Aslında uzun süre yazı yazmayı düşünmüyordum. Hem ruhumu hem kafamı dinlendirmek istiyordum. Fakat öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; gündeme kayıtsız bile kalamıyoruz. Ucundan kıyısından bu curcunanın içerisinde kendimizi buluyoruz...
**
Dün Kanal 42 çalışanlarından kardeşimiz Mücahit Turbil, kardeşimizi askere uğurlamak için arkadaşlar Konya Otogarı'nda gitti. Normalde ben de gidecektim. Fakat bazı özel nedenlerden dolayı gidemedim. İyiki de gitmemişim diyeceğim çok kötü bir olay yaşanmış...
**
34 yaşındaki 4 çocuk babası Mevlüt Göklü, yeğenini askere uğurlarken manevra yapan otobüsün altında kalarak, feci şekilde olay yerinde can verdi. Daha geçen hafta 4. çocuğunu kucağına almıştı. Geride 4 yetim, acılı ana baba ve kardeşler bıraktı...
**
Meslektaşım Süleyman Kuloğlu ve muhabirimiz Emre Özgül, Konya Otogarı'nda yaşanan kazadan bahsetti. Siteye haberi girerken, merhumun adını sosyal medyadan tarattım. Bir baktım kendi kardeşim ve bazı amca oğullarıyla ortak arkadaş olduğunu gördüm..
**
Merhum Mevlüt Göklü'nün köyümden 8-9 kilometre uzaklıktaki Adakale Köyü'nden olduğunu öğrendim. Yeğenini vatani görevine uğurlarken, kendi feci şekilde hayatını kaybetti. Otogarda feryat figan kopmuş...
**
Burada ihmal var mı yok mu? Bunu sormak lazım. Otobüs firması çalışanları hareketten 1 dakika önce herkesi uyarıp otobüsün etrafının boşaltılması konusunda uyarmalıydı. Malum kazaya karışan firmanın sabıkası çok fazla...
**
Diğer taraftan Konya Otogarı'nda bir kişi kaybetmişken, insanlar büyük acı yaşarken, diğer taraftan hiçbirşey olmamış gibi asker uğurlama törenlerinin devam etmesi büyük bir saygısızlık ve nezaketsizliktir... Biz böyle bir toplum değildik. Ne oldu bize?
**
Birileri veya otogar yetkilileri çıkıp "Arkadaşlar burada bir insan hayatını kaybetti. Lütfen sessiz bir şekilde Mehmetçiklerimizi uğurlayım" demeliydi. Ama nafile. İnsanlığımızı kaybettik, birliğimize ve beraberliğimizi de. Ne ölüye ne diriye saygımız kaldı...
**
Asker uğurlama törenleri adeta başkalarına eziyet veren bir festivale dönüştü. Bugüne kadar onlarca insanımız asker uğurlama törenlerinde hayatını kaybetti. Kimi trafik kazasında, kimi havaya sıkılan kurşunlardan dolayı yaşamını yitirdi...
**
Bu vatan bizim, bu bayrak bizim. Bu vatan için canımız feda. Lakin olmaz olsun böyle asker uğurlama.. Gece yarısı modifiye edilmiş Şahin marka araçlar ile konvoy yapmak, drift atmak vatana hizmet değil, insanlara eziyettir...
**
Gece yarısı hava fişek patlatarak, havaya ateş ederek, askerleri havaya fırlatarak, vatana hizmet edemezsiniz. İnsanları evinde rahatsız etmek mi vatani görev? Kiminin evinde yaşlı kiminin evinde bebek var!! Bu kadar düşüncesizlik olur mu?
**
Ya havaya ateş eden magandalara ne demeli? Kaç insan bu serseri kurşunlardan öldü biliyor musunuz? Kuru sıkı bile sıksanız çıkardığınız gürültüyle insanlara sadece ızdırap veriyorsunuz!!! Bu ortaçağ geleneklerini artık bir kenara bırakma zamanı geldi de geçiyor...
**
Askerleri havaya fırlatan arkadaşlarımız. Büyük bir halt yediğinizi sanıyorsunuz. Allah muhafaza o asker bir yere düşse ömür boyu sakat kalma ihtimali çok büyük. Kınalı kuzularımızı tabii ki askere uğurlayacağız ama böyle saçma sapan kutlamalarla değil...
**
Kısa dönemde olsa biz de gittik askere. Dostlarımızla, yakınlarımızla vedalaştık, helalleştik. Otogardan İstiklal marşı ve okunan duanın ardından vatani görevimizi yapmak için bizi uğurladılar. Ne insanları rahatsız ettik, ne havaya kurşun sıktık.. Ne ağzımıza emzik taktılar ne de havaya fırlattılar...
**
Konya Otogarı'nda yaşanan bu tür olayların yeniden yaşanmaması için gereken önlemler alınmalı. Ve asker uğurlama törenleri daha anlamlı bir şekilde yapılmalı. Hemşehrim merhum Mevlüt Göklü'ye Allah'tan rahmet, yakınlarına ve çocuklarına sabır diliyorum...