"Şehit vermekten daha acı bir durum varsa oda şehit vermeye alıştırılmış bir toplum inşa etmeye çalışmaktır." Bu sözler Büyük Birlik Partisi'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'na ait. Yıllar önce söylenmiş bu ibretlik sözlerin bugün gerçekleştiğine acı acı şahitlik ediyoruz...
**
Neredeyse her gün 2-3 askerimiz, polisimiz şehit oluyor. Bazen günde 10 şehit bazen 9 şehit haberi geliyor. Bazen bir şehre 2 şehit birden geliyor. Temmuz 2015'den bu yana Osmaniye, Konya gibi şehirler 20'ye yakın evladını şehit verdi. Daha bir hafta önce Diyarbakır'daki terör saldırısında şehit düşen 8 polisten 5'i Ankara'da son yolculuğuna uğurlandı...
**
2007-2008 yıllarında Dağlıca'da, Aktütün'de askerlerimiz hain pusularda şehit edildiğinde tüm Türkiye sokağa dökülürdü. Balkonlara bayraklar asılır, teröre karşı "dimdik ayaktayız, korkmuyoruz, buradayız" mesajı verilirdi. Eğlence programları iptal edilir, tüm ülke şehitlerine sahip çıkardı. Şimdi durum çok farklı. Vur patlasın çal oynasın devam...
**
2015 yılının Temmuz ayında başlayan terör olayları yüzünden bugüne kadar 400'den fazla vatan evladını şehit verdik. Hepsi de yetişmiş profesyonel askerler ve polislerdi. Şehitlerimiz geride yüzlerce gözüyaşlı yetim bırakıp gitti. Yüzlerce bacımız dul kaldı. Temmuz ayından bu yana meydana gelen terör olaylarında 500'ye yakın da insanımızı kaybettik.
**
Hatta ülkemize turist olarak ziyarete gelen Alman, İsrailli ve İranlı turistler de terörden nasibini aldı. Diyarbakır'da şehit olan Tansu Aydın'ın Tayvanlı eşi Vu Yhuy Tuanvi Aydın isimli gelinimiz dul kaldı. Şehit Astsubay Enes Demir'in Hollandalı nişanlısı Elenia evlilik hazırlıkları yaparken nişanlısını toprağa verdi. Türkiye'nin terör meselesi global bir sorun hale geldi...
**
Uzakdoğulusu da Ortadoğulusu da Avrupalısı da bir türlü terörün acımasız yüzünü görmek zorunda kaldı... Halklar terörün gerçek yüzünü görse de ülkelerin yöneticileri menfaatleri iki yüzlü davranmaya devam ediyor. PKK'nın arkasında kimlerin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. IŞİD'i başımıza bela edenlerin kimler olduğunu biliyoruz...
**
Şehitlerimiz maalesef toplumun büyük bir kısmının artık gündeminde bile değil..."Ateş şimdi gerçekten düştüğü yeri yakıyor." Şehitlerimiz ne yazık ki; ailelerinden başka kimseyi ilgilendirmiyor. Tabii ki genelleme yapmamak lazım. Memlekette hala "biz burdayız" diyen işadamları var, vatansever ve duyarlı gençler var...Allah onlardan razı olsun....
**
Sözüm 1 Kasım seçimlerinden sonra şehitlerimizi ve yaşadığımız acıları görmezden gelen zihniyete. Mesela havuz medyası. 1 Kasım'a kadar şehit haberlerine tam sayfa ayıran havuz medyasının gazeteleri şimdi şehit haberlerini 1. sayfadan kibrit kutusu kadar veriyor. Bazıları ise iç sayfalardan küçük küçük görüyor şehit haberlerini...
**
Birkaç yaygın gazete şehit haberleri konusunda örnek bir yayınlıcılık anlayışı sergiliyor. Duyarsız kalmıyorlar."Görmedik, duymadık" demiyorlar. Havuz medyası "büyük patron kızmasın" diye şehit haberlerini görmezden geliyor ya da iç sayfalarda sıradan adli bir vaka gibi veriyor.
**
Bazı gazeteler ise maalesef yayınlarında terör örgütünün jargonunu kullanıyor. "Barış, halkların kardeşliği" gibi klişe başlıklarla adeta terör örgütünün "Gri propagandası"nı yapıyorlar...
**
Siyasilerin ve Türk medyasının durumu ortada. Milletimize ne oldu böyle? Toplumun üzerine adeta ölü toprağı serpilmiş durumda. Son 8 ayda 400'den fazla askerimiz, polisimiz şehit olur çıt yok. Şehit haberlerine vallahi de billahi de alıştık ve alıştırıldık. Korktuğumuz başımıza geldi. Şehit vermeye alıştırılmış bir toplum haline getirildik...
**
Duyarsız, duvar gibi sessiz bir toplum haline geldik. 400 şehidine sesiz kalan toplum Karaman'da 45 çoçuğumuzun tecavüze uğradığını öğrendi yine tepkisiz. Çünkü işin ucunun nereye uzanacağını biliyor. Ülkenin her yerinden taciz, tecavüz, kadın cinayeti haberleri gelir çıt yok...Sahi ne oldu bize? Türkçe soruyorum cevabı yok. O zaman İngilizce sorayım "what happend to us???