Mübârek Şaban ayının sultânı Peygamber aleyhissalâtu vesselâm’ı yazımıza konuk edelim istiyoruz şu güzel Cuma saatlerinde…
O, aleyhissalâtu vesselam dünyâya gelmiş, geçmiş insanların içerisinde Rabb’ine en güzel kullukla gitmiş bir seçkin kişiliktir. Bu sebeple O aleyhissalâtu vesselam Hakk’a giden aydınlık yolun rahmet kapısıdır. O, tüm hal ve davranışlarıyla yüce dînî İslâmı şahsında bütünleştirmiş bir nur insandır. O, Kur’an ahlâkını özüne sindirmiş eşsiz bir karakter âbidesidir. O, Rabb’inin emirlerini yılmadan insanlara tebliğ eden, cihâna Hakk’ın nûrunu yayan bir nur şâhikâsıdır. Hazreti Muhammed Mustafa aleyhisselam, dünyâda örnek alınacak yegâne rehber, yegâne Hak kılavuzudur. Âşıklar en güzel aşklarını O’na sunmalı, en anlamlı besteler ve güfteler O’na yapılmalıdır. O’nun nurlu ve onurlu yolundan gitmeyen gerçek mutluluğu bulamaz. Bu dünyâda O’nun nûruyla nurlanmayan yarın mahşerde kurtulamaz. O aleyhissalâtu vesselam ebedî saadetin kurtuluş meşâlesidir. Gönüller ancak O’nun nûruyla sükûna kavuşur.
O, güzeller güzeli Peygamber aleyhissalâtu vesselam cehâlet deryâsında yüzen insanları ilâhî ilimle donatan ve onları devrin en kutsî Hak erleri hâline getiren bir nur elçidir. Daha âlemler yaratılmadan önce kendisinde vâr edilen nurla, kutsî mânevî halleri müntesiplerinin kalbine boşaltan bir mânâ Sultânıdır O aleyhissalâtu vesselam. Sevdâlılarının ruhlarına üflediği ebedî aşkla Hakk’a varmanın esrârını bizlere öğreten bir ışık idi O Peygamber aleyhissalâtu vesselam. O, bizi vahiyle aydınlatmasaydı biz ebediyen karanlıkta kalacaktık. Karanlık-aydınlık, gece-gündüz bizim için hep ayni olacaktı. O’nun getirdiği aydınlıkla geceler dahi gündüze dönüştü. Mânâ ikliminde yaşanan gece ile gündüzün sıkıntılarına tahammül gösterildi.
O, aleyhissalâtu vesselam’ın her kelâmı, her davranışı tam bir ‘Furkan’ idi. Hak ile bâtıl, doğru ile eğri ancak O’nun kıstaslarıyla ayırt edilebilirdi. O, hal ve ahvâliyle şaşmaz adâleti hem geçmişe hem geleceğe en iyi miras olarak bırakmıştır. O, bütün insanlığın özlediği, aradığı ideal, gâye ve model insandır.
O, susuz kalmış gönüllere zemzem, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen âdeta insanlığını kaybetmiş ruhlara erdem, için için yanan yüreklere ferahlık veren meltem olmuştur. O’nun dünyâya teşrif etmesiyle hüzünlü sonbaharlar hiç bitmeyecek sanılan kışlar, coşkulu bir bahara ve yaza dönüşmüştür. O, cehâlet sıkıntıları içinde yapmadığı yanlış ve çılgınlık kalmayan insanları vahyin aydınlığında İslâm’ın nurlu hakikatleriyle buluşturmuştur. O nur elçi Rabb’inin izniyle nice nursuzların gönlüne Hakk’ın nurlarını dercetmiştir.
O, aleyhissalâtu vesselam bataklıklar içerisinde ilâhî hakikatlerle gül yetiştirmiş ve bir altın medeniyet kurmuştur. O, gül neslinin davranışlarındaki emsalsiz kokular çevresindeki azılı müşrikleri bile mest etmiş Halid bin Velid’ler, Amr bin As’lar Vahşî’ler, İkrime’ler, Ebû Süfyan’lar, ve daha niceleri İslam ile müşerref olmuşlardır. Hakikat ışığıyla hemhal olanlar zamanla birer nûra dönüşmüştür.
Bizlerde şu mübârek günlerde O aleyhissalâtu vesselam’ın nur iklimine girerek insanlığımızı yeniden keşfederek hidâyet, rahmet ve bereket yağmurlarıyla fizikî ve rûhî yönden yeniden dirilelim inşaALLAH. Zaman ve mekânın kör noktalarına ‘Nûrî Muhammedî’ esintileri üfleyerek hayâtımızı, günlerimizi daha ayrı bir farkla yaşayalım. Şimdi sonsuzluk âleminde olan o nur yüzlüler, nur gözyaşlarıyla günahlarını silen, nasuh tevbelerle affedilmeye talip olan, ahretleri için yalvara yakara dua ve niyazlarda bulunan nur arkadaşlarını beklemekteler. Madde ve mânâsını nur aşkıyla bütünleştiren gönüllere emin olun bambaşka bir bahar gelecektir. Yürekler Şaban ayında ‘Muhammedî Sevdâ’ya râm olduğunda tüm eğrilikler doğrulara inkilap edecektir Allâh’ın izniyle.