Nereye gidiyoruz yazı serisi
Çok güzel bir atasözümüz var. Gerçi atasözlerimizin hepsi güzel ama içinde yaşadığımız acı olaylar karşısında, bu atasözünün kıymeti daha bir güzel belli oluyor.
Diyor ki bu atasözümüz; “Nus ile uslanmayanı, etmeli tektir. Tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Yani hatalı davranışlar içinde bulanan birine önce nasihat etmeli. Bu insan, aynı yanlışı tekrar ediyorsa, bu sefer onu tenkit etmeli, azarlamalı… Azarlanmadan da anlamıyorsa bu insan, o zaman ona dayak atılmalı...
Yanlışlar içinde yüzen insan senin dayak atmana uygun bir yerde değil de sen onun emrindeysen, o zaman o, yaptığı yanlışlar sebebiyle kafasını duvara vuracak ve tabii sen de onu takip ettiğin için senin kafan da duvara toslayacaktır.
Aşağıda sunacağım yazı, Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun içinde bulunduğu durumu yıllar önce gözler önüne seren Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın bu konuşmasıdır ve elbette konuşma Mecliste yapıldığından zabıt altına alınmıştır.
Aradan yıllar geçti. Erbakan Hocamızın birçok tespitinde olduğu gibi bu konuşması da aynen çıkmaktadır. Nerede bu konuşmalardan ışık alacak ve icraatını ona göre yön verecek kafalar? Nerde bu tahlili yaparak yönünü, istikametini belirleyecek milletin evlatları?
Bu konuşmalar, yetkililerce nazarı dikkate alınsaydı bu gün ülkemizde yaşanan terör olayları olur muydu? Türkiye’nin güneyinde Irkçı Emperyalizm’in kontrolünde bir devlet kurulur muydu? Sonra kalkıp, ülkemizden toprak talebi yapılır mıydı? Bu kadar ana kuzusu Mehmetçiğimiz şehit olur, binlerce aile feryat içine düşer miydi?
Nedir, BOP Eş Başkanlığı? Irak, bu eş başkanlığı uğruna feda edilmedi mi? 3 Mart tezkeresi TBMM’den geçmeyince hemen arkasından çıkartılan Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül imzalı genelge ile 7 deniz limanımız ve 8 hava limanımız ABD’nin kullanımına verildi.
Irak bir baştan diğer başa işgal edildi, milyonlarca Iraklı öldürüldü. Mallar heder edildi. Milyonlarca hanım ve kızın ırzına geçildi. Gayri meşru çocuklar uçaklarla ABD’ye götürüldü. Bunlar orada büyütülüp yine Müslümanlara karşı kullanacak.
Arkasında Suriye… Hala yaşıyoruz Suriye olaylarını, acı acı…
ERBAKAN NE KONUŞMUŞTU
Rahmetli Erbakan Hocamız, daha 1992'de, dinleyicilerin arasında Sayın Abdullah Gül'ün de içinde bulunduğu TBMM Refah Partisi’nin grup toplantısında, bugün yaşadığımız sürece, 24 yıl öncesinden işaret ediyor. Birlikte dinleyelim:
“Amerikalı Albay, Riyat'ta bizim bir gazetecimize şunları söylüyor; Eliyle de harita üzerinde işaret ederek; “Kürt devleti burada kurulacaktır. Savaş bitecek, Saddam çökmüş olacak.” (Diyarbakır'dan başlayarak çizilen malum haritadan bahsediyor)
Daha Körfez Harbi bitmemiş, harpten önce söylüyor adam. “Saddam çökmüş olacak, bu yörede devlet kalmayacak, devlet otoritesinden yoksun bir boşluk doğacak, Kürtler bir devlet kurarak buradaki boşluğu dolduracaklar, belki de Türkiye'den toprak isterler.”
Türkiye bunu kabul etmeyeceğini açıklamış bulunuyor, dendiği zaman, “O zaman çarpışacaksınız” diyor.
Şimdi tekrar kendisine deniyor ki, “Türkiye'nin düzenli orduları, silahları, topları, zırhları, tankları, uçakları, füzeleri var. Böyle bir büyük güce nasıl karşı koyabilirler? Hem gerek İran gerek Suriye, Irak'ın toprak bütünlüğü için açık tavır koymuş bulunuyorlar. Onların da bölgede bir Kürt devleti kurulmasına göz yumacaklarına nasıl ihtimal veriyorsunuz?” dendiği zaman, Amerikalı yarbayın söylediği sözler şunlar:
“Irak'ın kuzeyindeki Kürtlerin de yakında çok silahları olacak (…) Belki Türkiye'de sizinkilerden bile ileri silahları olacak, uçakları, tankları, füzeleri, zırhları, helikopterleri, havalimanları vs.”
Ne zaman söyleniyor bu sözler? Körfez Harbi'nin başında, daha Körfez Harbi yapılmamış.
Muhterem milletvekilleri, aziz milletimizin evlatları,
Bu okuduğum vesika ne gösteriyor? ABD, dış güçler, İsrail bütün bu olayların hepsini planlı olarak yapıyor (…)
Onların uzun vadeli planları var da bizim kısa, orta ve uzun vadeli milli planlarımız nerede? Kim yapacak bunu?
Yapması icap edenler, bir plan sahibi olmadıkları gibi sadece onların planına alet oluyorlar.
Bak onlar Ortadoğu'da Müslüman ülkeler arasında işbirliği olmasın, Türkiye Suriye'yle, Türkiye Irak'la, Türkiye İran'la çatışsın istiyorlar. Bunu gerçekleştiriyorlar. Öyleyse bu emperyalizmin ve Siyonizm'in planını bozmamız lazım…”
Merhum Erbakan Hocamızın 24 yıl önce yaptığı bu konuşmasında söyledikleri üzerinde düşünmenin ve ona göre yeniden bir strateji belirlemenin hala vakti gelmedi mi?