Türkiye misyonerlerin kaynaklarında ‘İncil Ülkesi’ yani ‘Bible Land’dir. (1) Çünkü Anadolu; Hıristiyanlığın kurucusu kabul edilen Sen Pavlus’un doğum yeri ve karış karış gezdiği, Hıristiyanlığı yaydığı, Bizanslılara kabul ettirip resmi din haline getirdiği yerdir. (2)
Antalya’nın Demre kasabasında bir tek Hıristiyan yaşamaz ama 1981 yılından itibaren orada Noel Baba’nın doğum günü kutlanır. Yani Hıristiyanlar 2000 yıllık miraslarının peşindedirler. Türkiye’de birçok caddeye, sokağa ve beldeye aziz ve azize isimleri verilmektedir. (3)
Acaba Avrupa veya Amerika bize böyle bir jest yapıyor mu? Rönesans döneminde eserlerinden ilim ve feyiz aldıkları bir tek Müslüman âlimin heykelini yapıp bir sokağa dikmişler veya bir sokağa isimlerini vermişler mi? Hayır. Şu haberler bize ibret levhası olmalı:
Hıristiyan âlemindeki meşhur gazete, dergi, basın ve yayın organları Milenyumun yani Milattan sonra ikinci 1000 yılın ilim adamları listesini yayımladılar. Yani son 1000 yıl içinde sahasında temâyüz eden (seçilen-öne çıkan) ilim adamlarının isimlerini ve milliyetlerini açıkladılar. İçlerinde bir tek Müslüman yok. (4) Yine Paris’te 100 den fazla caddeye Dünya çapında matematikçilerin isimleri verilmiş (5) Müslüman menşeli bir tek isim yok. El insaf! Nerde Fârâbî? Nerde asırlarca kitaplarını Avrupa üniversitelerinde okuttuğunuz İbni Sînâ? Nerde el-Harizmî? Nerde Ebu Heysem… Bu kadar da fanatiklik, bu kadar da bağnazlık olur mu? Oluyor. Ama bizdeki kraldan fazla kralcı kendini bilmezler, Noel baba heykelleri ve Hıristiyan azizlerinin heykellerini hem de yerine göre bu gariban milletin parası ile yaptırıp dikiyorlar. Meryemana Manastırı başta olmak üzere birçok kilise ve manastır restore ediliyor. (6) Yani; “gelin verâset hakkı iddia edin. Çünkü buralar geçmişte sizindi” demek istiyorlar. Yeni yasalar çıkartıp Anadolu’nun birçok yerinden büyük topraklar alıyorlar. Yarın Allah muhafaza Filistin’de Yahudi’lerin yaptığı gibi, bol bol buralardan arsa ve arazi alıp, Filistinlilere uyguladıkları tehciri ve zulmü bize uygulamayacaklarını kimse garanti edemez.
Noel Baba denen Aziz Nikolas’ın Demre civarında yaşadığını kendi tarihçileri bile tarihi vesikalara dayandırıp ispat edemiyorlar. (7) Noel Baba imajı her şeyiyle yalan üzerine bina edilmiştir. Başında kar takkesi, sırtında kalın ve hava aldırmaz kaba kumaştan kırmızı aba ve elbisesi, geyiklerin çektiği kızağı… ile sıcak bir ikilime sahip olan ve kar yağmayan Antalya beldesiyle, Noel Babanın orada yaşadığını uyuşturmak her halde akla ve mantığa uygun bir fikir değildir.
Hıristiyanların çocuklarına yılbaşında aldıkları hediyeleri, onlar uyurken yanlarına koyup: “Noel Baba sizi çok sevdiği için bu hediyeleri siz uyurken, bacadan inip bırakıp gitmiş, dolayısıyla siz de O’nu çok sevmeniz lâzım” gibi yalan ifadelerin temelinde, özünde dürüstlük yoktur.
Hz. Meryem İslâm nazarında çok değerli ve kıymetli bir kadındır. Yahudiler O’na zina iftirası atıp birçok eziyetler etmelerine rağmen, Kur’an’da O’nun adını taşıyan bir sure vardır ve O’nu tezkiye eden (suçsuz ve masum olduğunu açıklayan) birçok ayet vardır. Yine İslâm nazarında en hayırlı ve cennetlik kabul edilen dört kadından biridir.
