Eskiye olan özlem çeşitli vesileler ile dile getirilir hep.
Aslına bakılırsa değişen devir değil, dönüşen insandır kanımca.
Biri bir çığır açıyor diğerleri hiç düşünmeden onu daha da geliştirerek devam ettiriyor.
Birkaç gün önce WhatsApp'tan bir gönderi alınca bu kadarına da pes dedik.
Akılları sıra Ramazan'ı sevdirmeye çalışmışlar. Paylaşımda, ''Ramazan, hanımı bereket, çocukları iftar ve sahur ile size gelecek'' ifadeleri yer alıyordu maalesef.
Bu ifadelerin mecazi anlamı falan olamaz herhalde... İslam basite alınacak, espri konusu yapılacak bir din değildir. İslam’ın bir ağırlığı, ciddiyeti var. Bu ve benzeri ifadeler mazaAllah imanı zedeleyici, itikada zararlı.
Kabe-i Şerif içerikli pastadan sonra şimdi de bu tarz şeyler...
İlgi çekmek için önüne gelen din hakkında saçma sapan şeyler çıkartıyor.
Allah aşkına bize neler oluyor?
Nereye gidiyoruz böyle böyle?
İslam ruhbanlaştırılmaya çalışılıyor kimse de tepki yok! ''Ilımlı İslam Projesi'' tutmuş gibi.
Hadi diyelim Diyanet resmi rejimin emrinde... Peki Hocalara, Alimlere neler oluyor?
Ne Ramazan'a hürmet kalmış, ne Kabe'ye, ne Kur'an'a, ne Sünnet’e..!
Eskiden İslamla alakalı hakaretleri laik kesimden görürdük, şimdilerde sözde kendini Müslüman addedenlerden görüyoruz maalesef.
Yandaş kanal Kanal 7’de yıllarca İslam tahkir edilirken ''Ramazan, Şaban'ı film yaptılar seyir edip gülüyoruz emmioğlu.'' vd. kanallarla birlikte gönül rahatlığıyla izleniliyor.
Belediyelerdeki Ramazan Etkinlikleri adı altında yapılan kepazeliklerin ise hiç haddi hesabı yok, hangi birini yazalım.
Ramazan eğlence ayına çevrildi. Camiiler boşalırken, Ramazan Etkinliklerinin yapıldığı alanlarsa lebalep dolu.
İşi o kadar abarttılar ki; Teravih Namazınızı konser eşliğinde kılıyorsunuz.
Lüks, israf almış başını giderken, belediyeler bu konuda birbiriyle yarış halinde.
Refah Partisi döneminde fakir fukara, garip guraba, evine yetişemeyenler için açılan 'Ramazan Çadırları' amacından uzaklaştırıldı ve bugün belediyelerin reklam sektörü haline getirildi.
AB Uyum Yasalarını yazmaktan, her platformda söylemekten bıktık, fakat gelin görün ki kendimiz yazıp kendimiz dinliyoruz sadece.
Müslümanların sekülerleşmesi ile birçok değerimizi kaybediyoruz. Gelecek nesiller açısından bu endişe verici.
Her alanda değiştik, sekülerleştik.
Sosyal alanda değiştik.
Asosyallikten birden bire kendimizi sosyal hayatta bulduk da.... Bu sefer de kim olduğumuzu unuttuk.
Ekonomik alanda değiştik.
Gelsin krediler, faizler diye diye haramı helali unuttuk.
Siyası alanda değiştik.
Dünya liderimiz bir emirle BM İyi Niyet Elçisi(!) Angelina Jolie'nin ayağına Mardin'e kadar giderken, biz ecdadımız Kanuni Sultan Süleyman'ın bir fermanla Fransa’da çıkan bir dansı yasakladığını unuttuk.
Hasılı kelam bizdeki bu değişim dönüşüm bitmez.
İşin tuhafı değiştiğimizi kabulde etmiyoruz. İslam'dan uzaklaşmaya başladığımızı kabul etmeye başladığımız an çoğu şeyin farkına varacağız belki de.
Selam ve dua ile...