Ülkeyi kurtaracak birçok siyasi parti var. Hepsi kurtarıcı edasıyla meydanlarda geziniyor. Üç beş kişi ayarlayıp kamera karşısında anlattırıyorlar.
Dini kurtaracak da birçok grup var.
Ülkede kurtarılmayı bekleyen ne kadar çok şey varmış meğer.
İnsanlar bir umudun peşine takılıp da ezilmiş, tatmin edilmemiş benliklerini doyurmayı çok seviyor. Şu parti, şu cemaat, şu grup ya da şu kişi kurtuluşun reçetesi olarak görüldü hep... Bu kurtuluş reçeteleri zamanla hasarlar oluşturdu. Sonra başka bir hekim aranmaya başlandı.
Sonra geldi, damaklarda biraz tat bıraktı belki, sonra gene ağzından burnundan getirdiler.
Taraftarlar büyülenmiş gözleriyle öfke dolu bakışlarını birbirine yöneltirken, büyüleyenler hangi çıkarın peşinde?
Birlikte şarkı söyleyip, birlikte benimsedikleri dava da ayrılınca her türlü çirkinlikler ortaya çıkar. Televizyonu açınca, geçmiş videolarla kıyaslayınca hep çelişkili, birbirine aykırı beyanlar... Hemen hepsinde...
Kurtuluşu İslam haricinde nerede ararsanız arayın, beyhudedir, boşunadır.
Medyaya inanmayın. Medya size 80 yaşındaki kadını 20’lik kız gibi gösterir. Medya alkol gibi şuuru zehirler. Medya size en doğruyu en eğri gösterebilir. En eğriyi en doğru gösterebilir.
Doğruyu bulmak için bazen yanlış okları takip etmekte fayda var. Doğruyu bulamıyorsanız yanlış yerden çıkan okun gittiği yere bakıp ona göre gard almak gerek.
Siz zannediyorsunuz ki, halef ya da selef cenneti getirdi, getirecek. Kurtuluş ordadır filan... Boş konuşuyorsunuz. Kurtuluş ancak ve ancak İslam’ı hayatını tatbik edecek bireylerin çoğalmasıyla mümkündür. Ticaretten siyasete, siyasetten eğitime kadar her yerde...
Ne kadar yolsuzluk, arsızlık varsa her yere yayılmış. Garibanın, masumun hakkı yenirken, hizmet nidalarıyla çorbayı içenler çoğalmış. Memleketin masum insanlarının hakkını nasıl ödeyeceksiniz?
Lüks ve konfor, yemek sofralarından, makam araçlarına kadar kimin hizmetinde ve kim kaymağını yiyor bu işlerin.
Tüm mal varlığı ibriği, seccadesi olan yöneticilerden, yatlara katlara ihalelere hazinelere...
Halife iken hazineden kendine maaş bağlamayıp geçimini orada bile çalışarak elde etmeye çalışanlardan, mumun ışığını israf olmasın diye söndüren devlet adamlarından, elbette Audi kiralayacağız diyenlere...Artık öyle ki "çalsın ama hizmet etsin yeter ki", "tamam her türlü madrabazlık var ama iyi işleri de var" diyen insanlarımız çoğaldı.
Anadolu'nun insanını anlıyorum. En azından dinini, kitabını bilen, Allah korkusu olan birilerini görmek istiyorlar. Haklılar da... gelin görün ki dini de kullanıyorlar. Fırsat ve oyuncak gibi... Her fırsatta karşıt gruplar da Müslüman çoğunluğun dinini kullanıyor. Cinci hocaları, sahte şeyhleri, ayetlerle dalga geçen siyasileri, çıkar üzerine kurulu düzen...