Hz. Meryem’in hayatını tetkik edenler O’nun oğlu ile beraber Mısır’a, Şam’a seyahat yaptığını görürler ama (8) Anadolu’ya seyahat yaptığı vaki değildir. Ama bugünün misyonerleri, Türkiye üzerine Hıristiyanların yoğunlaşmasını temin etmek için efsaneler uydurup, Hz. Meryem’in Efes (Selçuk)’te Meryemana Manastırında yatmakta olduğunu yazarlar ve yayarlar. Hatta burayı ziyaret eden kişilerin Hacı olacağını dile getirirler ki, Türkiye üzerine Hıristiyanların iştahı daha da kabarsın diye. ABD eski Başkanı Clinton, Bush, Hilari ve benzeri üst düzey kişiler, Türkiye’ye geldiğinde Efes harabelerini ve Meryem Ana Kilisesi’ni mutlaka ziyaret ederek onların inancına göre hacı olmaktadırlar. (9) Kapadokya bölgemizin de yine dünya çapında popüler hale getirilmesindeki gaye ve suiniyet de budur. (10)
Filistin ve havalisinin Yahûdî inancına göre; “Yahudilere Tanrı tarafından vaat edilmiş topraklar" “Arz-ı Mevud” olduğu gibi, Anadolu toprakları da Hıristiyanların Arz-ı Mev’udu’dur. (11) Ve vaat edilen bu kutsal toprakların nasıl alınacağı talimatı da misyonerler tarafından devamlı şekilde hafızalara işlenmektedir. Onun için son 1.5 yılda Türkiye’mizden 4.4 milyon metre kare toprak, 8351 adet taşınmaz satın almışlardır. (12) Bu Yavru Vatan Kıbrıs’ın üç katından (13) fazla bir toprağa tekabül etmektedir.
Haçlı seferlerinde ve Birinci Dünya Savaşında alınamayan Anadolu toprakları, bugün değişik usullerle alınmak ve eski sahipleri olan Hıristiyanlara devredilmek istenmektedir. Bunun da en son ve en kolay yolu para ile toprak satın alıp, koloniler oluşturmak, nihayet Filistin’de Yahudilerin yaptığı gibi alınmayıp kalan yerleri de zorla gasp etmek. Ama şunu iyi bilsinler ki, burası Filistin değil ve bizim bu cennet vatanımızdan verecek bir tek çakıl taşımız bile yoktur.
-------------------------
1- Fikret Akfırat, “Misyonerlik Karakter İnşa Ediyor”, Aydınlık, 03. 02. 2002, s. 20-21.
2- Milliyet Gazetesi, 10. 01. 1999.
3- Tarih ve Düşünce Dergisi, Kasım-Aralık 2001, s. 18.
4- Yeni Şafak Gazetesi, 23. 07. 2000.
5- Milliyet Gazetesi, 04. 08. 2000.
6- MİSYONERLER (İslam Ülkelerinde Emperyalizm ve Askerleri) Prof. Dr. Mustafa Halidi, Dr. Ömer Ferruh, Araştırma Yay. İst. 1991, s.45-46.
7- “Misyonerlik Karşısında Türkiye”, İstanbul, 1969, s. XXIV, dip not 1.
8- M. Asım Köksal, “Peygamberler Tarihi”, TDV Yay. Ank. 2004, c. 2, s. 312.
9- Uğur Yıldırım, “Hıristiyanlık Kampanyası Aldı Yürüdü”, Aydınlık Dergisi,
05. 03. 2000. s. 156; Milliyet Gazetesi, 18. 11. 1999.
10- Mehmet Aydın, “Türkiye’de Misyonerlik Faaliyetler”, TDV yay. Ankara 1996, s. 18.
11- Mustafa Erdem, “Misyonerlik”, Diyanet Vakıf-Sen Yayını, s. 16.
