Ölümü bekleyenlerin koğuşu

Yaşlı ve Engelliler Eğitim, Araştırma ve Bakım Vakfı (YEBAV) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ağırbaşlı (76), Türkiye'deki huzurevlerini eleştirerek, “Adeta ölümü bekleyenler koğuşu” dedi

Her şeyden münezzeh olan Kadir -i Mutlak, acziyet içerisinde bulunan insana, bu dünyada bir ömür biçmiş. Ömür sürecini de belli aşamalara ayırmış. Dünyaya gelme, çocukluk, gençlik ve yaşlılık. İşte YEBAV da bu sürecin bir parçası olan yaşlıların kurmuş olduğu bir vakıf. Vakfın Başkanı Adnan Ağırbaşlı'yla kuruluş süreçlerini, beklentilerini ve projelerini konuştuk. Sohbetimiz esnasında Ağırbaşlı'nın, en çok vurguladığı ve dert yandığı mesele şu oldu: “Yaşlılara, engellilere bakacak uzman personel Türkiye'de hali hazırda yok.”

İlk olarak kendinizi tanıtır mısınız? Kısaca Adnan Ağırbaşlı kimdir?

Konya Sırçalı Mescit Mahallesi doğumluyum. Ailesi 300 yıldır Konya'da bulunan bir sülalenin mensubuyum. Sarıhafızlar ismiyle herkesçe bilinen bir ailedir. Ailemde genelde Kapu Camii'nde imamlık ve hatiplik yapan fertler gelip geçti. Bizim nesil maalesef aksattı o zinciri. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunuyum. Türkiye'nin birçok yerinde resmi taahhütlük işleri yaptım. Ankara, Antalya, Adapazarı bunlardan birkaçı . Sonra tekrar Ankara'da apartman yapıp satma işine girdim. İş yerleri, dükkanlar ve okullar yaptım. Bazı resmi küçük ölçekli yerler de yaptık. Konya'da ise iş hanları inşa ettik. Hemen hemen diyebilirim ki 30 sene bu işlerler meşgul oldum.

Biraz YEBAV'ın kuruluş sürecinden bahsedebilir misiniz?

Bizim birtakım kendimizle ilgili projelerimiz, bizden sonraki nesillere devrediliyor. Arkamızdaki nesile devrettiğimiz nesnelerin bir zaman sonra yetmeyeceğini düşündüm. Manevi bir şeyler devretme sorumluluğunu hissetmeye başladım. 2009 yılında bir grup arkadaşla önce Mart ayında Ticaret Odası'nda yapılan toplantıda, Türkiye Yaşlılık Platformu Yönetim Kurulu'na, böyle bir teşebbüste bulunmak istediğimizi bildirdik. Neticesinde platformun Konya Temsilciliği'ni aldık. Bunun yanı sıra tabi yaşlılıkla ilgili sorunlar çok büyük. Bunları da göz önüne alarak ilerlemeye çalışıyoruz.

Sorunlar derken neleri kastediyorsunuz? Açabilir misiniz?

Demografik bir analiz yapılırsa, Türkiye'nin 11,5 milyon yaşlısı var. E bunun yanı sıra 9 milyonun üzerinde de engellimiz var. Dolayısıyla 20 milyon insan Türkiye'de şu an bu vatanın evladı oldukları halde bir ölçüde dışlanmış haldeler. Belli bir yaşa gelmiş kimselere 'artık sen hele bir köşene çekil' deyip toplumun umursamadığı bir yerlere gönderme eğilimleri var. Engellilerin durumu daha dramatik. Bizim milletimiz nedense engelli çocuklarını saklıyor. Bu bir ayıpmış gibi pek çok engelli bilinmiyor. Bu kadar sayıda engelli ve yaşlı için ne yapıyoruz? Gerçekten Türkiye'de yaşlı nüfusun büyük bir bölümü hiçbir sosyal güvencesi yok. İhtiyaç içerisinde.

Engelliye eğitim verecek kurum da az değil mi?

Elbette ki. engelli eğitimi ve bakımı ile ilgili yani 9 milyon üzerindeki insanın eğitimi ve bakımı için kaç tesis var? Düşünün 100 kişiye eğitim verse 90 bin tesise ihtiyaç var. Türkiye'de kaç tane tesis var biliyor musunuz? 150'yi geçmiyor. Ve sayısı da düşüyor. Şimdi burada bir dramatik nokta da şu. Yaşlı ve Engelli Bakım Evleri'nde yaşlıya ve engelliye bakacak elemanları yetiştirecek okulumuz yok. Kim bakıyor bunlara? Başka yerlerde iş bulamamış. Veya bir yerden emekli olmuş insanlar.

Türkiye'deki huzurevlerindeki en büyük sıkıntı da uzman personel olmaması.

Ondan evvel uzman personel yetiştirecek okul yok. Bu bir meslektir. Yani herkes yaşlının ruh halini bilemez. İhtiyacını bilemez. Engellinin dilinden anlayamaz. Onlara bakacak kişilerin bu işi meslek edinmiş olması gerekir.

YAŞLI BAKIM OKULU İLK KONYA'DA

Tüm bunlar neticesinde sürecin en başına dönersek yani gençlere manevi bir şeyler bırakabilmek niyetiyle ne tür girişimleriniz oldu?

Arkadaşlarımızla birlikte, Selçuk Üniversitesi eski Rektörü Süleyman Okudan'ı ziyaret ettik. Rektör çok anlayışla karşıladı bizi. İlgi gösterdi. Meclis'ten ittifakla bir karar çıkardı. Ve üniversite bünyesinde yaşlı ve engelli bakım teknikerlerinin, okulların açılması kararlaştırıldı. Ve Yaşlı Bakım Tekniker Okulu Türkiye'de ilk defa Selçuk Üniversitesi bünyesinde açıldı. Şu an 30 öğrenci orada eğitim görüyor.

Toplumda huzurevleri hapishaneyi andırıyor şeklinde bir imaj var. Sizin de bambaşka projeliriniz var; bunlardan biri yaşlılara eski meslekleriyle ilgili işler var. Eğer düşünceleriniz somutlanırsa bu imaj silinecek mi?

Çok önemli bir yaraya değindiniz. Ben cesaret edemedim ama siz cesaret ettiniz. Şimdi bizim huzurevlerinin, çok iyi niyetli yöneticileri var. Ellerindeki imkânlar sınırlı. Ve yapılan binalarda o donanımda değil. İmkânlar da yok. O zaman huzurevleri ölümü bekleyenlerin koğuşu haline geliyor. Yani bu sözü söylemekten hoşlanmıyorum ama başka ne diyeyim? Kamuoyunun ihmal ettiği bu büyük yarayı bir taraftan anlatacağız, bir taraftan da çözümünü üreteceğiz. Derdimiz bu.

Son olarak, maddi kaynak sıkıntısı çeker misiniz?

Bu konuda problem yaşayacağımızı zannetmiyorum. Çok büyük bir desteğin olacağına inanıyorum. Çünkü, Dışişleri Bakanı'nın eşi de bu konuda bize destek verdi. Biz yeter ki projemizi ciddiyetle sürdürelim.

MUSTAFA GÜZEY merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri