Müftüoğlu kardeşler ve Deniz Çoban

Recep Çınar
Ben ikisini de severim… Sevgiden öte “takdir” ederim...  İkisi de “düzgün” insan… Düzgün oldukları kadar da yüreklerinde “Allah korkusu” ile yaşayan, “kul hakkı” yemenin vebalini bilen iki kardeş…

Ağabey Emin Müftüoğlu ile yakın, samimi, sıcacık ve çıkarsız bir dostluğumuz var… Spor camiasında tanıdığım nadir “maskesiz” insanlardandır… Dostunun iyi gününe yavaş yavaş, kötü gününe koşa koşa gelenlerdendir Emin Müftüoğlu…

Bütün federasyonları  kıskandıracak düzeyde çabalarına tanık olduk sevgili başkanın…  Yerlerde sürünen Türk bisikleti, onun başkanlığında dünya’ya açılırken, bu branşın önemli ülkelerine de toz yutturup “marka” oldu…

Aksini iddia eden çarpılır…

Bu konuda Emin Müftüoğlu’nu savunuyor olmak bile “zul” aslında…Biliyorum ki, buna ihtiyacı bile yok… Konya’ya olan sevgisi ise yüreklerimize taht kurmasına neden… Kendisini Konyalı gibi görmesi, Konyalı gibi hissetmesi, Konya’nın sorunlarıyla birebir ilgilenmesi de cabası…

Uzatmayacağım;  Emin Müftüoğlu, “dürüst” ve “düzgün” bir adem oğlu… 

xxx

Kardeş Kuddusi Müftüoğlu’yla ise  ya bir kez ya da iki kez “merhaba”laşmamız var… O da Konya’da bulunan ortak bir dostumuzun düğün pilavına kaşık sallarken…

Hepsi bu…

Kuddusi Müftüoğlu’da, ağabey Emin Müftüoğlu gibi “düzgün” bir adam… Sevgili başkan alınmasın, belki de kendisinden de bir adım önde… Kuddusi Müftüoğlu’da Türk sporuna, Türk futboluna, Türk hakemliğine “damga”sını vuran, parmakla sayılanlardan…

Türk futbolunda ve hakemlik camiasında “alnında lekesiz” yaşayan 3-5 kişiden birisidir… Çünkü, inancının gereği, “kul hakkı”nın ne demek olduğunu idrak edebilen bir yüreğe sahip kendisi…

Bütün bunları niye yazdım…

Malum, yarın oynanacak olan Konyaspor-Karabükspor maçının hakemi Kuddusi Müftüoğlu… Amacım, “yargısız infaz”ın önüne geçmektir…  Amacım, Konyaspor’un daha önceki maçlarında da görev yapan Kuddusi Müftüoğlu’nun bu maça atanması ile ilgili “ön yargılı” şehir efsanelerinin dillendirilmesinin verdiği rahatsızlığı dile getirmektir…

Bir düşünür, “Ön yargıyı yok etmek, bir atom parçalamaktan daha zordur” demiş… Dolayısıyla, Konyaspor’u yönetenlerin de, Konyaspor’u sevenlerin de Kuddusi Müftüoğlu hakkındaki “ön yargı”larından kurtulmaları, onun da insan olduğunu unutmamalarıdır … 

Kaldı ki, Kuddusi Müftüoğlu, yönettiği hiçbir Konyaspor maçında “ön yargılı” olmamıştır… Hoş, sadece Konyaspor’un maçlarında değil, yönettiği hiçbir maçta, hiçbir takıma “ön yargılı” ya da “duygusal” davranmamıştır… Hiçbir futbolcunun hakkını “gasp” etmemiş, birinin hakkını, diğerine “peşkeş” çekmemiştir…

Yine söylüyorum; Yüreğinde “Allah korkusu” ile yaşayan bir insanın adı ne olursa olsun, “kul hakkı” yiyeceğine ihtimal bile vermiyorum…  

Hakemlik hata müessesesi ise elbette hata yapmıştır… Hem de yardımcılarının yaptığı hatalardan dolayı, kendisini aslanların önüne atmıştır… Onların yaptığı hatalardan dolayı sıkıntı yaşamamış mıdır?

Elbette yaşamıştır…

Ama, vicdanen rahat olduğu için de, akşam olup da başını yastığa koyup mışıl mışıl da uyumuştur…

Kısacası, hem Konyaspor cephesi hem de Karabükspor cephesi, “insanlık ve hakemlik terazisinde bir gram bile kaçak bulunmayan” Kuddusi Müftüoğlu’na güvenmek zorundadır.

DENİZ’İ KİRLETMESİNLER

Kendisini çok tanımam… Ama, tanıyan arkadaşlar, onun da dürüst ve düzgün bir adam olduğunu söylüyorlar… Deniz Çoban’dan söz ediyorum… Hani şu Gaziantepspor-Bursaspor maçını yönetmesine! izin verilmeyen Konyalı hakem…

Gazianteplilerle bazı futbol yorumcularının, kırmızı görmüş boğa gibi saldırdıkları Deniz Çoban’ı, niyetleri kötü olan bu insanlara gevdirmemeliyiz…

Oktay’da tribüne çıktık, bari Deniz için sahaya inelim… 
Pırıl pırıl Deniz’i kirletmelerine, lekelemelerine izin vermeyelim…  

Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in, bizzat arayıp destek verdiği Deniz Çoban’a, bu şehre aidiyeti olan herkesin “yalnız değilsin” yürekliliğini göstermesi lazım…

Dün Oktay, bugün Deniz, yarın sen ve ben…

Gelin “ben” değil, “biz” diyelim…

Deniz’i kirletmeye çalışanlara karşı, pırıl pırıl Deniz’imizi koruma altına alalım…

Hem de, atı alan Üsküdar’ı geçmeden.