“EVET” derseniz;
Ekonomi düzelecek…
Terör bitecek…
Dış güçlere ders vereceğiz…
Gazze bayram yapacak…
İşsizlik sona erecek…
Daha Güçlü Bir Türkiye olacak..
Tek elden güçlü yönetileceğiz…” dediler…
Vatandaşın yüzde 51,4 ‘ü bu çağrıya “Eyvallah” diyerek destek verdi…
Sistem iktidarın arzu ettiği doğrultuda değişti…
Mazeretleri, engelleri ortadan kalktı…
***
Ama maalesef gelinen noktada;
Ekonomi bir türlü düzelmiyor, aksine dibe doğru iniş hız kazandı…
Terör, tarihinin en ağır kayıplarını verdirirken, kurumsallaşmaya başladı…
Amerika can düşmanımız, milletçe ‘kanlımız’ olan hasmımız PKK’ya alenen tırlar dolusu ağır silah dağıtmaya başladı…
Dış güçlerle sarmaş dolaşız… İç politikanın tüm enerjisini sağladığı, dış politikada kimin eli kimin cebinde belli değil… Dost ve düşman algısı günlük değişim eğiliminde…
Gazze karanlıkta kaldı, bombalar altında inliyor…
İsrail en büyük stratejik(!) ortağımız oluverdi…
İşsizlik rakamları ürkütmeye başladı…
Ülke tek elden değil, adeta sosyal medyadan yönetilmeye başlandı…
***
Rakamlar negatif anlamda aleyhimize her geçen gün büyüyor, Türkiye’nin dış borç stoku korkutucu boyutlara ulaştı… Buğdaydan, ete, etten, kuru fasulyeye kadar ithal etmeye başladık…
İltimas, torpil, şaibeli ihaleler, hak ihlalleri olağan rutine bindi…
“Bu gidiş nereye?” sorusu artık zihinleri dünden bugüne daha çok meşgul ediyor…
***
Ülkede asker kaçağı sayısı yarım milyonun üzerine çıktı…
Mülteci sayısı 4 milyonu çoktan geçti… Şehirler, sosyal patlamalara hazır bomba gibi her geçen gün biraz daha geriliyor…
Toplum içinde kutuplaşma tehlike boyutlarını çoktan aştı, yangın alanında bulunan açık mühimmat deposu gibi etrafımız…
Allah rızası için soruyoruz;
“Nereye Gidiyoruz?”
***
Yönetenlerin, yönetilenlere hizmet etmesi gereken bir toplum vaadinden, yönetilenlerin, yönetenlere hizmet ettiği bir toplum çıkarmayı nasıl başardık?
Anlamak mümkün değil…
“Bizi nereye götürüyorsunuz..?”