Mustafa Kamalak: Ülke acziyette

Kamalak, 'Yollar kapalı, insanlar dağa kaçırılıyor, barış değil savaş çığlıkları yükseliyor, bayrak indiriliyor devlet ne yapıyor?..' dedi.

Saadet Partisi’nin Bolu’da üç gün sürecek değerlendirme ve istişare kampının açılışında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Türk bayrağının hain eller tarafından gönderden indirilmesini şiddetle telin ederek, ülkeyi acziyete düşüren hükümeti kınadı.

Hükümetin ikircikli tutumundan dolayı hem asker hem de diğer emniyet birimlerinin görevlerini yapamaz hale geldiklerini kaydeden Kamalak, “Türk milleti bu acziyete müstahak değildir, bu acziyet içindeki tutumundan dolayı hükümeti şiddetle kınıyorum.” dedi.

Kamalak “Bu aziz milletimiz, bu şehitler diyarı bu duruma müstehak değildir. Sizlere  II.Mahmut’un o tarihi sözünü hatırlatmak istiyorum. ‘Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” değerlendirmesinde bulundu.

Kelime Seçmekte Zorlanıyorum

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak: “Sağlam zemine oturtulmayan bir barış süreci Türkiye’yi ya bölünmeye ya da daha büyük çatışmalara sürükler demiştik. Üzülerek ifade ediyorum ki geçen süre bizi haklı çıkarmıştır. Türkiye bugün kritik bir noktaya gelmiştir. Adeta yol ayrımındadır.

Yollar kesiliyor ve 15-20 gündür Bingöl-Diyarbakır yolu kapalı. İnsanlar dağa kaçırılıyor, çocuklar dağa çıkarılıyor. Yer yer öldürme olayları cereyan ediyor. Kalekollar kurulmaya çalışılıyor ve diğer yandan da barış değil, savaş çığlıkları yükseliyor. Bunlar ülkenin gerçekleri olduğu için üzülerek ifade etmek durumundayım. Bayrak indiriliyor devlet ne yapıyor? Ne yapabiliyor? Emin olun kelime seçmekte zorlanıyorum. Telaffuz da daha da zorlanıyorum” diye konuştu.

Basiret, Feraset Ve Dirayet Sahibi Olmalı

Konuşmasında Cumhurbaşkanı adayı kriterlerini de açıklayan Kamalak, “Bütün bunları vesile bilerek diyecekler ki ‘Tayyipçi misiniz, Çatıcı mı?’ İşte biz bir kez daha cevap veriyoruz. Biz ne şucuyuz, ne bucuyuz. Biz Milli Görüşçüyüz. Bizler, kişiler üzerinden değil, ilkeler prensipler üzerinde siyaset yaparız. Adamın adına değil, hak ve batıl mücadelesindeki yerine, duruşuna bakarız. Milli Görüş bugüne kadar körü körüne kimsenin peşine takılıp gitmemiştir. Bundan sonra da inşallah körü körüne birilerinin peşine takılarak gitmeyecektir. Biz vagon değil bu ülkenin lokomotifiyiz. Çünkü bizim prensiplerimiz ve ilkelerimiz vardır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adayların boyuna posuna, kaşına gözüne değil ilkelerimize uygun olup olmadığına bakarız. Cumhurbaşkanın basiret, feraset ve dirayet sahibi olmalı” dedi.

