Olimpiyatlar Kazançlı Mı? (Haber-analiz)

İstanbul’un 2020 olimpiyat oyunlarına ev sahipliğini kaybetmesinin olumlu ve olumsuz etkileri tartışılırken, 2008 olimpiyatlarına ev sahipliği yapan ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülke Çin’in, olimpiyatlardan sonraki durumuna bakmakta yarar var.

İstanbul’un 2020 olimpiyat oyunlarına ev sahipliğini kaybetmesinin olumlu ve olumsuz etkileri tartışılırken, 2008 olimpiyatlarına ev sahipliği yapan ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülke Çin’in, olimpiyatlardan sonraki durumuna bakmakta yarar var.

Gelişmiş ülkelerin olimpiyatlara ev sahipliği yapması ile gelişmekte olan ülkelerin ev sahipliği yapmasının sonuçları da doğal olarak farklı oluyor. Gelişmiş ülkeler, ev sahipliğiyle değerlerine değer katarken, gelişmekte olan ülkeler de zarar risklerine rağmen, kendini dünyaya tanıtmak için olimpiyatlara ev sahipliği yapmayı arzuluyor.

Genel olarak bakıldığında olimpiyatların, ev sahibi ülkelere para kazandırmadığı görüşü yaygın. Gelişmiş ülkelere göre bu büyük sorun değil. Ancak 2004 Atina olimpiyatlarına ev sahipliği yaptıktan sonra ekonomik darboğazın daha da derinleştiği Yunanistan durumu, ev sahipliği yapmanın risklerini gözler önüne sermişti.
Bütçesi kısıtlı Türkiye’ye olimpiyatların neler getirip, götüreceği tartışıladursun, Türkiye gibi gelişmekte olan ve ilk kez olimpiyatlara ev sahipliği yapan Çin örneğine bakalım şimdi.

Çin, 2009’da yaptığı açıklamada, 2008 Olimpiyat Oyunları için toplam harcamanın 15 milyar dolar olduğunu bildirmişti. Bu rakamın 2004 Atina Olimpiyat Oyunları’na yakın değer olan 11,2 milyar dolar olduğu da ifade edilmişti. Çin, olimpiyat giderlerinin 1,609 milyar olduğunu, gelirlerin ise tahmin edilen 1,625 milyar dolardan, 16 milyon dolar fazla olduğunu açıklamıştı.

Ancak dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in olimpiyatlar için harcadığı toplam tutarın 40-44 milyar dolar olduğunu yönünde veriler de mevcut. Pekin, olimpiyat hazırlıkları kapsamında şehir altyapısı, ulaştırma ve ekoloji için 2001-2008 yılları arasında 280 milyar yuan (yaklaşık 41 milyar dolar) yatırım yapmıştı.
Çin, bu harcamalarla olimpiyat tarihinin en pahalı olimpiyatlarını gerçekleştirmişti. İngiltere Londra 2012 olimpiyatlarına 14.46 milyar dolar, Avustralya ise Sydney 2000 olimpiyatlarına 6,6 milyar dolar harcamıştı.
Aslında Çin’in harcamaları ülke ekonomisine o kadar da katkı sağlamadı. Özellikle olimpiyatlardan sonra, olimpiyatlar için yapılan dev tesislerin para kazandırması için değişik yollara başvuruldu. Ancak yine de bu alanlar, beklenen getiriyi sağlamada geri kalıyor. Olimpiyatların açılış ve kapanışının yapıldığı ve Kuş yuvası adını taşıyan dev stat, şimdilerde yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri arasında yer alıyor. Bu stat bazen de değişik etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Çin, ekonomik olarak zaten olimpiyatlardan fazla bir şey beklemiyordu. Çin’in istediği tek şey, olimpiyatlar vesilesiyle ülkenin elde ettiği başarıları, daha doğrusu yeni yüzünü göstermekti. Bunda da amacına ulaştı. Çinlilerin tabiriyle, olimpiyatlarla Çin halkı dünyayı, dünya da Çin’i yakından tanımış oldu. Aynı zamanda, 2008 olimpiyatlarıyla ülke halkının değişik spor dallarına ilgisi artmış oldu. Pekin’in görünümü olimpiyatlar hatırına daha da güzelleştirildi. Olimpiyatlarla Çin, halkın medeni olma yolunda da hatırı sayılır ilerleme kaydetmişti.

Açılış ve kapanış törenlerindeki görkem, katılım oranının yüksekliği ve kırılan rekorlarla 2008 Pekin Olimpiyatları, hafızalarda tazeliği halen koruyor.

Olimpiyatlar, ekonomiden ziyade tanıtım açısından uzun yıllar zihinlerde o ülke ve insanının izlerini taşıması açısından çok önemli. Çin işte bu hedefe ulaşmıştı. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri