Bazı değerler vardır ki, fani de olsalar asla unutulmazlar. O insanları unutmak ya da hatırlamamak mümkün değil. Örneğin siyaset dünyasından Turgut Özal, sanat dünyasından Barış Manço neyse, spor dünyasından da Hasan Doğan öyle bir insandı. Sporu seven sevmeyen hemen hemen herkese 143 gün gibi kısa zamanda sevdirdi kendisini. Kısa zamanda etkiledi insanları. Onu tanıyan tanımayan herkes, sıcak bir Cumartesi akşamı Bodrum'dan gelen acı haberle sarsılmış, Türkiye adeta buz kesmişti. Sevgili Hasan Doğan’ı kaybettiğimiz zaman, sanki evimizin içinden birini kaybetmiş gibi olduk. Ocağımıza ateşin düştüğünü, dahası evimizin direğinin yıkıldığını en derinlerde hissettik. Türkiye Futbol Federasyonu ile Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu'nun desteğiyle organize edilen ve Hasan Doğan anısına gerçekleştirilecek olan "Milli Gurur Milli Forma" sergisinin 11. ayağı bugün Real’de açılacak. Bu vesileyle Hasan Doğan’ı yakından tanıyan, dahası “canımdan can gitti” diyen Mehmet Baykan’ın ağzından dinledik merhum spor adamını.
ÖRNEK ALINACAK BİR İNSANDI
2004 Temmuz’un 23’ünde tanıdım Hasan Doğan başkanımı. İnsana güven veren bir görünüm ve duruşun sahibi olarak iz bıraktı bende. 1.5 yıl TFF yönetimindeki beraberliğimiz 2006 Ocak sonrasında da hiç kopmadan devam etti. Ağabey-kardeş ilişkisi vardı aramızda. Ve tekrar 14 Şubat’tan itibaren onun başkanlığında TFF yönetim kurulu üyeliği ile kendisine daha yakın oldum. Hasan Doğan’ın başkan vekili olarak görev yaptığı yönetiminden bu yönetimi taşıdığı 4 kişiden biri olmanın onuru benim için dünya ile ilgili en önemli kazanımlardan birisi olarak kalacaktır. Hasan Doğan başkan bir çekim merkezi, çok sıkı teşkilatçı kendisi hakkında menfi düşünceleri bile bir görüşmede etkileyecek kadar ikna edici, kısaca bir liderde bulunması gereken birçok özelliği sahip olabilmiş örnek bir insandı. Benim için bir başkan, bir ağabey olmanın çok ötesinde onu tanıyabilme şansına sahip olduğuma inandığım bir dost, başımız sıkıştığında koşturup gittiğimiz bir büyüğümüz ve vefat haberi ile birlikte çoktandır unuttuğumuz hıçkırıklara sebep olacak kadar duygusal yakınlık sahibi olduğumuzu anlayabildiğimiz bir fani.
KELİMELER YETERSİZ
Hasan Doğan hiçbir zaman büyük adam ya da büyük adamların havalarında değildi. Vefatından sonra onu “sakin güç” diye nitelendirenler oldu. Zaten düşünüyorum da o denli güçlü dostlukların sahibi başka bir insan olabilir mi? Onun kadar mütevazi hiç zannetmem. Bütün bunları bir vefat olayı ardından giden için güzel şeyler söylenebilir anlayışı ile söylüyor değilim. Dün kaybetmiş gibi, onun acısını yüreğimizde yaşıyoruz. Hani derler ya “ateş düştüğü yeri yakar” işte öyle bir şey benimkisi de. Ben tanıdığım, yaşadığım Hasan Doğan’ı ifade etmeye çalışıyorum. Elimden geldiğince, aklımın erdiğince onu basından, televizyondan izleyerek, öylece tanımış insanlar bile onun hakkında çok güzel ifadelere çok sevgi dolu duygulara sahipken bizim düşüncelerimizi ortaya koymak için seçtiğimiz kelimeler yetersiz bile kalabilir.
ÜLKEM ÖNEMLİ BİR İNSANI KAYBETTİ
Son yıllarda ülkemizde tüm kesimlerin aynı açıdan değerlendirme yapabildiği nadir bir insan ya da tanıyan tanımayan herkesin ortak paydasında yer olmayı başarabilen fani olarak başkanım Hasan Doğan bu yönü ile de kritik süreçlerden geçen ülkemiz için bugünden geleceğe yönelik bir umut ışığı olabilmiştir, aynı zamanda. Türkiye, sadece futbol federasyonu başkanını değil, önemli bir birikimini, önemli bir değerini ezcümle ülke geleceğinde söz sahibi olup Türkiye’ye önemli alanlarda hizmeti geçecek, katkısı olacak, potansiyel sahibi bir akıl adamını kaybetmiştir. Onun spor yöneticiliği için bir şeyler söylemeye gerek görmüyorum Onunla ve ondan sonra oluşan tablo zaten görüntüyü anlatmaya yetiyor. Onun vefatından sonra Türkiye Futbol Federasyonu, Hasan Doğan ekolünden gelen Sayın Mahmut Özgenerle yoluna devam ediyor. TFF olarak attığımız her adımı onunla atıyor, en hayırlı projelere onunla imzalıyoruz. Daha net bir şey söylemek gerekirse, Türk futbolundaki Hasan Doğan ekolu, dün olduğu gibi bugün de yarın da var olmaya devam edecektir. Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın.
ÖRNEK ALINACAK BİR İNSANDI
2004 Temmuz’un 23’ünde tanıdım Hasan Doğan başkanımı. İnsana güven veren bir görünüm ve duruşun sahibi olarak iz bıraktı bende. 1.5 yıl TFF yönetimindeki beraberliğimiz 2006 Ocak sonrasında da hiç kopmadan devam etti. Ağabey-kardeş ilişkisi vardı aramızda. Ve tekrar 14 Şubat’tan itibaren onun başkanlığında TFF yönetim kurulu üyeliği ile kendisine daha yakın oldum. Hasan Doğan’ın başkan vekili olarak görev yaptığı yönetiminden bu yönetimi taşıdığı 4 kişiden biri olmanın onuru benim için dünya ile ilgili en önemli kazanımlardan birisi olarak kalacaktır. Hasan Doğan başkan bir çekim merkezi, çok sıkı teşkilatçı kendisi hakkında menfi düşünceleri bile bir görüşmede etkileyecek kadar ikna edici, kısaca bir liderde bulunması gereken birçok özelliği sahip olabilmiş örnek bir insandı. Benim için bir başkan, bir ağabey olmanın çok ötesinde onu tanıyabilme şansına sahip olduğuma inandığım bir dost, başımız sıkıştığında koşturup gittiğimiz bir büyüğümüz ve vefat haberi ile birlikte çoktandır unuttuğumuz hıçkırıklara sebep olacak kadar duygusal yakınlık sahibi olduğumuzu anlayabildiğimiz bir fani.
KELİMELER YETERSİZ
Hasan Doğan hiçbir zaman büyük adam ya da büyük adamların havalarında değildi. Vefatından sonra onu “sakin güç” diye nitelendirenler oldu. Zaten düşünüyorum da o denli güçlü dostlukların sahibi başka bir insan olabilir mi? Onun kadar mütevazi hiç zannetmem. Bütün bunları bir vefat olayı ardından giden için güzel şeyler söylenebilir anlayışı ile söylüyor değilim. Dün kaybetmiş gibi, onun acısını yüreğimizde yaşıyoruz. Hani derler ya “ateş düştüğü yeri yakar” işte öyle bir şey benimkisi de. Ben tanıdığım, yaşadığım Hasan Doğan’ı ifade etmeye çalışıyorum. Elimden geldiğince, aklımın erdiğince onu basından, televizyondan izleyerek, öylece tanımış insanlar bile onun hakkında çok güzel ifadelere çok sevgi dolu duygulara sahipken bizim düşüncelerimizi ortaya koymak için seçtiğimiz kelimeler yetersiz bile kalabilir.
ÜLKEM ÖNEMLİ BİR İNSANI KAYBETTİ
Son yıllarda ülkemizde tüm kesimlerin aynı açıdan değerlendirme yapabildiği nadir bir insan ya da tanıyan tanımayan herkesin ortak paydasında yer olmayı başarabilen fani olarak başkanım Hasan Doğan bu yönü ile de kritik süreçlerden geçen ülkemiz için bugünden geleceğe yönelik bir umut ışığı olabilmiştir, aynı zamanda. Türkiye, sadece futbol federasyonu başkanını değil, önemli bir birikimini, önemli bir değerini ezcümle ülke geleceğinde söz sahibi olup Türkiye’ye önemli alanlarda hizmeti geçecek, katkısı olacak, potansiyel sahibi bir akıl adamını kaybetmiştir. Onun spor yöneticiliği için bir şeyler söylemeye gerek görmüyorum Onunla ve ondan sonra oluşan tablo zaten görüntüyü anlatmaya yetiyor. Onun vefatından sonra Türkiye Futbol Federasyonu, Hasan Doğan ekolünden gelen Sayın Mahmut Özgenerle yoluna devam ediyor. TFF olarak attığımız her adımı onunla atıyor, en hayırlı projelere onunla imzalıyoruz. Daha net bir şey söylemek gerekirse, Türk futbolundaki Hasan Doğan ekolu, dün olduğu gibi bugün de yarın da var olmaya devam edecektir. Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın.