Çeşitli meslekler, dün dernek haline gelebilirken, bu gün hem resmi hem de daha derli toplu bir kuruluş olarak “Oda” haline gelmiş bulunmaktadır.
Yıllar önce, Dernek olarak sadece arzu eden meslek sahibi kimseler üye olup kendilerince sağlanan maddi gelirle bir şeyler yapabilme yanında…
Meslekleri ile ilgili çeşitli meseleleri halletme yolunda çoğu idealist yani bila bedel gayret içinde yöneticiler olurdu.
Yıllar geçtikçe bu dernekler resmileşirken her meslek kendi odasını kurma işlemine başlayınca meslek sahipleri mecburi kayıt ile bunların hem yaşamını hem de geniş bir çalışma içine girmesini sağladılar.
***
Oda kuruluşları olarak Osmanlı Devletinde ilk adım 1881’de Ziraat odası olmuş bunu 1982 de Kurulan önce Konya sonra İstanbul Ticaret odası takip etmiş.
Eczacılar için 1950 -57 yıllarında kurulan odaları. 1961 ve 1982 anayasası maddelerine göre çeşitli meslek kuruluşları oda haline getirilmiş olmaktadır.
Bunları anlatmak köşemize sığmaz. Bildiğiniz gibi meslekler içinde her ufak bir çeşidinin bile bir “Oda”sı var.
***
Geçen gün İMO yani İnşaat Mühendisleri odasının, mesleklerinde 25 ve 40 yıl hizmet eden meslektaşlarına vereceği ödül plaketi toplantısı davetine icabet ederken daldım yine bellekteki sinema şeridi gibi düşüncelere.
“Nereden nereye?” Derken bendenizin de bizzat başladığı inşaat mesleği işleminin 1952 yıllarına kaydı film.
O yıllarda İstanbul Ankara ve İzmir İl’leri dışında plan proje işlemini yapan mühendislik büroları hemen hemen yok gibiydi.
Belediyeden veya Bayındırlık Bakanlığı tarafından açılan kurslardan yetişen inşaat kalfaları daha rağbette işlem yapıyordu. Nitekim Konya’nın ilk dört katlı apartmanı olan ve 1946 yılında yapılan “Hayat Apt.” Proje sahibi melekeli bir inşaat kalfasının eseridir. Bu apartmanın aynısı olan Kibrit ve Yapıcı apartmanları da aynı kişinin projesi ile olmuştu.
Ellili yıllarda daha çok bilhassa yeni yerleşim olan şehir kenarı yerlerde “arası mabeyinli çift oda” denilen I veya kırma denilen L şeklindeki Konya evleri, atalarından geldiği şekilde ısrarla devam edilmekte idi.
Bu şekilde yapmak için bendenize müracaat edenlere daha derli toplu kare şeklinde iki oda, sofa, mutfak, banyo ve WC.si içinde kullanışlı bir proje çizmiş bunun daha az yer kaplayıp daha ekonomik ve ısınmada faydalı olacağına dil döksem de fikirlerini değiştiremezdim.
Hatta bir seferinde kabul edip planı belediyeden onaylanmasını müteakip temel tespiti için gittiğim Küçük Kumköprü semtinde, Yapıcı ustasının çoktan arası mabeyinli çift oda şeklinin temelini açıp işe başladığını görünce bendeki isyankârlığı tahmin edersiniz herhalde.
Ama ne çare inşaat sahibi ısrarla “böyle daha iyi imiş” diyerek istediğini belirtince mecburen proje değişikliği ile o şekilde meşhur stile devam ettirmiş oldu.
***
Ya şimdileri bir düşünün. Zaten tek katlı bile ev yapma sadece sayfiye yerlerine mahsus kaldı ise de yinede iki üç kattan aşağı değil.
Dillere destan Yemyeşil Meram’ımız bile bunların ve apartmanların betonu ile yeşilliğini tarihe gömüverdi.
***
Evet, o zamanlar öyleydi şimdi böyle derken Dedeman oteli salonlarına girmiş olduk.
Toplantının açılışını yapan İMO Konya şubesi başkanı Sayın Uğur İbrahim ALTAY;
İnşaat mesleğinde 25 ve 40 yılını doldurmuş büyüklerine, 19 Aralık olan İnşaat Mühendisliği gününde onurlandırmak için toplandık derken devamla;
“Tarihin en eski mesleklerinden birisi olan İnşaat Mühendisliği mesleği zor ve meşakkatli, ancak insanlık için bir o kadarda büyük ve önemlidir. İnsanlığın ihtiyacı olan tüm alanlara hizmet eder…” Vurgulamasını yapıp önemli bir hususa değinmiş oldu.
“Meslektaşlarımız tüm yaşamları boyunca gerek mesleki gerek ahlaki birçok sorunla mücadele etmektedirler. Halen 19 pilot ilde uygulanan Yapı denetimi dışında kalan ilimizde kontrollük hizmetleri Fenni mesullüklerle yürütülmektedir. Kamu adına denetleme yapmakla yükümlü olan fenni mesuller başkaca bir örneğinin bulunmadığı şekilde ücretlerini mal sahiplerinden almaktadırlar. Bu durum birçok sorunu beraberinde getirmekte ve kontrollük hizmetlerinde zafiyetler meydana getirmektedir. Bu çarpık durum bir an önce düzeltilmeli ve halen uygulanan yapı denetim yasası aksaklıkları giderilip çağdaş hale getirilerek tüm yurtta uygulanmaya başlanmalıdır.
Meslektaşlarımız bunun gibi birçok sorunla mücadele ederken parası olan herkesin akşamdan sabaha yapmaya başlayabileceği, hiçbir kriteri bulunmayan hiçbir geçmiş gerektirmeyen çıraklığı ve kalfalığı bulunmayan tek meslek olan müteahhitler ülkeyi kuralsız bir şekilde imar etmeye devam etmektedirler. Müteahhitlik yasası bir an önce çıkarılmalı ve müteahhitlerin sicilleri tutularak yetki ve sorumlulukları düzene konulmalıdır…”
Bu beyanı hakikaten ve maalesef var sayımlı olmaktadır. Sadece resmi ihalelerde Müteahhitlerin şimdi yüklenici dediğimiz kişi ve firmalardan belge istenmektedir. Özel firma veya şahısların bina ve tesis yaptırması yanında bizzat bina yapıp satış yapan müteahhitlerin denetimi ve mesuliyeti var mı?
Kimin bol sermayesi varsa vuruyor kazmayı yapıyor binayı. İşte Konya’da ki meşhur apartmanda kaybettiğimiz yüz kişi olayı.
Kim ceza gördü? Yalova müteahhidi Veli efendiden başka Türkiye de!..
***
Daha sonra söz alan Konya Büyükşehir Belediye başkanı Sayın Tahir Akyürek de şunları söylüyordu.
“…Şehrimizin gelişip güzelleşmesinde İnşaat Mühendislerinin elbette ki çok büyük katkısı ve faydası var. Burada Selçuk Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği bölümünün gayet güzel ve kaliteli eğitim vermesi, özel gayret göstermesi ve İnşaat Mühendisleri Odasının da mesleki hassasiyeti, mensuplarının gelişimini sağlama noktasındaki ülkedeki birçok şehre örnek çalışmaları, çok vasıflı temsil kabiliyeti yüksek kaliteli arkadaşlarımızın meslek örgütünü yönetmesi, şehrimiz adına büyük bir şans…”
İsterdim ki Kurulmuş olan “Deprem Yapı denetimi” komitesi mi komisyonu mu, onlarda dâhil…
Depreme karşı güvenliği olup olmayan, yapı denetimi yapılan kaç tane bina tespit edildi ve işlem yapıldı veya yapılmakta. Bir bilgi alabilseydik.
Yoksa komisyon üyelerinin arada bir toplanıp çay sohbeti ile mi vakitler geçmekte?!..
