Anayasa’nın 24. maddesinde ilk ve ortaöğretim kurumlarında din dersinin verilmesinin zorunlu tutulduğunu söyleyen Saadet Partisi Genel Sekreteri Tacettin Çetinkaya, 4. sınıfa kadar din dersi verilmeyerek, Anayasa’ya aykırı davranıldığını ifade etti
Saadet Partisi Genel Sekreteri Tacettin Çetinkaya parti il binasında düzenlediği basın toplantısında eğitimde ve özellikle din eğitiminde yaşanan sorunlara değindi. Son dönemde 2B arazilerinin satışa çıkarılması ile ülke gündeminin değiştiğini belirten Tacettin Çetinkaya, din eğitimiyle ilgili konunun yabana atılamayacak kadar önemli olduğunu ifade etti.
Eğitimin ülkenin en önemli meselesi olduğunu dile getiren Saadet Partisi Genel Sekreteri Tacettin Çetinkaya, ilköğretim okullarında verilen din derslerinin müfredatında büyük çarpıklıklar olduğunu söyledi. Anayasa’nın 24. maddesinde ‘Din Kültürü ve Ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır’ denildiğini hatırlatan Tacettin Çetinkaya, “O halde din dersinin ilköğretim 1. sınıftan itibaren okutulması Anayasa hükmüdür. Bu nedenle milli Eğitim Bakanlığı, 1. sınıftan itibaren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi koyulmalıdır. Mevcut ders programı 20 Mayıs 2010 tarihinde, yani AK Parti Hükümeti döneminde hazırlanmıştır. Yani, Başbakan’ın ‘dindar nesil’ yetiştirmeyi amaçladığı müfredattır. Aynı zamanda Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in de ‘içi boş’ diye itirafta bulunduğu müfredattır. Din dersi müfredatının içi gerçekten boştur. Bu müfredatta önemli yanlışlar ve çarpıklıklar vardır. Din dersinin amacı tamamen saptırılmıştır” ifadelerini kullandı.
Bu müfredatta ‘Kendilerine sunulan alternatifleri inceleyebilmeleri için öğrencilerin bakış açılarının geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Öğrencilerin, özellikle inanç ve hayat konusundaki tercihlerini özgür olarak yapabilmeleri din öğretiminin esas amacıdır’ ifadelerinin yer aldığına dikkat çeken Çetinkaya, “Bu ifadelere göre çocuklarımız, kendilerine sunulan din alternatiflerini inceleyecekler ve tercih yapacaklar. Yapacakları bu din tercihlerini de özgürce yapacaklar. Yani öğretmen, sınıfta İslamiyet, Budizm, Hinduizm, Hıristiyanlık ve Yahudilik dinlerini objektif olarak, eşit şekilde anlatacak, çocuklarımız da buna göre din tercihlerini yapacaklar. Peki hangi çocuklar? 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıfta okuyan öğrenciler. Yani 10 ila 14 yaş aralığındaki çocuklarımızdır” dedi.
Türk İslam kültüründe çocuk doğar doğmaz önce kulağına ezan okunduğunu, konuşmaya başlayınca da ailesinin ona Allah’ını, peygamberini ve dinini öğrettiğini anlatan Çetinkaya, “Model olarak aldığımız Avrupa Birliği ülkelerinde bile bu dersin ismi ‘İslam Dersi’dir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi müfredatında öğretilecek kavramlar listesinde ‘İslam’ kavramı 4, 5, 6. sınıflarda yok, 7 sınıfta sadece İslam düşüncesi kavramı var. İslam bir felsefi akım değil ki böyle bir tabir kullanılsın. İslam en son dindir. İslam bir inançtır, hayatın tamamını kapsayan bir hayat biçimidir. Müfredata göre İslam kavramı ancak 8. sınıfta öğretilecek kavramlar listesinde yer alıyor. Sadece 8. sınıfta öğretilecek kavramlar listesine İslam kavramı konulmuş. Amaçları, çocuklarımıza tüm dinleri öğretmekmiş, buna göre din tercihini objektif olarak yapacaklarmış. Peki, din dersinin amacı çocuklarımıza kendi dinlerini, yani İslam’ı öğretmek olmamalı mıdır?” diye konuştu.
BU MÜFREDATLA DİNDAR NESİL YETİŞMEZ
Mevcut müfredatla dindar bir neslin yetiştirilebilmesinin mümkün olamayacağını aktaran Tacettin Çetinkaya, Başbakan Erdoğan’ın dindar bir nesil yetiştirmek istiyorsa hükümeti döneminde hazırlanan müfredatı değiştirmesi gerektiğinin altını çizdi. Din dersi müfredatına İslam ruhu ve şuurunun giydirilmesi gerektiğine vurgu yapan Çetinkaya, “Sağlam nesiller manevi temeller üzerine kurulur. Önce ahlak ve maneviyat verilmelidir. İslam’ın ahlaki ve manevi değerleri çocuklarımıza öğretilmelidir. Din dersi ilköğretim birinci sınıftan itibaren okutulmalıdır. Din dersinin içi doldurulmalıdır. Din dersi her yönüyle İslam dinini içermelidir” dedi.