İnsan sosyal bir varlıktır. Hepimiz diğer insanlara ihtiyaç duyuyor ve bu ihtiyacımız karşılık bulamazsa psikolojik olarak kendimizi kötü hissetmeye başlıyoruz. Peki neden? Bizi diğer insanlara bu kadar bağlayan şey nedir?
İlk insanlara baktığımız zaman hep bir topluluk halinde olduklarını gözlemliyoruz, hatta öyle ki atasözlerimize bile yansımış durumda, “sürüden ayrılanı kurt kapar.”
Topluluk ve ait olma ihtiyacı insanın temel ihtiyaçlarından birisi. Toplulukla yaşamaya başlayan ilk insanlar ve yüzyıllar sonra aynı şekilde topluluk oluşturan bizler… Bunların hepsinin psikolojik bir alt yapısı mevcut. İç güdüsel bir şekilde ait olma ihtiyacımız devreye giriyor ve hayatta kalabilmek için diğer insanlara ihtiyaç duyuyoruz çünkü insan hiçbir zaman her konuda ‘mükemmel’ değildir. Hepimizin yetenekleri, ilgi alanları farklıdır ve bu sayede büyüyüp gelişebiliyoruz. Diğer insanlara ihtiyaç duyma halimiz birincil olarak eksikliklerimizi tamamlıyor oluşumuzdandır. İkincil olarak ise o grupta bir kimlik oluşturuyoruz. Kimliğimiz bizim var oluş şeklimizi etkiliyor. Şu andaki günlük yaşamımıza baktığımız zaman hepimiz aslında bazı topluluk ve grupların parçasıyız, kimimiz takım tutuyor kimimiz bir işte çalışıyor, kimimiz kitap kulüplerinde vakit geçiriyor… Liste örneklerle çoğaltılabilir, buradaki önemli nokta bu gruplar sayesinde kendimize kimlik oluşturma ihtiyacımızdır.
Pandemi döneminde hepimiz diğer insanlara ne kadar ihtiyacımız olduğunu deneyimledik. Evlerde kapalı kaldık, okula, işe gidemedik. Arkadaşımızla bir kafede kahve içmenin bile ne kadar önemli olduğunu gördük. Diğer insanlardan izole yaşama süremiz 3 ayı bile geçemedi. Dışarıya çıkma ihtiyacımız, sohbet etme ihtiyacımız hatta yeni kıyafetler giyme ihtiyacımız bile bizi insanlara doğru itti. Bu sebeptendir ki insan insansız yaşayamaz. Evrimsel olarak bu şekilde geliştik ve bu şekilde devam edecek. Bu hayata gelirken bile bir ‘ailede’ doğuyoruz. Ait olma kavramı direk doğduğumuz andan itibaren başlıyor. İnsan geliştikçe de gelişimsel dönemlerine göre ait olduğumuz gruplar da değişiyor ve şekilleniyor.
Peki bazı insanların insanlardan uzak yaşama isteği neden kaynaklanıyor?
İnsan bazen diğer insanlardan çok yara aldığı zaman, sürekli kendini bir çıkmazda hissettiği zaman, ya da topluma ayak uyduramadığı zaman o ortamda bulunmak istemiyor çünkü yaralarını kanatanın diğer insanlar olduğunu düşünüyor. Bu da psikolojik problemlerin zeminini hazırlıyor. Psikolojik bir değerlendirme yaparken bu değerlendirmenin içinde sosyal destek kavramının ne durumda olduğunu danışanda değerlendiririz. Değerlendirme sonucunda kişinin sosyal destek almayı reddetme, yakınlarından uzaklaşma gibi durumları var ise bu bizde soru işaretleri oluşturur. Diğer insanlardan yara alıyor muyuz? Kesinlikle evet. Ancak bunun çözümü hiçbir zaman diğer insanlardan kaçmak değildir aksine diğer insanlarla ilişkisel durumumuzu güzel bir standartta devam ettirmeye çalışmaktır.
Unutmayalım ki insan insanın merhemidir.