Bugün gazetesinin köşe yazarı Nuh Gönültaş, MHP geleneklerini eleştirdiği "Leoparın benekleri değişmez" yazısına gelen olumsuz eleştirilere, "Leoparın benekleri hakkında" yazısıyla cevap verdi. Nuh Gönüştaş'ın o yazısı:
Leoparın benekleri hakkında...
Bir zamanlar MHP geleneği ile ilgili "Leoparın benekleri değişmez" başlıklı bir yazı yazmıştım da bazı MHP'liler fena halde kızmıştı.
Şimdi, şu süreçte bakıyorum da bu söz ne kadar da doğru bir sözmüş.
Süreçle ilgili, MHP'li seçmene ve o tabana hitabeden yayın organlarında "lanlı-lunlu manşetler" yer alıyor.
"Kanımıza dokundu" gibi tamamen ırk esasına dayalı manşetler...
"Hainliğini kustu" gibi düşmanca ifadeler...
"Vatan namustur satılmaz" gibi, sanki vatanı bir satan varmış gibi çağrışımlar yapan başlıklar...
Logosunun yanında da "Türkiye Türklerindir" yazıyor, tıpkı Hürriyet Gazetesi'ndeki gibi.
Türk Bayrağı, Atatürk'ün kalpaklı bir fotoğrafı ve "Bu memleket tarihte, Türk'tü, bugün de Türk'tür ve ebediyen de Türk olarak yaşayacaktır. Türkiye Türklerindir" yazısı yan yana duruyor.
Daha önce de logonun sağ üst köşesinde "Ya sev ya terk et" yazıyordu, şimdi Hürriyet'teki gibi "Türkiye Türklerindir" yazıyor.
Nedense Türkiye'de milliyetçi tepkiler hep şiddet içeriyor.
Mikrofonlardan "Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık" sözü duyulunca rahmetli Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş "O bacağı kırarlar" dedi.
Yani şimdi...
İşte bunun için deniliyor "Leoparın benekleri değişmez" diye.
Diyelim "Kırdın" ya sonra...
"Vur de vuralım, öl de ölelim" diye bağırıyorlar meydanlarda.
Vurdun ve de öldün ya sonra...
Bunlar hep bir adım sonrası düşünülmeden yapılan konuşmalar, atılan sloganlar.
Tıpkı "Türkiye Türklerindir" sözü gibi.
Tıpkı "Ya sev ya terk et" sözü gibi.
Demek ki bir kere daha hatırlatmakta fayda var "leoparın benekleri değişmez" diye.
Çok abartma akıllım...
Galiba "Akil Adamlar" konusunu gereğinden fazla abarttık.
Bu, Akil Adamlar grubuna yapabileceklerinin ve yapılabileceklerin çok üzerinde bir misyon biçtiğimiz için şimdi de 'Barışı bunlar mı getirecek' diye hem kişileri hem de heyetin işlevini küçümseyenler var.
Konu hassas olduğu için herkes bu konuda eğri oturup doğru konuşmalı.
Değilse susmalı!
Yani...
Yani tam bir "Ya hayır söyle ya sus" durumu.
Şimdi...
Akil Adamlar listesine baktığımızda elbette "Listede şu da olmalıydı" veya "Bu adam-kadın listede olmamalıydı" dediğimiz isimler oluyor.
Şu bir gerçek hangi liste olursa olsun mutlaka bu türlü eleştirilere muhatap olurdu.
Onun için isimler üzerinde durmaktan ziyade, akil adam tercihlerinde uygulanan ana kritere odaklanalım derim.
Ama bu da zor.
Çünkü seçilen isimlerin hangi ortak paydada buluştukları için hangi sebeple seçildiklerini pek bilen yok.
Çünkü kapalı bir seçme olayı gerçekleşti.
Akil Adamlar hakkında bilinen tek ortak özellik kamuoyunda ismen ve cismen tanınıyor olmalarıdır.
Evet isimleri geçelim, nitelikleri üzerinde duralım.