Saadet Partisi, Bolu Sarot Termal Otel’de üç gün sürecek kampa girdi. Kampın açılış konuşmasını Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak yaptı. Partinin üst düzey kademlerinin katıldığı toplantıda Kamalak, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kamalak, Diyarbakır’da askeri birliğin içinde bayrak indirme olayını tepki göstererek, “Sağlam zemine oturtulmayan bir barış süreci Türkiye’yi ya bölünmeye ya da daha büyük çatışmalara sürükler demiştik. Üzülerek ifade ediyorum ki geçen süre bizi haklı çıkarmıştır. Türkiye bugün kritik bir noktaya gelmiştir. Adeta yol ayrımına gelmiştir. Yollar kesiliyor ve 15-20 gündür Bingöl-Diyarbakır yolu kapalı. İnsanlar dağa kaçırılıyor, çocuklar dağa çıkarılıyor. Yer yer öldürme olayları cereyan ediyor. Kalekollar kurulmaya çalışılıyor ve diğer yandan da barış değil, savaş çığlıkları yükseliyor. Bunlar ülkenin gerçekleri olduğu için üzülerek ifade etmek durumundayım. Bayrak indiriliyor devlet ne yapıyor? Ne yapabiliyor? Emin olun kelime seçmekte zorlanıyorum. Telaffuz da daha da zorlanıyorum. Bayrak olayını şiddetle telin ediyorum. Bu ülkeyi acziyete düşüren hükümeti de şiddetle kınıyorum. Bu aziz milletimiz, bu şehitler diyarı bu duruma müstahak değil. 2’inci Mahmut’un o tarihi sözünü sizlere hatırlatmak istiyorum. ‘Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” diye konuştu. Konuşmasında Cumhurbaşkanı adayı kriterlerini de açıklayan Kamalak, gelebilecek eleştirilere cevap verdi. Kamalak, “İçeride kutuplaşma ve gerginlik, dışarıda ise kan ve gözyaşı hâkimdir. Böyle bir ortamda, kadim medeniyetimizin lokomotif gücü olan Milli Görüş’e her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu açıktır. İşte iki gün boyunca, inancımızın ve tarihimizin bize yüklediği sorumluluğun bir gereği olarak, temel meseleleri birlikte istişare edeceğiz. Bu istişare ve değerlendirmelerde sadece partimizin söylemlerini, stratejilerini, projelerini, çözüm önerilerini değil, inşallah Türkiye’nin bundan sonraki yol haritasını çizeceğiz. Türkiye’nin siyaseten ve ahlaken tıkandığı, kısır kavgaların esiri edildiği, çözümsüzlüğe sürüklendiği bir ortamda,  yeni kurtuluş reçetelerini belirleyeceğiz” dedi. Kamalak, kongre sonrası oluşturulan 13 komisyonun önemine de işaret ederek, “Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu temel problemleri konu alan 13 ayrı komisyon oluşturduk. Uzmanlardan, akademisyenlerden, alanında tecrübeli siyaset ve devlet adamlarından oluşan bu komisyonlar hazırlayacağı raporlarla sadece sorunları tespit etmekle kalmayacak, çözüm önerileriyle Türkiye’nin önünü aydınlatacak. İnşallah yapılacak bu çalışmalar, 2015 genel seçimlerinden sonra kurulacak Saadet iktidarının efsane hizmetlerinin de temelini oluşturacak” diye konuştu.

Bizim İlkelerimiz, Prensiplerimiz Var

Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin de görüşlerini aktaran Kamalak, “Elbette önümüzdeki en önemli gündem maddelerinden birisi ağustos ayında gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleridir.  Bu iki günlük kampımızda bu tarihi seçimi de hep birlikte istişare edeceğiz. Sizlerin çok kıymetli düşünce ve değerlendirmelerinizi dinleyeceğiz.  Ama peşinen söyleyeyim, seçim günü yaklaştıkça, partimize yönelik tazyikler de artacaktır. Bizi yeni bir kutuplaşmanın tarafı olmaya zorlayacaklardır. Peki ne diyecekler? Tayyipçi misiniz, Çatıcı mı? Nerden biliyoruz böyle diyeceklerini? Biz bunların ciğerini biliyoruz da ondan. Biz bu tiyatroyu tam 12 yıldır izliyoruz da ondan. Hatırlarsınız bir dönem Ergenekon operasyonları modaydı. Tuttuklarını içeri alıyorlardı. Biz” Elbette cuntacılarla hesaplaşılsın. Ama ordumuz yıpratılmasın” deyince ne dediler? “Tayyipçi misin, Ergenekoncu mu?” Sonra Suriye gündeme geldi. Suriye’de Müslüman kanı akmasın dedik. “Bir islam ülkesi daha kana bulanmasın, bölünüp parçalanmasın” dedik. Ne dediler? “Tayyipçi misin, Esadçı mı?” 17 Aralık operasyonları başladı. Biz dedik ki, “Ne devlet içindeki paralel yapılanmayı tasvip ederiz. Ne de yolsuzlukların üzerinin örtülmesine rıza gösteririz” Ne dediler? “Tayyipçi misin Paralelci mi”  Hiç şüpheniz olmasın birkaç güne kalmaz bize diyecekleri şu? “Tayyipçi misin çatıcı mı?” İşte bir kez daha cevap veriyoruz. Biz ne şucuyuz ne bucu… Biz Milli Görüşçüyüz arkadaş. Milli Görüşçü. Yalnız hakkı bilir, yalnız hakkı söyleriz. Kişiler üzerinden değil, ilkeler, prensipler, üzerinden siyaset yaparız. Adamın adına değil, hak ve batıl mücadelesindeki duruşuna bakarız. Milli Görüş bugüne kadar körü körüne kimsenin peşine takılıp gitmemiştir. Bundan sonra da gitmeyecektir. Çünkü biz vagon değil, bu ülkenin lokomotifiyiz. Çünkü bizim prensiplerimiz ve ilkelerimiz vardır” diye gelebilecek eleştirilere de şimdiden cevap verdi.

Milli Gazete

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri