“Ne Haber” Sayın Mustafa Arslan’ın, genç gazetecilere rehber olacak kitabı. Gazeteciler Cemiyetince yayınlanmış. Mustafa Arslan, bildiğiniz gibi Basın İlan Kurumu Genel Kurulu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi ve gazetemiz ile Konya Televizyonu Yönetim Kurulu Başkanı.
Kitabın sunuş yazısını yazan ve “bir başucu kitabı” olarak tanımlayan Başkan Sayın Nazmi Bilgin “Ne Haber” kitabını, “Pilotların bir uçağı kullanırken ellerinden düşürmedikleri cheklist’e benzetiyor. Genç gazeteciler güne başlarken teknik donanımlarını ve güne hazırlıklarını bu kitap da yer alan listelere bakarak yapabilirler.” diyor.
Gazeteciliği bir “aşk mesleği” olarak ele alan Mustafa Bey, bize önemli bazı meslek ilkelerini hatırlatıyor. Çünkü gazetecilikte de görülen bir aşınmayı, çoğalan menfî örnekleri, kuralsızlık ve güçlüden yana sergilenen bir yozlaşmayı, bizzat mesleğin içindeki sayısı gittikçe azalan hâlis gazeteciler itiraf ediyor.
“Gazeteci kendinden emin olunan zarar vermeyen kişi olmalıdır. Ve elbette ki; haber veren, haberi doğru veren, olayların arka planına inebilen, yöneticilerden yana tavır koyabilen, muhalif olabilen kişidir gazeteci. Septisizme varmayan şüphecili k, tecessüse varmayan araştırmacılık, aptallığa varmayan cesaret gazetecinin vasıfları arasındadır. Bu özellikler, gazeteciyi üretkenliğe yöneltirken, toplunu rahatsız etmekten alıkoyar.”
“Toplumsal faydayı” önceleyen tecrübeli gazeteci, meslektaşlarına hayatî tavsiyelerde bulunuyor:
“Ayna gibi olun; yansıttığınız bilgi, olay gerçeklere dayandığı gibi değişmesin, eğilip bükülmesin,
“Projektör gibi olun; topluma, olaylara ışık tutun, karanlıkların ortadan kalkmasına vesile olun.. Temiz kalın… Mesleğin sağladığı görece ayrıcalığın büyüsüne kapılmayın”
Dört bölümden oluşan kitabın ilk bölümü;” Ne Yapalım” konusunda öneriler getiriyor.
İkinci Bölüm, 1000 tane haber önerisi ve açıklamalarıyla karşımıza çıkıyor. Hep tesadüf ettiğimiz, ama niçin bize sunulduğuna dâir, pek düşünmediğimiz haberler. Meselâ:
“İŞ KADINLARI, BİLİMKADINLARI; Kadınların her sahada elde ettikleri başarılar, hemcinsleri ile toplumun diğer kesimlerini memnun etmektedir. Bilim dünyasında yaptıkları çalışmalar ile öne çıkan kadınlar olduğu gibi iş dünyasında da yönetici, patron ve çalışan kadın olarak başarılı olan kadınlar bulunmaktadır. Bölgede bu alanlarda başarı kazanan kadınlarla ilgili dizi yazısı hazırlanabilir.” (sh: 223)
Üçüncü Bölüm’de “Nasıl Haber Yapalım” konusunda, canlı misaller veriliyor. “Bir fotoğrafta neler görebiliriz; fotoğrafı genelden detaya doğru incelemek, ayrıntıları yakalayabilmek” bir gazeteci bakışına yönelik tespitler bulunuyor.