12- Bayındırlık bakanı Zeki Ergezen’in açıklamaları, Milliyet Gazetesi, 21. 01. 2005.
13- Bilal Çağrı, Barem Dergisi, Aralık 2004, sayı: 5, s. 12.
Antalya’nın Demre kasabasında bir tek Hıristiyan yaşamaz ama 1981 yılından itibaren orada Noel Baba’nın doğum günü kutlanır. Yani Hıristiyanlar 2000 yıllık miraslarının peşindedirler. Türkiye’de birçok caddeye, sokağa ve beldeye aziz ve azize isimleri verilmektedir. (3)
Acaba Avrupa veya Amerika bize böyle bir jest yapıyor mu? Rönesans döneminde eserlerinden ilim ve feyiz aldıkları bir tek Müslüman âlimin heykelini yapıp bir sokağa dikmişler veya bir sokağa isimlerini vermişler mi? Hayır. Şu haberler bize ibret levhası olmalı:
Hıristiyan âlemindeki meşhur gazete, dergi, basın ve yayın organları Milenyumun yani Milattan sonra ikinci 1000 yılın ilim adamları listesini yayımladılar. Yani son 1000 yıl içinde sahasında temâyüz eden (seçilen-öne çıkan) ilim adamlarının isimlerini ve milliyetlerini açıkladılar. İçlerinde bir tek Müslüman yok. (4) Yine Paris’te 100 den fazla caddeye Dünya çapında matematikçilerin isimleri verilmiş (5) Müslüman menşeli bir tek isim yok. El insaf! Nerde Fârâbî? Nerde asırlarca kitaplarını Avrupa üniversitelerinde okuttuğunuz İbni Sînâ? Nerde el-Harizmî? Nerde Ebu Heysem… Bu kadar da fanatiklik, bu kadar da bağnazlık olur mu? Oluyor. Ama bizdeki kraldan fazla kralcı kendini bilmezler, Noel baba heykelleri ve Hıristiyan azizlerinin heykellerini hem de yerine göre bu gariban milletin parası ile yaptırıp dikiyorlar. Meryemana Manastırı başta olmak üzere birçok kilise ve manastır restore ediliyor. (6) Yani; “gelin verâset hakkı iddia edin. Çünkü buralar geçmişte sizindi” demek istiyorlar. Yeni yasalar çıkartıp Anadolu’nun birçok yerinden büyük topraklar alıyorlar. Yarın Allah muhafaza Filistin’de Yahudi’lerin yaptığı gibi, bol bol buralardan arsa ve arazi alıp, Filistinlilere uyguladıkları tehciri ve zulmü bize uygulamayacaklarını kimse garanti edemez.
Noel Baba denen Aziz Nikolas’ın Demre civarında yaşadığını kendi tarihçileri bile tarihi vesikalara dayandırıp ispat edemiyorlar. (7) Noel Baba imajı her şeyiyle yalan üzerine bina edilmiştir. Başında kar takkesi, sırtında kalın ve hava aldırmaz kaba kumaştan kırmızı aba ve elbisesi, geyiklerin çektiği kızağı… ile sıcak bir ikilime sahip olan ve kar yağmayan Antalya beldesiyle, Noel Babanın orada yaşadığını uyuşturmak her halde akla ve mantığa uygun bir fikir değildir.
Hıristiyanların çocuklarına yılbaşında aldıkları hediyeleri, onlar uyurken yanlarına koyup: “Noel Baba sizi çok sevdiği için bu hediyeleri siz uyurken, bacadan inip bırakıp gitmiş, dolayısıyla siz de O’nu çok sevmeniz lâzım” gibi yalan ifadelerin temelinde, özünde dürüstlük yoktur.
Hz. Meryem İslâm nazarında çok değerli ve kıymetli bir kadındır. Yahudiler O’na zina iftirası atıp birçok eziyetler etmelerine rağmen, Kur’an’da O’nun adını taşıyan bir sure vardır ve O’nu tezkiye eden (suçsuz ve masum olduğunu açıklayan) birçok ayet vardır. Yine İslâm nazarında en hayırlı ve cennetlik kabul edilen dört kadından biridir.