Bir şeyler oluşmuşsa? Bu hususta bahşedecekleri bilgileri, seve seve okurlarımıza duyurmuş olurum.
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…
Meslekleri ile ilgili çeşitli meseleleri halletme yolunda çoğu idealist yani bila bedel gayret içinde yöneticiler olurdu.
Yıllar geçtikçe bu dernekler resmileşirken her meslek kendi odasını kurma işlemine başlayınca meslek sahipleri mecburi kayıt ile bunların hem yaşamını hem de geniş bir çalışma içine girmesini sağladılar.
***
Oda kuruluşları olarak Osmanlı Devletinde ilk adım 1881’de Ziraat odası olmuş bunu 1982 de Kurulan önce Konya sonra İstanbul Ticaret odası takip etmiş.
Eczacılar için 1950 -57 yıllarında kurulan odaları. 1961 ve 1982 anayasası maddelerine göre çeşitli meslek kuruluşları oda haline getirilmiş olmaktadır.
Bunları anlatmak köşemize sığmaz. Bildiğiniz gibi meslekler içinde her ufak bir çeşidinin bile bir “Oda”sı var.
***
Geçen gün İMO yani İnşaat Mühendisleri odasının, mesleklerinde 25 ve 40 yıl hizmet eden meslektaşlarına vereceği ödül plaketi toplantısı davetine icabet ederken daldım yine bellekteki sinema şeridi gibi düşüncelere.
“Nereden nereye?” Derken bendenizin de bizzat başladığı inşaat mesleği işleminin 1952 yıllarına kaydı film.
O yıllarda İstanbul Ankara ve İzmir İl’leri dışında plan proje işlemini yapan mühendislik büroları hemen hemen yok gibiydi.
Belediyeden veya Bayındırlık Bakanlığı tarafından açılan kurslardan yetişen inşaat kalfaları daha rağbette işlem yapıyordu. Nitekim Konya’nın ilk dört katlı apartmanı olan ve 1946 yılında yapılan “Hayat Apt.” Proje sahibi melekeli bir inşaat kalfasının eseridir. Bu apartmanın aynısı olan Kibrit ve Yapıcı apartmanları da aynı kişinin projesi ile olmuştu.
Ellili yıllarda daha çok bilhassa yeni yerleşim olan şehir kenarı yerlerde “arası mabeyinli çift oda” denilen I veya kırma denilen L şeklindeki Konya evleri, atalarından geldiği şekilde ısrarla devam edilmekte idi.
Bu şekilde yapmak için bendenize müracaat edenlere daha derli toplu kare şeklinde iki oda, sofa, mutfak, banyo ve WC.si içinde kullanışlı bir proje çizmiş bunun daha az yer kaplayıp daha ekonomik ve ısınmada faydalı olacağına dil döksem de fikirlerini değiştiremezdim.
Hatta bir seferinde kabul edip planı belediyeden onaylanmasını müteakip temel tespiti için gittiğim Küçük Kumköprü semtinde, Yapıcı ustasının çoktan arası mabeyinli çift oda şeklinin temelini açıp işe başladığını görünce bendeki isyankârlığı tahmin edersiniz herhalde.
Ama ne çare inşaat sahibi ısrarla “böyle daha iyi imiş” diyerek istediğini belirtince mecburen proje değişikliği ile o şekilde meşhur stile devam ettirmiş oldu.
***
Ya şimdileri bir düşünün. Zaten tek katlı bile ev yapma sadece sayfiye yerlerine mahsus kaldı ise de yinede iki üç kattan aşağı değil.
Dillere destan Yemyeşil Meram’ımız bile bunların ve apartmanların betonu ile yeşilliğini tarihe gömüverdi.
***
Evet, o zamanlar öyleydi şimdi böyle derken Dedeman oteli salonlarına girmiş olduk.
Toplantının açılışını yapan İMO Konya şubesi başkanı Sayın Uğur İbrahim ALTAY;
İnşaat mesleğinde 25 ve 40 yılını doldurmuş büyüklerine, 19 Aralık olan İnşaat Mühendisliği gününde onurlandırmak için toplandık derken devamla;
“Tarihin en eski mesleklerinden birisi olan İnşaat Mühendisliği mesleği zor ve meşakkatli, ancak insanlık için bir o kadarda büyük ve önemlidir. İnsanlığın ihtiyacı olan tüm alanlara hizmet eder…” Vurgulamasını yapıp önemli bir hususa değinmiş oldu.
“Meslektaşlarımız tüm yaşamları boyunca gerek mesleki gerek ahlaki birçok sorunla mücadele etmektedirler. Halen 19 pilot ilde uygulanan Yapı denetimi dışında kalan ilimizde kontrollük hizmetleri Fenni mesullüklerle yürütülmektedir. Kamu adına denetleme yapmakla yükümlü olan fenni mesuller başkaca bir örneğinin bulunmadığı şekilde ücretlerini mal sahiplerinden almaktadırlar. Bu durum birçok sorunu beraberinde getirmekte ve kontrollük hizmetlerinde zafiyetler meydana getirmektedir. Bu çarpık durum bir an önce düzeltilmeli ve halen uygulanan yapı denetim yasası aksaklıkları giderilip çağdaş hale getirilerek tüm yurtta uygulanmaya başlanmalıdır.
Meslektaşlarımız bunun gibi birçok sorunla mücadele ederken parası olan herkesin akşamdan sabaha yapmaya başlayabileceği, hiçbir kriteri bulunmayan hiçbir geçmiş gerektirmeyen çıraklığı ve kalfalığı bulunmayan tek meslek olan müteahhitler ülkeyi kuralsız bir şekilde imar etmeye devam etmektedirler. Müteahhitlik yasası bir an önce çıkarılmalı ve müteahhitlerin sicilleri tutularak yetki ve sorumlulukları düzene konulmalıdır…”
Bu beyanı hakikaten ve maalesef var sayımlı olmaktadır. Sadece resmi ihalelerde Müteahhitlerin şimdi yüklenici dediğimiz kişi ve firmalardan belge istenmektedir. Özel firma veya şahısların bina ve tesis yaptırması yanında bizzat bina yapıp satış yapan müteahhitlerin denetimi ve mesuliyeti var mı?
Kimin bol sermayesi varsa vuruyor kazmayı yapıyor binayı. İşte Konya’da ki meşhur apartmanda kaybettiğimiz yüz kişi olayı.
Kim ceza gördü? Yalova müteahhidi Veli efendiden başka Türkiye de!..
***
Daha sonra söz alan Konya Büyükşehir Belediye başkanı Sayın Tahir Akyürek de şunları söylüyordu.
“…Şehrimizin gelişip güzelleşmesinde İnşaat Mühendislerinin elbette ki çok büyük katkısı ve faydası var. Burada Selçuk Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği bölümünün gayet güzel ve kaliteli eğitim vermesi, özel gayret göstermesi ve İnşaat Mühendisleri Odasının da mesleki hassasiyeti, mensuplarının gelişimini sağlama noktasındaki ülkedeki birçok şehre örnek çalışmaları, çok vasıflı temsil kabiliyeti yüksek kaliteli arkadaşlarımızın meslek örgütünü yönetmesi, şehrimiz adına büyük bir şans…”
İsterdim ki Kurulmuş olan “Deprem Yapı denetimi” komitesi mi komisyonu mu, onlarda dâhil…
Depreme karşı güvenliği olup olmayan, yapı denetimi yapılan kaç tane bina tespit edildi ve işlem yapıldı veya yapılmakta. Bir bilgi alabilseydik.
Yoksa komisyon üyelerinin arada bir toplanıp çay sohbeti ile mi vakitler geçmekte?!..
Bir şeyler oluşmuşsa? Bu hususta bahşedecekleri bilgileri, seve seve okurlarımıza duyurmuş olurum.
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…