Oda Ve Sendikalar: 'Yama' Tedbirlerle İş Cinayetlerinin Önlenmesi Mümkün Değil

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonları (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Makine Mühendisleri Odası (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği(TBB), Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı iş güvenliği paketini...

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonları (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Makine Mühendisleri Odası (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği(TBB), Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı iş güvenliği paketini yazılı açıklama ile eleştirdi. Açıklamada, "Siyasi iktidar çalışma hayatını emekten yana düzenlemedikçe, bu ülkede taşeronlaşma, sendikasızlaştırma durdurulmadıkça iş cinayetlerinin ve ölümlerin önüne geçilemeyecektir." denildi.

"Emek, meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmadan hazırlanan 'yama' tedbirlerle iş cinayetlerinin engellenmesi mümkün değildir." vurgusu yapılan bazı oda ve sendikaların ortak yazılı açıklamasında, katılımcı ve demokratik bir yaklaşımla hazırlanmayan bu tür paketlerin günü geçiştirmekten başka bir amaca hizmet etmediği ifade edildi. KESK, DİSK, TMMOB ve TBB açıklamasında şu görüşlere yer verildi: "İşçi sağlığı ve iş güvenliği için 'Önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği' anlayışı taşımayan hiçbir düzenleme sorunlara çözüm getirmeyecek, iş cinayetlerini durduramayacaktır. İnsanı ve yaşamı temel almayan düzenlemeler bundan öncekiler gibi yalnızca kağıt üstünde kalacaktır. Bir taraftan özelleştirme ve taşeronlaşma teşvik edilirken diğer taraftan esnek çalışma biçimleri, sendikasızlaştırma yaygınlaştırılırken alınacak palyatif tedbirlerle sorunlar çözülemeyecektir. Çünkü iş kazalarının asıl nedeni neoliberal politikaların alt başlıkları olan özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, kuralsızlaştırma ve denetimsizleştirmedir. Kazaları, iş cinayetlerini konuşurken yalnızca o olaya ilişkin teknik nedene/nedenlere takılıp kaldığımız sürece cinayetler yaşanmaya devam edecektir. İş cinayetlerinde neden bazen 'ölçülmeyen karbon monoksit oranı' bazen 'bakımı yapılmayan cephe asansörü' bazen 'kapatılmayan inşaat boşluğu' bazen 'çadırdaki elektrik kaçağı'dır. Oysa olayların asıl nedeni yıllardır uygulanan neoliberal politikalardır, sorumluları da bu politikaları kararlaştıranlardır."

'YÖNETMELİKLER EN AZ 10 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ'

İş Sağlığı Güvenliği Yasası’nın 30 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığı hatırlatılan açıklamada şöyle denildi: "Hazırlık aşamasında sendikaların, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin görüşü alınmasına rağmen bu görüşlerden tek bir satır bile yasaya yansıtılmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan '6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu' isimli kitapta 'Tüm çalışanlar sağlık ve güvenle çalışacak, Kuralcı değil önleyici yaklaşım, İş kazası ve meslek hastalıklarında etkin kayıt dönemi, İşyerleri acil durumlara karşı hazır olacak, İdari yaptırımlar etkinleştiriliyor' ifadeleri yer aldı. Yasa her derde deva imiş gibi sunuldu ancak kazalar azalmadı, arttı. Siyasi iktidar, her ölümlü kazadan sonra yasa ve yönetmeliklerde değişiklik yapma yoluna gitti, işçi sağlığı-iş güvenliği hizmetlerinin verilmesine ilişkin AKP iktidarı tarafından uygulamaya konulan yönetmelikler, en az 10 kez değiştirildi. Ancak kazalar, katliamlar yine arttı. Şimdi yine aynı durum yaşanacak."

'ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU SORUMLULUĞU SADECE İŞ VERENLERE YIKMAZ'

KESK, DİSK, TMMOB ve Türk Tabipler Birliği ortak açıklamasında, iktidarın ve geçmişten bugüne bu konularda rol üstlenenlerin hiçbirinin masum olmayacağı ifade edilerek, şunlar dile getirildi: "Erdoğan ve Davutoğlu sorumluluğu sadece işverenlere yıkamaz. 2002’den bu yana meydana gelen ölümlerde, insanların sakat kalmasında, işverenlerin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarının, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlarının, madenlerdeki kazalar nedeni ile MİGEM Genel Müdürünün önemli sorumlulukları vardır. Ne yazık ki yeni açıklanan paket, bundan öncekilerde olduğu gibi konuya bütün olarak yaklaşmaktan uzak, sorunun merkezine inen ve ona göre çözümler üreten bir yapıda değildir. Bu paket denetim işini özelleştiren piyasacı bir pakettir. Bu ülkede iş cinayetlerinin sorumluları işyerinde gerekli tedbirleri almayan işverenler, yasal düzenlemeleri ve ikincil mevzuatları olması gerektiği gibi hazırlamayanlar ve gerekli denetimleri yapmayan ilgili bakanlıklardır. Bu paket sadece sorumluların sorumluluklarını örtme paketidir."

'RÖDOVANS VE TAŞERON SİSTEMİ İŞ VERENE YASALARI ÇİĞNEME ÖZGÜRLÜĞÜ VERMEKTEDİR'

Sorunların çözümü için yapılacak düzenlemelerin bir bütün olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, "Açıklanan önlemler paketinde 'yaptırım' meselesi de içi boş bir paketin süsü mahiyetindedir. Defalarca tekrar ettiğimiz gibi rödovans ve taşeron sistemi işverene yasaları çiğneme özgürlüğü vermektedir. Bu düzen sürdüğü müddetçe, kölece çalıştırmaya ve sendikasızlaştırmaya yarayan taşeron ve rödovans sistemini başta ağır ve tehlikeli iş kolları olmak üzere tüm iş kollarında yasaklamadığınız sürece hangi yasaları çıkarırsanız çıkarın sonuç değişmeyecektir. İşçinin örgütlü gücünün iç denetimi ve iş bırakmak da dahil 'yaptırım' gücü olmadığı müddetçe bu cinayetlerin önüne geçilemez." uyarısında bulunuldu. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri