Ödemeler dengesi, bir memleketin dış ödeme araçlarıyla, yani dövizle ifade edilen gelir ve giderlerini gösterir. Bir memleketin yabancı memleketlerle olan ekonomik ilişkilileri meblağlar halinde ödemeler dengesinde yer alır.
Ödemeler dengesinin belli başlı elemanları şunlardır:
1-Cari İşlemler
A-Dış Ticaret
1-İhracat
2-İthalat
B-Görünmeyen Kalemler
2-Sermaye Hareketleri
3-Rezerv Hareketleri
4-Kısa Vadeli Sermaye Hareketleri
Ödemeler dengesinin en önemli kalemini dış ticaret oluşturur. Dış Ticaret, ödemeler dengesinin olumlu veya olumsuz olarak bağlanmasına etki eden en önemli faktördür. Dış ticaretin bu büyük rolü itibariyle ülkeler, ihracata yönelerek dış döviz gelirlerini artıma yolunda politikalar izlemektedirler.
Bir ülke, ekonomik istikrarını sürekli koruyabilmesi için ödemeler dengesi meselesini sağlam bir temele oturtması gerekir. Ekonomisi istikrar içinde olan ülkelerde ödemeler dengesi problemi de çözülerek denk bir seviyede dengelenmiş olur. Fakat ekonomisi sürekli sarsıntı geçiren ülkelerde ödemeler dengesi meselesi ehemmiyetini koruyarak aleyhte açıklarla kapanmaya devam etmektedir.
Sanayisi ilerlemiş ve ihraç edilebilir ürünleri artmış olan ülkeler ile petrol ihraç eden bir kısım ülkelerde bu mesele belirli bir noktada çözülmüş olup, ödemeler dengesi ya denk ya da lehte bir fazlalıkla kapanmaktadır. Ancak sanayisi gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ödemeler dengesi devamlı olarak aleyhte bir açıkla kapanmaktadır. Bu olumsuz sonucun iki sebebi vardır:
1) Bu ülkelerin az sayıda ihraç mallarına sahip olmaları.
2) Sanayilerinin montaja dayalı olması ve ithalatın fazla olmasıdır.
Gelişmekte olan ülkeler, ödemeler dengesini kurabilmeleri için tek çare olarak sanayileşmek yolunu seçmelidirler. Bu şekilde, ihracat hem miktar, hem de çeşit olarak artacak ve döviz girişi çoğalacaktır. İthalatın ise azaltılması yolunda politikalar izlenmelidir. Ayrıca mümkün olduğu ölçüde petrol ihtiyaçlarının ülke içinden, yani sondajlar yapılmak suretiyle karşılanması yoluna gidilmelidir. Böylece ödemeler dengesi denk bir düzeyde oluşur.
Türkiye’nin dış ticareti 1947’den beri devamlı olarak aleyhte açıklar veregelmiştir. Ödemeler dengesinin diğer elemanları da olumlu ve açığı giderecek bir yapıya sahip olmadığı için, Türkiye’nin ödemeler dengesi aleyhte açıklarla kapanmaktadır. Cumhuriyet dönemi hükümetleri, bu meseleye henüz bir çözüm bulabilmiş değillerdir.
Ödemeler dengesinin belli başlı elemanları şunlardır:
1-Cari İşlemler
A-Dış Ticaret
1-İhracat
2-İthalat
B-Görünmeyen Kalemler
2-Sermaye Hareketleri
3-Rezerv Hareketleri
4-Kısa Vadeli Sermaye Hareketleri
Ödemeler dengesinin en önemli kalemini dış ticaret oluşturur. Dış Ticaret, ödemeler dengesinin olumlu veya olumsuz olarak bağlanmasına etki eden en önemli faktördür. Dış ticaretin bu büyük rolü itibariyle ülkeler, ihracata yönelerek dış döviz gelirlerini artıma yolunda politikalar izlemektedirler.
Bir ülke, ekonomik istikrarını sürekli koruyabilmesi için ödemeler dengesi meselesini sağlam bir temele oturtması gerekir. Ekonomisi istikrar içinde olan ülkelerde ödemeler dengesi problemi de çözülerek denk bir seviyede dengelenmiş olur. Fakat ekonomisi sürekli sarsıntı geçiren ülkelerde ödemeler dengesi meselesi ehemmiyetini koruyarak aleyhte açıklarla kapanmaya devam etmektedir.
Sanayisi ilerlemiş ve ihraç edilebilir ürünleri artmış olan ülkeler ile petrol ihraç eden bir kısım ülkelerde bu mesele belirli bir noktada çözülmüş olup, ödemeler dengesi ya denk ya da lehte bir fazlalıkla kapanmaktadır. Ancak sanayisi gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ödemeler dengesi devamlı olarak aleyhte bir açıkla kapanmaktadır. Bu olumsuz sonucun iki sebebi vardır:
1) Bu ülkelerin az sayıda ihraç mallarına sahip olmaları.
2) Sanayilerinin montaja dayalı olması ve ithalatın fazla olmasıdır.
Gelişmekte olan ülkeler, ödemeler dengesini kurabilmeleri için tek çare olarak sanayileşmek yolunu seçmelidirler. Bu şekilde, ihracat hem miktar, hem de çeşit olarak artacak ve döviz girişi çoğalacaktır. İthalatın ise azaltılması yolunda politikalar izlenmelidir. Ayrıca mümkün olduğu ölçüde petrol ihtiyaçlarının ülke içinden, yani sondajlar yapılmak suretiyle karşılanması yoluna gidilmelidir. Böylece ödemeler dengesi denk bir düzeyde oluşur.
Türkiye’nin dış ticareti 1947’den beri devamlı olarak aleyhte açıklar veregelmiştir. Ödemeler dengesinin diğer elemanları da olumlu ve açığı giderecek bir yapıya sahip olmadığı için, Türkiye’nin ödemeler dengesi aleyhte açıklarla kapanmaktadır. Cumhuriyet dönemi hükümetleri, bu meseleye henüz bir çözüm bulabilmiş değillerdir.