Sözgelimi, genellikle siyasetin çerçevesi içine alınan “Liderler Zirvesi”ne, bu sefer liderlerin isimlerini taşıyan ünsüz gençler Merhaba Gazetesi’nde bir araya getirilerek, ilginç bir gazetecilik olayına imza atılıyor. Kim demiş Necmettin Erbakan, ileri yaşlarda bir politikacıdır diye. Soyadı “Ceylan” olan Necmeddin Erbakan, 6 yaşında bir anaokulu öğrencisidir mesela; Adnan Menderes’e kimse “Öldü” diyemez, o 35 yaşında bir mobilyacı olarak aramızda yaşamaktadır. Halkın bazı isimlere olan sevgisiyle ilgili, uzman görüşü de alınan haber; gazetede, 27 Temmuz 2004 tarihinde; “Tarihi Buluşma” şeklinde yer alıyor.(sh. 245)
Dördüncü bölümde; yerel basının sorunları ve çözüm yolları ile iletişim fakültesi öğrencilerinin istihdamına yönelik proje önerileri bulunuyor. Yazar bize, konuya ilişkin düşüncelerini, tespitlerini sunuyor. Bunlardan bazıları:
“Yerel basın güçlü olmalıdır çünkü, toplumun reflekslerinin ifade aracıdır.
“Yerel basın güçlü olmalıdır çünkü, küresel saldırılara karşı direnç odağı olabilir”.
Ancak mahalli basınla alâkalı, umumî bir “algı sorunu” da görülmekte, bir bakış açısının değişmesi gerekmektedir.
Sayın Mustafa Arslan, idealist bir tavırla; çeşitli vesilelerle mahalli basının onurunu savunuyor, itibarsızlaştırılmasına karşı çıkıyor:
Biz “Millî Mücadele Basını’ndan söz ederken aynı zamanda yerel basını konuşmuş oluyoruz.” diyor.
“Mahalli basın bu toplumun rengini ve tadını taşımaktadır. Buram buram Anadolu, sevgi kokmaktadır”( Ne Haber,sh. 258).
“Yerel demokrasinin hayat bulması, eğitim, olayların arka planını ortaya koyma, kamusal denetim, sivil toplumun gelişmesi, kültür ve sanat adamı yetiştirilmesi, yerel sanayi kuruluşlarının markalaşması gibi son derece hayati noktalarda mahalli basın vazgeçilmez bir fonksiyonu yerine getirmektedir. Bu yönü ile yerel basın tıpkı eğitim gibi bir kamu görevi icra etmektedir. Kamu düzeni açısından yerel basının var ve güçlü olması önemli bir lazımedir.”(Merhaba, 3 Ekim 2010)
Bu değerli ve incelikli çalışmasından ötürü, Mustafa Bey’i kutluyoruz.
Kitabın sunuş yazısını yazan ve “bir başucu kitabı” olarak tanımlayan Başkan Sayın Nazmi Bilgin “Ne Haber” kitabını, “Pilotların bir uçağı kullanırken ellerinden düşürmedikleri cheklist’e benzetiyor. Genç gazeteciler güne başlarken teknik donanımlarını ve güne hazırlıklarını bu kitap da yer alan listelere bakarak yapabilirler.” diyor.
Gazeteciliği bir “aşk mesleği” olarak ele alan Mustafa Bey, bize önemli bazı meslek ilkelerini hatırlatıyor. Çünkü gazetecilikte de görülen bir aşınmayı, çoğalan menfî örnekleri, kuralsızlık ve güçlüden yana sergilenen bir yozlaşmayı, bizzat mesleğin içindeki sayısı gittikçe azalan hâlis gazeteciler itiraf ediyor.
“Gazeteci kendinden emin olunan zarar vermeyen kişi olmalıdır. Ve elbette ki; haber veren, haberi doğru veren, olayların arka planına inebilen, yöneticilerden yana tavır koyabilen, muhalif olabilen kişidir gazeteci. Septisizme varmayan şüphecili k, tecessüse varmayan araştırmacılık, aptallığa varmayan cesaret gazetecinin vasıfları arasındadır. Bu özellikler, gazeteciyi üretkenliğe yöneltirken, toplunu rahatsız etmekten alıkoyar.”
“Toplumsal faydayı” önceleyen tecrübeli gazeteci, meslektaşlarına hayatî tavsiyelerde bulunuyor:
“Ayna gibi olun; yansıttığınız bilgi, olay gerçeklere dayandığı gibi değişmesin, eğilip bükülmesin,
“Projektör gibi olun; topluma, olaylara ışık tutun, karanlıkların ortadan kalkmasına vesile olun.. Temiz kalın… Mesleğin sağladığı görece ayrıcalığın büyüsüne kapılmayın”
Dört bölümden oluşan kitabın ilk bölümü;” Ne Yapalım” konusunda öneriler getiriyor.
