Değişik siyasî görüşten fikir adamlarını bir araya getiren Sivil Siyaset Platformu'nun sözcüsü ve eski Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, 17 Aralık'tan başlayan bir hukuksuzluk süreci olduğunu belirterek, hukukla hareket eden bir hükümet olmadığını söyledi. "Hukuk tanımayan bir hükümet olunca, bu sefer hukuk tanımamazlık yapan diğer unsurlar da ortaya çıkıyor." diyen Erdoğmuş, "Bunlar devlet içindeki birimler olabileceği gibi devlet dışı unsurlar da olur. Dolayısıyla ben bütün bu olumsuzlukların nedenlerinden en önemlisi olarak Türkiye'nin hukuku askıya alması olarak görüyorum. Siyasi irade ne yazık ki bununla kendi bindiği dalı da kesmiş oluyor." dedi.
Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere ülkenin değişik şehirlerinde başlayan sokak olaylarıyla ilgili Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Erdoğmuş, yaşananların sınır ötesi tezkereye karşı Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ilk olumsuz hamlelerden biri olduğunu ifade etti. Tezkereyle ilişkili olduğunu belirten Erdoğmuş, tezkerenin kapsamının hem belirsiz hem de çok geniş ve tek kişiye yetki veren bir mahiyette olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin veya hükümetin değil Cumhurbaşkanının elini güçlendiren bir tezkere olduğunu dile getiren Erdoğmuş, neye karşılık hamleler yapılıyorsa birilerinin de ona karşılık hamle yaptığını vurguladı. Suriye'de olup bitenlerden dolayı Türkiye'nin ağır bedellerini ödemeden bu işin sonuçlanacağını düşünmediğini anlatan Erdoğmuş, bölge ve Kürt politikalarıyla ilgili, Suriye ve Esad politikalarıyla ilgili Türkiye'nin olumsuz tutumunun son olaylarla açıkça görüldüğünü ifade etti.
"SURİYE'YE MÜDAHALEYİ DOĞRU BULMAM"
Bu olayların hükümete karşı bir baskı unsuru da olabileceğine dikkat çeken Erdoğmuş, Batının ve koalisyon güçlerinin Türkiye'den beklentilerinin esas itibariyle hala belli olmadığını kaydetti. Bu beklentilerinin hayata geçirilmesi için de olayların etkili olabileceğini belirtti.
Türkiye'nin Suriye'ye hiçbir şekilde müdahalesini doğru bulmayacağını dile getiren Erdoğmuş, Suriye muhalefetine verilen desteği de doğru bulmadığını söyledi. İktidarın Suriye politikasının yanlış olduğunu ifade eden Erdoğmuş, böyle bir ilişkinin olmaması ve IŞİD gerginliğinin olmaması halinde Türkiye'nin bu kısmı daha rahat atlatabileceğini kaydetti.
Yakıp yıkmalar ve tahriflerin bunun ötesinde birşey olduğunu vurgulayan Erdoğmuş, bir başka baskı unsurunu oluşturmaya yönelik eylemler olarak gördüğünü söyledi. Sadece Kobani ile bağlantılı olmadığının altını çizen Erdoğmuş, şöyle devam etti: "Türkiye bundan sonra samimi olarak çözüm süreciyle ilgili hedeflerini, amaçlarını, politikalarını muhalefetle, kamuoyu ile paylaşılabilecek ölçüde paylaşması lazım. Sır olmayan yönüyle paylaşması lazım. Çünkü hala bu çözüm sürecinin neyi amaçladığı, neyi hedeflediği kamuoyu tarafından bilinmemektedir. Kimine göre bir tezgahtır, kimine göre bunun üzerinden uluslararası politikaların sürdürülebilmesi için kullanılan bir politikadır. Bütün bunları dikkate almak lazım."
"HDP PKK TABANI ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYOR; ANCAK TABANI KONTROL EDEBİLECEK GÜCE SAHİP DEĞİL"
Silahsızlandırılması düşünülen örgütün daha güçlü olduğunun ortaya çıkıyor olduğunu dile getiren Erdoğmuş, "Çözüm sürecinden hedeflenen bu mu; yoksa örgütün silahı bırakıp Türkiye'de barışın, iç huzurun oluşturulması ve Kürt meselesinin demokrasi ve temel hak özgürlükleri temelinde çözümü mü; bu konuda doğrusu emin değilim; herkes gibi benim de tereddütlerim var." diye konuştu.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın 'sokağa çıkın' çağrısıyla şiddet gösterilerini amaçladığını düşünmediğini ifade eden Erdoğmuş, normal demokratik tepki amacını güttüğünü kaydetti. HDP'nin PKK tabanı üzerinden siyaset yapan bir parti olduğunun altını çizen Erdoğmuş, ancak bu tabanı kontrol edebilecek güce sahip olmadığını vurguladı. PKK ve HDP tabanının aynı olduğunu fakat kontrol gücünün HDP'de olmadığını belirten Erdoğmuş, HDP'nin de homojen bir parti olmadığını söyledi.
HDP'yi PKK ile birlikte suçlu ilan etmenin de doğru olmadığını dile getiren Erdoğmuş, partinin demokrasiye dönük yönlerinin öne çıkarılması gerektiğini belirtti. Son olayların bir bütün olduğunu anlatan Erdoğmuş, "Hüda-Par yıllara yönelik saldırılar da bir planın parçasıdır. Hüda-Par'ın çizgisi esas itibariyle IŞİD'ten farklıdır. Dini ve politik olarak böyle yakın bir ilişki kurmak doğru değil. Bölgede Hüda-Par'a yönelik saldırılar, yine bir planın parçasıdır." şeklinde konuştu.
"YENİ TÜRKİYE'DE ÖNGÖRÜLEN DÖNEM KAOS DÖNEMİ"
Türkiye için yeni dönemde öngörülen dönemin gelinen kaos dönemi olduğunu dile getiren Erdoğmuş, bu kaos dönemini oluşturmak için ne varsa hepsini harekete geçirmek için planlar yapıldığını vurguladı. 17 Aralık'tan başlayan bir hukuksuzluk süreci olduğunu dile getiren Erdoğmuş, şunları söyledi: "Hukuk zaten askıya alınmış. Dolayısıyla hukukla hareket eden bir hükümet yok. Hatta devletin kurumları arasında bir bütünlük, bir birlik yok. Hukuk tanımayan bir hükümet olunca, bu sefer hukuk tanımamazlık yapan diğer unsurlar da ortaya çıkıyor. Bunlar devlet içindeki birimler olabileceği gibi devlet dışı unsurlar da olur. Dolayısıyla ben bütün bu olumsuzlukların nedenlerinden en önemlisi olarak Türkiye'nin hukuku askıya alması olarak görüyorum. Siyasi irade ne yazık ki bununla kendi bindiği dalı da kesmiş oluyor. Hüda-Par'a yönelik bu eylemler, faili meçhuller, Kızıltepe'de öldürülen iki tane insan; bütün bunlar önümüzdeki kaos döneminin Türkiye'sinin zeminini oluşturmaya yöneliktir. Buna dikkat etmek lazımdır. İçişleri Bakanının 'şiddete misliyle şiddet cevabı verilir' demesi bile bütün bu yeni Türkiye'nin kaldırım taşlarını döşemeye yönelik bir ifadedir." CİHAN