Yıllardır yazılarımı okuyup hatırsinaşlıkta da bulunan okuyucumdan bir mail aldım.
Aşağıda gelişini aynen sizlere de sunduğum bu mail içindeki bazı kısımları kavrayamayıp hemencecik bir cevap yazdım. Cevabımı da sunmaktayım.
Halen bir cevaplarını alamadım ama
Tekrar tekrar okudukça isteminin çok geniş bir mana içerdiği duygusuna vardım gibi.
Gelin önce mail’i ve cevabımı sunayım. Sonrada, öce basit gibi anlam olan ama derinliğine dalınca sonradan çıkardığım düşüncelere bir el atalım bakalım sizler ne diyeceksiniz?
***
Değerli Ahmet Bey, daha doğrusu Ahmet ağabeyimiz,
Yazılarınızı keyifle okuyorum. Doğrusu ya Konya hakkındaki bilgilerim, sayenizde bazı Konyalılardan oldukça ilerde.. Konya’nın yaşayan canlı tarihisiniz.
Konya'da olan bitenlerin yanında sizin bilge bir yönünüz de var. Tevazudan belko taraflara pek uğramıyorsunuz.
Ancak Bilge Ahmet Ağabeye gençlerin çok ihtiyacı olacağını düşünüyorum.
Yazılarınızda daha sık yaşam dersleri sunmanız, sanırım okuyucularınızı daha zengin kılacaktır.
Yeni yılda yeni bir heyecanla yürüyüşünüzü sürdürmenizi diliyorum.
Sağlıklı, neşeli, verimli günler diliyorum.
ERDOĞAN - BÜYÜKÇEKMECE
***
Değerli, çok sevgili ve hatırşinas dostum Erdoğan Yazıcı Beyefendi.
Yazınız bendenizi mest etti ama biraz fazla derecelendirme bulunmakta.
O kadar değilim çünkü.
Yalnız bir hususu özür beyanımla anlayamadığımı belirtmek isterim.
Gençler için gençlik hayatımızdaki o eski saygılı yaşamdan mı? Yoksa gelişi güzel bir şeyler yani gençler ne yapar nasıl vakit geçirir vb. gibi hayatın cilvesini mi?
Şunu belirtmeliyim ki bu günün gençliği bunları, "O zaman öyleymiş"
Deyip, hanelerinde bile başköşeye herkesten evvel oturma istemi yanında ebeveyn imkânları varsa vur patlasın... Yaşamını yeğlemekte de olduklarını mı?
Siz ne dersiniz bilmem ama biraz daha açılarak yol gösterirseniz memnuniyetimin derecesini izah edemem. Teşekkürlerimin kabulünü bekler Sağlık ve Esenlik içinde nice yıllar dileyerek yeni yılınızı tebrik ederim.
***
Gelelim satırlarda ki anlamların düşündürdüklerine;
“Doğrusu ya Konya hakkındaki bilgilerim, sayenizde bazı Konyalılardan oldukça ilerde..
Herhalde Konya yaşamını konuştuğu bazı Konyalılardan daha ileri bir öğrenim içine girmiş olduğunu belirtirken ilave ediyor.
“Konya’nın yaşayan canlı tarihisiniz”
Sadece bendeniz değil pek çok yaşam içinde bulunan yaşlı Konyalılar çok şeylere vakıftır.
Bendeniz bile hâlâ ben yaşıt ve bilhassa daha yaşlı Konyalılara hemen “şurada ne olmuştu? Neler vardı? O olayın aslı ne idi? Gibi soruları sormak ve cevaplar almak beni mest eder.
Aslında bilhassa tarihi yazılar yazan veya yazdıranların çoğunluğu nereden alındığı pek ispatlanamayan kitap veya makalelerde ki yazılımları hakikat sayıp kitaplarına veya anlatımlarına derç edivermekteler.
Konya Büyükşehir Başkanlığının önderliğinde başlatılan “Konya Tarihi” Kitaplarının başlangıç toplantısında da bilhassa belirttim bunları.
Konya semtlerinin köşede kıyıda kalmış yaşlılarını bulunuz onlardan çok şeyler öğrenirsiniz ve hakikatlere ulaşırsınız dedim.
Dedim ama biz iyi biliriz düşüncesine girenlere ne söylesen fayda etmediği gibi kalbur üstünde kalırlar!.
***
Diğer bir istemi de gençlerle ilgili. Buradan iki anlama yöneldim.
Birincisi bir düşünürün dediği gibi “Kahramanlar kendi yönlerinde tarih yazarlar, yazdırırlar” deyiminin ne kadar yerinde olduğu yakın tarihimiz o kadar onaylıyor ki.
Okullarda öğrendiğimiz tarih olayları ile bugünlerde belgeler bulup araştıranların anlatımı ne kadar değişim içinde olduğunu görmekteyiz.
