Türkiye’de malum kesim hariç Türkiye müftülerimiz nikâhımızı kıysın diyor. Bunu ta baştan beri söylüyor. Halen söylemeye devam ediyor. Bu sebeple hükümet harekete geçti, meclisten ilgili yasayı çıkartıp nikâh kıyma görevini Diyanet İşleri Başkanlığı’na tevdi edecektir. Laiklik gereği isteyen müftüye veya müftünün görevlendirdiği imama, isteyen muhtara veya Belediye Başkanı’nın görevlendirdiği memura kıyacaktır.
Laik kesim buna da tahammülü yok, müftünün nikâhını kıymasını isteyen Türk halkına hayır, benim gibi sen de muhtara veya Belediye Başkanı’nın görevlendirdiği memura kıydıracaksın, diyor. Müftüye kıydırırsan laikliğe aykırı hareket edersin, diyor.
Demek istiyor ki benim gibi düşüneceksin, benim gibi yaşayacaksın, ben neye inanırsam ona sen de inanacaksın, ben nikâhımı muhtara veya memura kıydırıyorsam sen de ona kıydıracaksın. Laikliği de silah olarak kullanıyor. Benim gibi düşünmez ve yaşamazsan, benim gibi hissetmez ve düşünmezsen laikliğe aykırı hareket ediyorsun diye karşısına dikiliyor. Dediğini yapmazsa ya ihtilal yaparak veya yaptırarak engelliyor veya başka şekilde engelleme yoluna gidiyor.
Geçen gün akşamleyin bir haber ajansında bir kısım kadınlar v e malum zihniyetin milletvekilleri ellerinde döviz, müftüler nikâh kıyamaz laikliğe aykırıdır, ilgili yasayı meclisten çıkartamazsınız, çıkartmayız diye bas bas bağırıyor. Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanı, “İsteseniz de istemezseniz de bu yasa meclisten çıkacaktır. Bu yasa ile kayıt dışı evliliğin önüne geçilecektir” dedi.
Osmanlı Devleti’nde nikâhlar kâdı tarafından veya kâdının görevlendirdiği imamlar tarafından kıyılırdı. Kıyılan nikâhlar resmi kayıtlar ile tescillenirdi. Şer’î hukuk lağvedildikten Cumhuriyet döneminde bugün olduğu gibi muhtarlar veya belediyelerin görevlendirdiği memurlar tarafından kıyılmaktadır.
Memur, laiklik yüzünden çiftlerin nikâhını, “Bana verilen yetkiye binaen sizi karı koca ilan ediyorum” demektedir. “Allah adına dese mesele bitmiş olacaktır. İslam’da nikâh bir ibadet olduğu için çiftler bir de imam veya müftüye nikâh kıydırmaktadır. Gidin sorun, “ Müftüler nikâh kıymasın, laikliğe aykırıdır” diye bas bas bağıran ve ellerinde döviz taşıyan ve meclise doğru yürüyen malum kesimin ekseriyeti geldiler ayrıca bir de müftülere veya imamlara nikah kıydırdılar.
Mesele üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Bugün müftüler nikâh kıyarsa yarın İslam dini hayatımıza karışır diye korkuyorlar. Heva ve hevesini ilah edinen bu kesim içinde bulunduğu bu durumun acısını için için çekiyorlar ama buna rağmen İslam’dan korkuyorlar. Hâlbuki İslam dini, barış ve selamet dini, insanı nefisinin ve şeytanin esiri olmaktan kurtaran bir dindir. Hürriyetin ve sevginin ve muhabbetin kaynağıdır.
Bize düşen görev, bu kesimin içine düştüğü bu buhrandan kurtarmak için üzerimize düşen görevi yapmaktır. Gelin İslamî değerlere, barış burada, hürriyet burada, selamet burada, maddi ve manevi kalkınma, ilerleme ve adalet burada.
Müftüler nikâhı kıymaya başladığı zaman ayrıca halkımız bir de dini nikâh söylemi adı altında imama gidip bir nikâh daha kıydırmayacaktır. Nikâh bir kıyılır, iki kere kıyılmaz, dini nikâh diye ayrıca bir nikâh yoktur.
Halkımız bu ikilemden kurtarmak için adım atan hükümete başarılar dilerim. Hoşça aklın.