MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Cumhurbaşkanlığı sarayını eleştirdi. Vural, "Bin odalı saraylarda binbir gece masalları mı düzenleyeceksiniz? Kaçak saray Türkiye'nin sembolü olmuştur. Kaçak saray, kibrin, milletin kesesinden caka satmanın sembolüdür." dedi.
Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Vural, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'ya girerek cemaate saldırması, kirli postallarıyla kirletmelerini kınadı. Bütün Müslümanların mukaddes gördüğü yere saldırının medeniyetin ne büyük saldırı altında olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. "İslam dünyası bunlara nasıl bir tepki ortaya koyacak?" diye soran Vural, Türk milletinin değerleri konusunda böyle bir tepkiyi koyması gerektiği inancında olduğunu kaydetti.
"PKK'NIN SİLAHINA, BÖLÜCÜ DİLİNE, KAN DİLİNE TESLİM OLDUNUZ"
Türkiye'de ciddi sivil otorite boşluğu olduğunu dile getiren Vural, çözüm sürecinde gelinen aşamayı eleştirdi. Çözüm sürecinin PKK'ya zaman ve güç kazandırdığını, hakimiyet alanını genişlettiğini dile getiren Vural, Başbakan Davutoğlu'nun açıklamalarını eleştirdi: "Ey Davutoğlu, PKK zaman kazandı diyorsun. Sen bostan korkuluğu musun? Türkiye'yi 12 yıldır yöneten siz değil misiniz? Kimi kime şikayet ediyorsunuz. Zaman kazandıran kimdir? Bunlarla masaya oturan kimdir? Bunlarla çözüm ortağı olan kimdir? Hangi yüzle bunları söylüyorsunuz. Siz milletten aldığınız iradeye teslim olmak yerine PKK'nın silahına, bölücü diline, kan diline teslim oldunuz. Millet kendi iradesini teröre teslim edenlerden elbette hesap soracaktır."
Efkan Ala'nın "Oslo'da PKK ile anlaştık" dediğini aktaran Vural, "PKK ile hangi protokolleri imzaladınız, hangi konularda anlaşma yaptınız, bunları açıklayın. Bir yandan PKK'yla Oslo'da anlaşma imzalayacaksınız sonra da çıkıp bunlar şunları yapıyor diye şikayet edeceksiniz. Böyle birşey olmaz." şeklinde konuştu.
"KAÇAK SARAY TÜRKİYE'NİN SEMBOLÜ OLMUŞTUR"
Konuyu Cumhurbaşkanlığı sarayına getiren Vural, "Bin odalı saraylarda binbir gece masalları mı düzenleyeceksiniz? Kaçak saray Türkiye'nin sembolü olmuştur. Kaçak saray, kibrin, milletin kesesinden caka satmanın sembolüdür. Yeni Türkiye kaçak saraya yüz milyonlarca dolarlar, asgari ücretlimize simit parası reva görmenin sembolüdür. Gerçekten bin oda da at mı koşuşturacaksınız?" dedi.
Saraya harcanan parayla nelerin yapılacağını anlatan Vural, "Kaçak saray yolsuzluk çetesinin karargahıdır. Kaçak saray binbir gece masallarında hamuduyla götürenlerin sembolü olmuştur." ifadelerini kullandı.
MGK'da HDP'nin kapatılacağına dair bir karar alındığı iddialarıyla ilgili Vural, "MGK'ya mı gerek var; bağımsız ve tarafsız yargı yok mu? Milletin hukukunun çalıştırılmasını istiyoruz. MGK, çözüm ortağı siz değil misiniz? Ne görüşüyorsunuz AKP ile. İmralı'ya ne götürüp getiriyorsunuz. MGK bihaber zaten, çözüm ortağı olmuş. Ne MGK'sı. Ortada MGK filan da Türkiye'nin milli güvenliğini düşünen bir kurul da olduğunu düşünmüyoruz. Silah, şiddet ve terör meşrulaştırılıyor. Bunları kullananlar meşruiyet içinde muhatap alınıyorsa hukuk devleti yoktur." şeklinde konuştu.
"BU TÜR AKREDİTASYONLAR HÜKÜMETİN HALKTAN KOPTUĞUNU AÇIK VE NET ORTAYA KOYUYOR"
Karaman'daki maden faciasında yer altında kalan işçilerin ailelerine yapılan kömür yardımının sorulması üzerine ise Vural, "İroni olsa gerek." dedi. "Acaba verilen kömür 301 madencinin çıkardığı kömür mü?" diye soran Vural, "Önce bu 50 kodamanın kim olduğunun açıklayın. Buradan çıkan kömürün kime satıldığını bulun bakalım." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti iktidarının bazı basın yayın organlarına yönelik uyguladığı akreditasyonun sorulması üzerine de Vural, "Bu hükümet demek ki bütün Türkiye'nin hükümeti olmadığını ifade ediyor. Bu tür akreditasyonlar gerçekten hükümetin kendisini halktan kopardığını gayet açık ve net ortaya koyuyor. Hükümet Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir, yaptığı faaliyetler itibariyle herkese karşı sorumludur. 77 milyona karşı sorumluyum diyorsun da ne yaptın 77 milyona. Bu akreditasyonlar zaten basın yayın özgürlüğüne yönelik bir tehdit olduğu gibi AKP hükümetinin halktan kaçmak için giderek bu tip zorlamalarla halkın bilgi edinme hakkını elinden almaya matuf olarak gücünü ortaya koyuyor. Beğenmeyebilirsiniz, yapmayabilirsiniz ama eğer Türkiye'yi yöneten bir hükümetseniz, hükümet olarak yaptığınız faaliyetlere karşı, millete karşı sorumluysanız; milletin haber gücü olan medyaya bu şekilde akreditasyon uygulamanız kesinlikle doğru değil. Zaten sansür uyguluyor, fiili olarak haber alma kaynaklarını kesiyor." karşılığını verdi. CİHAN