Hz. Meryem’in hayatını tetkik edenler O’nun oğlu ile beraber Mısır’a, Şam’a seyahat yaptığını görürler ama (8) Anadolu’ya seyahat yaptığı vaki değildir. Ama bugünün misyonerleri, Türkiye üzerine Hıristiyanların yoğunlaşmasını temin etmek için efsaneler uydurup, Hz. Meryem’in Efes (Selçuk)’te Meryemana Manastırında yatmakta olduğunu yazarlar ve yayarlar. Hatta burayı ziyaret eden kişilerin Hacı olacağını dile getirirler ki, Türkiye üzerine Hıristiyanların iştahı daha da kabarsın diye. ABD eski Başkanı Clinton, Bush, Hilari ve benzeri üst düzey kişiler, Türkiye’ye geldiğinde Efes harabelerini ve Meryem Ana Kilisesi’ni mutlaka ziyaret ederek onların inancına göre hacı olmaktadırlar. (9) Kapadokya bölgemizin de yine dünya çapında popüler hale getirilmesindeki gaye ve suiniyet de budur. (10)
Filistin ve havalisinin Yahûdî inancına göre; “Yahudilere Tanrı tarafından vaat edilmiş topraklar" “Arz-ı Mevud” olduğu gibi, Anadolu toprakları da Hıristiyanların Arz-ı Mev’udu’dur. (11) Ve vaat edilen bu kutsal toprakların nasıl alınacağı talimatı da misyonerler tarafından devamlı şekilde hafızalara işlenmektedir. Onun için son 1.5 yılda Türkiye’mizden 4.4 milyon metre kare toprak, 8351 adet taşınmaz satın almışlardır. (12) Bu Yavru Vatan Kıbrıs’ın üç katından (13) fazla bir toprağa tekabül etmektedir.
Haçlı seferlerinde ve Birinci Dünya Savaşında alınamayan Anadolu toprakları, bugün değişik usullerle alınmak ve eski sahipleri olan Hıristiyanlara devredilmek istenmektedir. Bunun da en son ve en kolay yolu para ile toprak satın alıp, koloniler oluşturmak, nihayet Filistin’de Yahudilerin yaptığı gibi alınmayıp kalan yerleri de zorla gasp etmek. Ama şunu iyi bilsinler ki, burası Filistin değil ve bizim bu cennet vatanımızdan verecek bir tek çakıl taşımız bile yoktur.
-------------------------
1- Fikret Akfırat, “Misyonerlik Karakter İnşa Ediyor”, Aydınlık, 03. 02. 2002, s. 20-21.
2- Milliyet Gazetesi, 10. 01. 1999.
3- Tarih ve Düşünce Dergisi, Kasım-Aralık 2001, s. 18.
4- Yeni Şafak Gazetesi, 23. 07. 2000.
5- Milliyet Gazetesi, 04. 08. 2000.
6- MİSYONERLER (İslam Ülkelerinde Emperyalizm ve Askerleri) Prof. Dr. Mustafa Halidi, Dr. Ömer Ferruh, Araştırma Yay. İst. 1991, s.45-46.
7- “Misyonerlik Karşısında Türkiye”, İstanbul, 1969, s. XXIV, dip not 1.
8- M. Asım Köksal, “Peygamberler Tarihi”, TDV Yay. Ank. 2004, c. 2, s. 312.
9- Uğur Yıldırım, “Hıristiyanlık Kampanyası Aldı Yürüdü”, Aydınlık Dergisi,
05. 03. 2000. s. 156; Milliyet Gazetesi, 18. 11. 1999.
10- Mehmet Aydın, “Türkiye’de Misyonerlik Faaliyetler”, TDV yay. Ankara 1996, s. 18.
11- Mustafa Erdem, “Misyonerlik”, Diyanet Vakıf-Sen Yayını, s. 16.
12- Bayındırlık bakanı Zeki Ergezen’in açıklamaları, Milliyet Gazetesi, 21. 01. 2005.
13- Bilal Çağrı, Barem Dergisi, Aralık 2004, sayı: 5, s. 12.