Mısır’da bir şeyler oluyor, bakmakla görmenin farklı olduğunu bilerek seyrediyor musunuz?
Nil nehri son zamanlarda bir başka akıyor farkında mıyız?
İnsanların pek azının geçtiği imtihandan İhvan-ı Müslim’in liderleri geçiyor ve EVLATLARININ ÖLÜMÜ İMTİHANIYLA imtihan oluyor farkında mıyız?
Mısır'daki Müslüman Kardeşler Teşkilatı kurucusu ve imamı Hasan El Benna'nın torunu Halit el Benna, İhvan liderlerinden Muhammed el-Bedii'nin oğlu Ammar ile yine İhvan yöneticilerinden Muhammed el-Biltaci'nin 17 yaşındaki kızı Esma'nın şehid edildiğinden haberdar mıyız?
Bu günlerde hemen herkes Esma’nın hatırlatması üzerine Türkçe karşılığı
"Onlar bizi Vetir'de namaz kılarken buldular
Kimimizi rükuda, kimimizi secdede vurdular
Onlar hem güçsüzdü hem az sayıca
Allah'ın kullarını çağır da gelsinler yardıma
Köpüklü deniz dalgalarını andıran ordularla"
olan ve Huzaa kabilesinin lideri Amr bin Salim'in Beni Bekr kabilesinin barış anlaşmasını ihlal ederek, cahiliye dönemindeki bir kan davası uğruna Huzaa kabilesine saldırması üzerine Medine'ye gelerek Hazret-i Muhammed(sav)'den yardım istediği şiiri okuyor sen de okuyor muyuz?
Mısır’da 3 Temmuz günü gerçekleştirilen askeri darbeden bu yana 3 bin 533 ü aşkın kişi şehid edildi, 11520 nin üzerinde kişi ise yaralandığında gönlümüzde bir yara, bir sızı oluştu mu?
Askeri darbeye karşı çıkan protestocuların ölümü sabırla beklerken kollarına ailelerinin telefon numaralarını ve adreslerini yazdıkları gibi senin de elinde kolunda yazılı bir telefon numaramız var mı?
Kısaca Adeviye ve Nahda'da canilerin kendi milletine karşı gerçekleştirdikleri katliamdaki şiddeti bugüne kadar hiçbir yerde şahit olmadık.
Müslümanın Müslüman bir kardeşini hiçbir şartta yalnız bırakmaması ve terk etmemesi gerekirken Birleşmiş Milletler, Amerika, İsrail, Avrupa Birliği sözde İnsani örgütlerin gönülleri olsun diye Suudi Amerika, Ürdün ve Birleşik Arap krallarının kıpti kilisesi ile birlikte Mısır’ın firavunlarının safında yer aldığın bir kez daha gördük.
Demokrasi sandıktan ibaret değildir diyen postal yalayıcılarının ikiyüzlülüklerini yüzlerine vuramasak da polisin toma aracının önünde duranla, darbeci zalimlerin tanklarının önünde duran yani darbe yaptırmak için duran adamla darbecinin karşısına duran bir insanın farkını anlak hiç olmazsa.
Bilmeliyiz ki Mısır'da daha süreç tamamlanmadı. Bu olayların belki daha 2. perdesi hatta 3. perdesi de vardır diye düşünerek Mısır halkının iradesinin yönetimi belirlediği günler geldiğinde Mısır firavunları, putperestleri, siyonistleri ve katil kıptileri yaptıkları katliamın ve zulmün hesabını verecekler ve tekrar domino taşlar gibi üst üste düşecekler.
O günün bir an önce gelebilmesi Mısır'daki olayların sona ermesi, darbeci yönetimin Mısır’ı terk etmesi için ve Mısır'a ses olmak için zulme sessiz kalamamak ve Hakk'ın yanında durarak her platformda sesimizi yükseltmek gerekmektedir.
Konya geçmişte Bosna ve Çeçenistan için desteğini üst seviyede gösterdiği gibi Mısır için de gösterecektir.
Ancak destek konusunda geri planda kalan yerel idarecilere hatırlatmak gerekir ki toplumsal olaylarda olan da hayırlıdır, olmayan da.
Nil nehrinin kan ağlaması biraz da bu yüzdendir.
Fakat bu işin ‘keşke’si yoktur.