Dün Ermenilere verdikleri yazı ile onlar tarafından tebliğ edilerek Padişahlığı fesih edilen ve halen elitlerin torunları bile “Kızıl Sultan” demekte devam ettikleri Sultan II. Abdülhamid Han…
Ne yenilikler getirdiği, demiryolunu çoğalttığı, sanayi mektepleri açtığı, han, hamam yaptırdığı her halde hakikat dışı değildir.
Ya Kurtuluş Savaşı içinde bile olanlar? Örneğin İnönü Savaşı’nda İsmet Paşa’nın ricat etmesiyle Mustafa Kemal Paşa’nın onu Genel Kurmay Başkanlığı ve İnönü komutanlığından azli,
Fevzi Paşa’nın hem İnönü komutanlığına getirilirken Mareşal rütbesinin verilmesi hangi tarihimizde yazar?
Hâlbuki bunlar M. Kemal Paşa’nın teklifi ile TBMM tarafından o zamanlar alınan kararlardır ve isteyen bulur öğrenir.
Soyadı olmadığı yıllarda erkek çocuklara adı yanına “Efendi” kelimesi ilave edilirdi. Bunu bile doğuşunda(!)sadece kendine yazılınmış gibi (Bendenizin soyadı evveli Kafa koçanımda (Nüfus kâğıdı) ve diplomada da Ahmet efendi yazar) göstererek övünen CHP eski ileri gelenlerinden Sayın Dr. Ali Nejat Ölçen’in CHP ve İnönücülük sevgisi kanına bile içlenmiş ki….
İnönü Savaşı ve zamanın olayları ile Cumhuriyet işlem ve duygusunun hiç alakası olmadığı ve kendilerinden başka cumhuriyetçi yokmuş gibi görmesiyle.
İnternette hemen “İşte bunlar Cumhuriyet karşıtı ve kincileridir” başlığı ile yazı atfederken birde at gözlüğü ile…
Bendenizin değil yazıyı okuduğu gurubun başyazısını bendeniz yazmış gibi göstererek güya Türkçe allamesi kesilivermişti.
Bunlar böyle olunca insan da, tarihin doğru oluşumlarını bile yazma istemi kaybolmakta.
Diğer taraftan ikinci mana olarak bu günün gençliği ile bizim zamanların gençliğindeki saygı, anane ve yaşamlarında ki uçurumu yazmamı istiyorsa
Buda boşuna gibi geliyor. Bu günkü gençliğin önce ebeveynleri öğrenmemişse elbette çok sevdikleri çocuklarının terbiye dışı işlemlerini hoş karşılarlar.
Bu günlük bu kadar ilerde bu konulara değinirim inşallah.
***
Yeni yılımızda, sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
-------------
(*)Hatırşinas = Saygılı, hatır sayan, hatır kırmayan.
Aşağıda gelişini aynen sizlere de sunduğum bu mail içindeki bazı kısımları kavrayamayıp hemencecik bir cevap yazdım. Cevabımı da sunmaktayım.
Halen bir cevaplarını alamadım ama
Tekrar tekrar okudukça isteminin çok geniş bir mana içerdiği duygusuna vardım gibi.
Gelin önce mail’i ve cevabımı sunayım. Sonrada, öce basit gibi anlam olan ama derinliğine dalınca sonradan çıkardığım düşüncelere bir el atalım bakalım sizler ne diyeceksiniz?
***
Değerli Ahmet Bey, daha doğrusu Ahmet ağabeyimiz,
Yazılarınızı keyifle okuyorum. Doğrusu ya Konya hakkındaki bilgilerim, sayenizde bazı Konyalılardan oldukça ilerde.. Konya’nın yaşayan canlı tarihisiniz.
Konya'da olan bitenlerin yanında sizin bilge bir yönünüz de var. Tevazudan belko taraflara pek uğramıyorsunuz.
Ancak Bilge Ahmet Ağabeye gençlerin çok ihtiyacı olacağını düşünüyorum.
Yazılarınızda daha sık yaşam dersleri sunmanız, sanırım okuyucularınızı daha zengin kılacaktır.
Yeni yılda yeni bir heyecanla yürüyüşünüzü sürdürmenizi diliyorum.
Sağlıklı, neşeli, verimli günler diliyorum.
ERDOĞAN - BÜYÜKÇEKMECE
***
Değerli, çok sevgili ve hatırşinas dostum Erdoğan Yazıcı Beyefendi.
Yazınız bendenizi mest etti ama biraz fazla derecelendirme bulunmakta.
O kadar değilim çünkü.
Yalnız bir hususu özür beyanımla anlayamadığımı belirtmek isterim.
Gençler için gençlik hayatımızdaki o eski saygılı yaşamdan mı? Yoksa gelişi güzel bir şeyler yani gençler ne yapar nasıl vakit geçirir vb. gibi hayatın cilvesini mi?
Şunu belirtmeliyim ki bu günün gençliği bunları, "O zaman öyleymiş"
Deyip, hanelerinde bile başköşeye herkesten evvel oturma istemi yanında ebeveyn imkânları varsa vur patlasın... Yaşamını yeğlemekte de olduklarını mı?
Siz ne dersiniz bilmem ama biraz daha açılarak yol gösterirseniz memnuniyetimin derecesini izah edemem. Teşekkürlerimin kabulünü bekler Sağlık ve Esenlik içinde nice yıllar dileyerek yeni yılınızı tebrik ederim.
***
Gelelim satırlarda ki anlamların düşündürdüklerine;
“Doğrusu ya Konya hakkındaki bilgilerim, sayenizde bazı Konyalılardan oldukça ilerde..
Herhalde Konya yaşamını konuştuğu bazı Konyalılardan daha ileri bir öğrenim içine girmiş olduğunu belirtirken ilave ediyor.
“Konya’nın yaşayan canlı tarihisiniz”
Sadece bendeniz değil pek çok yaşam içinde bulunan yaşlı Konyalılar çok şeylere vakıftır.
Bendeniz bile hâlâ ben yaşıt ve bilhassa daha yaşlı Konyalılara hemen “şurada ne olmuştu? Neler vardı? O olayın aslı ne idi? Gibi soruları sormak ve cevaplar almak beni mest eder.
Aslında bilhassa tarihi yazılar yazan veya yazdıranların çoğunluğu nereden alındığı pek ispatlanamayan kitap veya makalelerde ki yazılımları hakikat sayıp kitaplarına veya anlatımlarına derç edivermekteler.
Konya Büyükşehir Başkanlığının önderliğinde başlatılan “Konya Tarihi” Kitaplarının başlangıç toplantısında da bilhassa belirttim bunları.
Konya semtlerinin köşede kıyıda kalmış yaşlılarını bulunuz onlardan çok şeyler öğrenirsiniz ve hakikatlere ulaşırsınız dedim.
Dedim ama biz iyi biliriz düşüncesine girenlere ne söylesen fayda etmediği gibi kalbur üstünde kalırlar!.
***
Diğer bir istemi de gençlerle ilgili. Buradan iki anlama yöneldim.
Birincisi bir düşünürün dediği gibi “Kahramanlar kendi yönlerinde tarih yazarlar, yazdırırlar” deyiminin ne kadar yerinde olduğu yakın tarihimiz o kadar onaylıyor ki.
Okullarda öğrendiğimiz tarih olayları ile bugünlerde belgeler bulup araştıranların anlatımı ne kadar değişim içinde olduğunu görmekteyiz.
Dün Ermenilere verdikleri yazı ile onlar tarafından tebliğ edilerek Padişahlığı fesih edilen ve halen elitlerin torunları bile “Kızıl Sultan” demekte devam ettikleri Sultan II. Abdülhamid Han…
Ne yenilikler getirdiği, demiryolunu çoğalttığı, sanayi mektepleri açtığı, han, hamam yaptırdığı her halde hakikat dışı değildir.
Ya Kurtuluş Savaşı içinde bile olanlar? Örneğin İnönü Savaşı’nda İsmet Paşa’nın ricat etmesiyle Mustafa Kemal Paşa’nın onu Genel Kurmay Başkanlığı ve İnönü komutanlığından azli,
Fevzi Paşa’nın hem İnönü komutanlığına getirilirken Mareşal rütbesinin verilmesi hangi tarihimizde yazar?
Hâlbuki bunlar M. Kemal Paşa’nın teklifi ile TBMM tarafından o zamanlar alınan kararlardır ve isteyen bulur öğrenir.
Soyadı olmadığı yıllarda erkek çocuklara adı yanına “Efendi” kelimesi ilave edilirdi. Bunu bile doğuşunda(!)sadece kendine yazılınmış gibi (Bendenizin soyadı evveli Kafa koçanımda (Nüfus kâğıdı) ve diplomada da Ahmet efendi yazar) göstererek övünen CHP eski ileri gelenlerinden Sayın Dr. Ali Nejat Ölçen’in CHP ve İnönücülük sevgisi kanına bile içlenmiş ki….
İnönü Savaşı ve zamanın olayları ile Cumhuriyet işlem ve duygusunun hiç alakası olmadığı ve kendilerinden başka cumhuriyetçi yokmuş gibi görmesiyle.
İnternette hemen “İşte bunlar Cumhuriyet karşıtı ve kincileridir” başlığı ile yazı atfederken birde at gözlüğü ile…
Bendenizin değil yazıyı okuduğu gurubun başyazısını bendeniz yazmış gibi göstererek güya Türkçe allamesi kesilivermişti.
Bunlar böyle olunca insan da, tarihin doğru oluşumlarını bile yazma istemi kaybolmakta.
Diğer taraftan ikinci mana olarak bu günün gençliği ile bizim zamanların gençliğindeki saygı, anane ve yaşamlarında ki uçurumu yazmamı istiyorsa
Buda boşuna gibi geliyor. Bu günkü gençliğin önce ebeveynleri öğrenmemişse elbette çok sevdikleri çocuklarının terbiye dışı işlemlerini hoş karşılarlar.
Bu günlük bu kadar ilerde bu konulara değinirim inşallah.
***
Yeni yılımızda, sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
-------------
(*)Hatırşinas = Saygılı, hatır sayan, hatır kırmayan.