıldaki rolünüz olacak ve bu rolü oynayacağınızdan eminim.”
Gerçekten ‘helal olsun’ diyoruz. Bizde de hem yurt içinden hem yurt dışından böylesi doğru ve müspet değerlendirmeler yapılmasını istiyoruz.
Hayırla ve iyilikle kalınız efendim.