2. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği’nin yıkılışına kadar geçen süre soğuk savaş dönemi olarak tanımlanır.
Bu tanım bizim gibi BM ve NATO üyesi ülkeler için geçerlidir.
Yani bize verilen bir oyuncaktır bu argüman.
Dünya savaşını sıcak savaş kabul edersek BM ve NATO’nun kuruluşundan bu güne kadar İslam coğrafyasındaki işgal ve yok etme hareketlerine ne diyeceğiz peki?
Afganistan’ın işgalden kurtarılmasından(!) tutun da Irak’ın işgalinden Suriye’nin kent kent yok edilmesine kadar müttefik dediklerimizin televizyonlardan naklen işgal edişlerine ne diyeceğiz?
Ya da Arap Baharı adı altında bir baştan bir başa Afrika’nın kuzeyinin işgaline ne diyeceğiz?
Diğer taraftan yine Afganistan’ı işgal edişinden bu gün Suriye’deki kıyım ve vahşetin 2 müsebbibinden biri olan ve soğuk savaşın kızıl yüzü olarak gösterilen Sovyet Rusya’nın yaptıklarına ne diyeceğiz.
Soğuk savaş tanımının bir kandırmaca olduğu bu gün her şeyiyle ortaya çıkmış durumdadır.
Dün sıcak savaşla birlikte soğuk savaşı yürüten doğulu ve batılı emperyalistler, bu gün soğuk savaşla birlikte sıcak savaşı yürütmektedirler.
Üstelik bu soğuk savaş dedikleri gayri nizami harp usulleri sadece düşman ülkelere karşı da uygulanmamıştır.
Batılı müttefiklerimiz(!) diye yere göğe sığdıramadığımız başta ABD olmak üzere İngiltere ve Almanya Türkiye’ye karşı soğuk savaşın her türlüsünü uygulayan ülkelerin başını çekmektedirler.
Zamanına göre adına ambargo denen uygulama bir soğuk savaş taktiği olarak uygulanmıştır.
Yerine ve zamanına göre Kıbrıs görüşmeleri bir soğuk savaş taktiği olarak uygulanmıştır.
Hatta Almanya’nın işçi dövizleri üzerindeki kısıtlamaları bile bir soğuk savaş taktiğidir.
Amerika’nın CIA’sı, İngiltere’nin MI5 ile MI6’sı veya kısa adı BND olan Alman İstihbarat Servisi nin ülkemizin güney doğusunda diğer yaptıklarına ne diyeceğiz o zaman?
Ya da genel olarak adını KGB olarak bildiğimiz Rus istihbarat örgütünün ta 12 Eylül öncesinden beridir bu ülkede yaptıklarını bilmeyen mi var?
Bunlar işin askeri yönü ağır basan tarafları diyenlerin gözlerine bir taraftan 30 yılı aşkın süredir güney doğu da ilan edilmemiş harbi sokmak gerekmektedir.
Diğer taraftan ise 15 Temmuz günü tüm çıplaklığı ile ortaya çıkan ve yıllardır her gelen hükümet tarafından kollanıp gözetlendiği artık ayan beyan belli olan ve devletin ince kılcal damarlarına kadar sızmasına müsaade edilen FETÖ terör örgütüne, müttefikimiz(!) ABD’nin bir soğuk savaş maşasıdır demeyecek kim var bu ülkede?
Zaman zaman silahlı ve bombalı terör eylemleri ile gündemden düşürülmeye çalışılıyor olsa da FETÖ terör örgütü güney doğudaki silahlı terör örgütünden farksız hatta ondan daha tehlikelidir.
Patronları ister ABD isterse İngiltere olsun bu gerçek değişmez.
Hatta Rusya olsa bile değişmez.
Bu ülkede ister silahlı olsun, ister silahsız olsun hatta adı ne olursa olsun her hangi bir devletin köpeği bir istihbarat servisinin maşası olarak çalışan tüm örgütlerin yok edilmesi için öncelikle içimize kurmuş oldukları ileri karakolları yok etmek gerekmektedir.
Adı bazen askeri üs, bazen da renkli STK olan bu ileri karakollara denecek söz şudur:
Hemen çık git bu ülkeden.
Ve sakın normal gitme. DEFOL GİT.