Okuyucu Anlatımları

Ahmet Güldağ

Geçenlerde yazdığım “2. Cihan Harbi yıllarında ki yaşantı” yazıma tepki gösteren muhterem ve kıymetli hocamız Sayın Prof. Dr. Mehmet Yıldız’a verdiğim cevap üzerine…

***  

Okuyuculardan haylice destek veren mail, telefon ve internette yayınlanan yorum almış oldum.

Bunların hepsinde ana konu

Nostalji olarak yazdığım yazıları okumaktan memnuniyet duydukları serdedilmekte.

İnternetteki yorumları internetten okuyabilenler okumuştur ama.

Gazeteden okuyanların ise malumatı olamayacağı aşikâr.

***

Önemli olan iki internet ve bilhassa çok güzel analiz içinde yazılmış ismi mahfuz bir tarihçi öğretim üyesinin mailini…

Okuyucularında bilgi edinmelerini içtenlikle istediğimden sizlere sunmaktayım.

***

Bir yorum yapmadan verdiğim bu mail ve yorumlar yanında…

Bendenizin nostalji olan bizzat yaşamımda gördüklerimi yazarken bir siyaset üzerine değil…

Hakikatleri sunmak olmaktadır. Birçok tarihi yazılarda belgesini elde ettiğim anlatımlardan istifade etmekteyim.

Misal olarak Mustafa Kemal Paşa olarak mecliste verdiği nutkun ilk basım Osmanlıca harfli iki ciltlik kitap elimde mevcut

Ne yazık ki o zamanın konuşması olarak Osmanlı, Fars ve Arap dilleri karışık bir şekilde konuşulan bu nutuk yeni yazılı kitapları yayınlayanlarca bilerek veya bilmeyerek değişim içinde olmaktadır.

Örnek olarak. Kendilerine vazife verildiği. Hatta daha da fazla salahiyet istediği kitapta yazılı iken.

Bu kısım başka manalı şekillere çekilmiş olmakta.

***

Şimdi mail ve yorumlardan üç adedini sunuyorum

Düşünce sizlere ait.

***.

Sayın Ahmet Bey, 

Tarihçilik hem çok kolaydır hem de çok zordur. Burada uzun uzun bunlara girmeyeceğim ancak iki yönüne işaret edeceğim.

 Bunlardan birincisi tıpçı hocamızın bir cümlesine; Prof. Dr. Mehmet KILINC hocam tarihçi olmadığı için eskilere ait anlatılan her şeye "tarih" ve anlatana da "tarihçi" deme yanlışlığına düşmüş

. Zaten siz gazetecisiniz. Burada anlattığınız da çoğu bireysel, önemli bir kısmı da çevrenizdekilerin anlattıkları. Bu anlattıklarınız doğru demek değil demek, tek bir olay dahi olsa ne derece mümkün? Tarih demek ise nasıl mümkün?

İkincisi de, hem siz bunları anlatırken hem de tıpçı hocamız bunlara karşı çıkarken bugünkü siyasal endişelerin mutlak etkisi var.

 Hatta sizin bunları anlatabilmiş olmanızın bile siyasal nedenleri var. Bu sebeple bu tür tartışmalar yapılmalı; bir mahsuru yok. Bunun yanında, siyasal etkilerin sıcağı sıcağına devam ettiği zamanlarda, siyasal etkilerini sürdürenlerin etkileri devam ettiği durumlarda, bu tartışmaların yapıldığı zamanlarda tarihçi devreye girmez. Kim girer ise ya tarihçi değildir ya da söyledikleri doğru olabilir ama mutlak doğrunun sadece bir parçasıdır.

Tarihçi bu etkilerin dışında mutlak doğruya yaklaşabilmek adına bütüne bakabilendir; hepsini birden değerlendirebilendir. 

Saygılarımla 

***

Babamın nüfus kâğıdı

Mevlüt

Babamın yapraklı nüfus kâğıdı elimde. Kocaman mühür var: “kaput bezi verildi" yazıyor. sırf 2 metre fazla bez alabilmek için nüfusa 6 ay büyük kaydetmişler babamı.

Kimse kusura bakmasın yazar objektif yazmış. İşin içinde siyaset yok. "bütün bunların sebebi o zamanki İnönü ve CHP hükümeti" dese idi o zaman siyaset olurdu.
Ne yani yaşanmış, canlı tanıkları ve belgeleri olan gerçeği de mi yazamayacak artık yazarlar?
Azıcık tahammül gerekir.
Akademik düşünce de bunu gerektirir.

***

Yaz Hocam

Münekkit

Hocam yazdıkların tastamam doğru, eksiği var fazlası yok.

Köylülerin o dönemlerde buğdayı niçin ambarda değil de kuyularda sakladıklarını, 9-10 yaşlarında çocukların yol yapımında çalıştırıldıklarını, Türkçe ezanın halkın vicdanında nasıl yaralar açtığını o muhterem beyefendi belki hiç duymamıştır.( Ki bu hususları bizzat rahmetli babamdan dinlemiştim.)

Sizler yaşayan tarihsiniz. Selam ve dua ile…

***

              Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.