İkinci Bölüm, 1000 tane haber önerisi ve açıklamalarıyla karşımıza çıkıyor. Hep tesadüf ettiğimiz, ama niçin bize sunulduğuna dâir, pek düşünmediğimiz haberler. Meselâ:
“İŞ KADINLARI, BİLİMKADINLARI; Kadınların her sahada elde ettikleri başarılar, hemcinsleri ile toplumun diğer kesimlerini memnun etmektedir. Bilim dünyasında yaptıkları çalışmalar ile öne çıkan kadınlar olduğu gibi iş dünyasında da yönetici, patron ve çalışan kadın olarak başarılı olan kadınlar bulunmaktadır. Bölgede bu alanlarda başarı kazanan kadınlarla ilgili dizi yazısı hazırlanabilir.” (sh: 223)
Üçüncü Bölüm’de “Nasıl Haber Yapalım” konusunda, canlı misaller veriliyor. “Bir fotoğrafta neler görebiliriz; fotoğrafı genelden detaya doğru incelemek, ayrıntıları yakalayabilmek” bir gazeteci bakışına yönelik tespitler bulunuyor.
Sözgelimi, genellikle siyasetin çerçevesi içine alınan “Liderler Zirvesi”ne, bu sefer liderlerin isimlerini taşıyan ünsüz gençler Merhaba Gazetesi’nde bir araya getirilerek, ilginç bir gazetecilik olayına imza atılıyor. Kim demiş Necmettin Erbakan, ileri yaşlarda bir politikacıdır diye. Soyadı “Ceylan” olan Necmeddin Erbakan, 6 yaşında bir anaokulu öğrencisidir mesela; Adnan Menderes’e kimse “Öldü” diyemez, o 35 yaşında bir mobilyacı olarak aramızda yaşamaktadır. Halkın bazı isimlere olan sevgisiyle ilgili, uzman görüşü de alınan haber; gazetede, 27 Temmuz 2004 tarihinde; “Tarihi Buluşma” şeklinde yer alıyor.(sh. 245)
Dördüncü bölümde; yerel basının sorunları ve çözüm yolları ile iletişim fakültesi öğrencilerinin istihdamına yönelik proje önerileri bulunuyor. Yazar bize, konuya ilişkin düşüncelerini, tespitlerini sunuyor. Bunlardan bazıları:
“Yerel basın güçlü olmalıdır çünkü, toplumun reflekslerinin ifade aracıdır.
“Yerel basın güçlü olmalıdır çünkü, küresel saldırılara karşı direnç odağı olabilir”.
Ancak mahalli basınla alâkalı, umumî bir “algı sorunu” da görülmekte, bir bakış açısının değişmesi gerekmektedir.
Sayın Mustafa Arslan, idealist bir tavırla; çeşitli vesilelerle mahalli basının onurunu savunuyor, itibarsızlaştırılmasına karşı çıkıyor:
Biz “Millî Mücadele Basını’ndan söz ederken aynı zamanda yerel basını konuşmuş oluyoruz.” diyor.
“Mahalli basın bu toplumun rengini ve tadını taşımaktadır. Buram buram Anadolu, sevgi kokmaktadır”( Ne Haber,sh. 258).
“Yerel demokrasinin hayat bulması, eğitim, olayların arka planını ortaya koyma, kamusal denetim, sivil toplumun gelişmesi, kültür ve sanat adamı yetiştirilmesi, yerel sanayi kuruluşlarının markalaşması gibi son derece hayati noktalarda mahalli basın vazgeçilmez bir fonksiyonu yerine getirmektedir. Bu yönü ile yerel basın tıpkı eğitim gibi bir kamu görevi icra etmektedir. Kamu düzeni açısından yerel basının var ve güçlü olması önemli bir lazımedir.”(Merhaba, 3 Ekim 2010)
Bu değerli ve incelikli çalışmasından ötürü, Mustafa Bey’i kutluyoruz.