“Dinsiz bir muhafazakarlığa doğru mu gidiyoruz ?”
***
Allah esirgesin ama gidişat endişe verici maazallah…
***
Çok çarpıcı sonuçlar da var…
***
Gençlerin yüzde 80’i neredeyse, son dönem Osmanlı ve İslam referanslı dizilerin etkisiyle sakal bırakmış… Sosyal medyada, tiwiterda, Facebook da, bu gençlerin çoğu dindar görünmek için azami gayret sarf ediyor…
***
Nargile evlerinde konuşulan, İslam ilmiyle ilgili mevzuular ve “takva” muhabbetleri henüz İlahiyat fakültelerimizde bile konulmamış cinsten…
***
Sosyal medyada boy gösteren ne-idüğü, kim olduğu, ilminin derecesi belirsiz sanal imamların cemaati on binlerle ifade edilirken, şehirde beş vakit twit atmasa bile minaren “ezan” ile davet yapan imamlarımız “kamet” yaptıracak cemaat bulamıyor…
***
Yapılan araştırma ve anketlerde 2000’li yıllardan bugüne Türkiye’de kendini “dindarım” diye ifade edenlerin sayısı % 60’a yükselmiş… Ama sokakta ve camide karşılığını bulmak her seferinde daha da güçleşiyor…
***
Bayrama özel faizlerin, şaklabanlık yaparak, asla var olmamış bir İslâmı(!) şekilcilere altın tepsisinde sunan dalkavukların yaşadığı, kıbleyi gösteren kredi kartlarının bulunduğu bir devirde yaşıyoruz artık…
***
Abdestli namazlı Diyanet İşleri Başkanlarımızın; “Sabaha kadar televizyonunda İslam(!) adına avrat oynatan” bu milletin inançlarına her fırsatta sövenlere göz yumdukları, ses çıkartmadıkları zamanlarda yaşıyoruz…
***
“Senin kalbin temiz olsunda, varsın giren girsin, çıkan çıksın sen niyetini hiç bozma” dêm’indeyiz …
***
Dinin sosyal hayatta, özellikle zengin zümre arasında içi boşaltılan, her parçasını süs olarak vücudumuzda taşımaya başladık… Ruhlar çirkinleşirken, “bedenleri” melaikeleştirmeye, güzelleştirmeye çalışan,“FARZLARINI” yiyerek “TARZLARINI” kusmaya çalışan bir toplum olduk…
***
“Fe eyne tezhebûn…” Tekvir Suresi 26 ( Bu gidiş nereye..)
***
Rabbim tarzını, farzına göre şekillendirenlerden eylesin cümlenizi, Amin diyin Müslümanlar…