Günler bir bir miâdını doldurup giderken, ömür takviminden her gün bir yaprak düşerken şöyle bir dönüp geriye bakmak icap eder. Şimdiye kadar nasıl bir hayat sürdük? Bâki olana dolu dolu gitmek fikrinden hareketle günleri-ayları-seneleri verimli zaman dilimleri hâline getirmeli. Senenin en müstesna aylarından, sevapları bol olduğu kadar ikramı da hudutsuz olan bir kutsî ayı Recebi şerifi geride bıraktık. Cuma günü mübârek Şaban ayına eriştik. Darısı bir ay sonra gelecek olan Ramazan’a inşaALLAH diyerek başlayalım.
Gönüllerimizin sultânı, on sekiz bin âlemin sevgilisi Peygamber Efendimiz aleyhisalâtu vesselâm’ın ayı Şabân’ı şerife erişmenin mutluluk ve hazzını yaşıyoruz efendim. Bu ay efendimiz aleyhesselâm’a tahsisli bir ay; ihya etmeli, gönüller sürur ve iştiyakla aydınlanmalı, hayır ve hasenatlar çoğaltılmalı, oruçlar tutulmalı.. Yürekler Ramazan’a hazırlanmalı, özlem ve hasretle kurtuluş ve huzur ayı Ramazan beklenmeli. Mübârek Şaban ayında O en güzel ahlâkî erdemleri bizzat şahsında toplamış bulunan kâmil şahsiyet Hz. Muhammed aleyhissalâtu vesselam’ın isminin terennümüyle diller ıslanmalı, kalplerde sevgisi taçlanmalı…
O ki aleyhissalâtu vesselam O’nu Hz. Allah Teâlâ sevdi ve bizlere de; ‘Peygamberini sev’ dedi. Her kutsi mekanda Hz. Allâh’ın (c.c) isminin yanında Hz. Muhammed aleyhisselâm’ın ismi yer aldı. Allah Teâlâ, O’nun şânını yüceltti. (İnşirah, 4) O’nu övülecek makâma yükseltti. (İsra, 79) Cenâb-ı Hak ve melekleri Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselâm’a dua okudular ve bizim de dua okumamızı ve esenlik dilememizi istediler. (Ahzab, 56) Yüce Yaratıcı O’nu çok sevdiğinden O’nu büyük ahlak sâhibi yaptı. (Kalem, 4) O aleyhissalâatu vesselâm’ı doğru yol üzere gönderilen elçi kıldı. (Yâsin, 2-4) Ve yine Rabb’imiz O’nu âlemlere rahmet (Enbiya, 107), müjdeleyici-uyarıcı-insanları Hakk’a çağıran bir ışık olarak dünyâya gönderdi. (Ahzab, 45-46)
Şâban ayının şanlı Peygamberi’de kendisinin Allah Teâlâ’nın sevgilisi olduğunu bir hadislerinde şöylece ne güzel anlatır; “Dikkat ediniz, ben Habibullâh’ım (=Allâh’ın sevgilisi), ancak övünmek yok! Kıyâmet günü hamd sancağını taşıyacak olan benim, övünmek yok… Kıyâmet gününde ilk şefaat edecek olan benim, şefaati kabul edilecek olan da benim fakat övünme yok… Cennetin kapılarının halkalarını ilk hareket ettirecek olan benim. Allah bana cennet kapılarını açacak, berâberinde olan mü’minleri ve fakirleri cennete sokacaktır, fakat övünme yok… Ben geçmişlerin ve geleceklerin en değerlisiyim, fakat övünme yok…” (Tirmîzî, Menâkıb 1, 3616 no.lu hadisi şerif) O aleyhissalâtu vesselam mütevâzilikte, sâdelikte, hoşgörüde, yardımseverlikte yegâne kıstastır. O’nun kendi sözleriyle teyit ettiği şaşmaz ölçülerini kendilerine baz alanlar insan olarak en karda olanlardır.
Her kim O yüce Peygamberi içinde bulunduğumuz şu mübârek Şaban ayında hayâtına rehber kılarsa, O’nun imrenilecek ideal ölçülerini kendine ölçü edinirse, O pak Nebi’nin yüce ismini diline vird yaparsa ne mutlu ona! Kişi bu şekilde O kıymetine paha biçilmez Peygamberin sevgisine ve dostluğuna giden yolda mesafe almış olur. O aleyhassalâtu vesselâm’ın dostluğu ve sevgisi kişi için başka hiçbir dostluk ve sevgiyle kıyas edilemez bir mükafattır.
Şâyet bir kişi Hz. Allâh’ı (c.c) ve O’nun sevgili Habibini sevmişse o kişi Cenâb-ı Hakk’ın en bahtiyar kuludur. Böyle kulunu Allah Azze ve Cel’de sever ve kullarına da sevdirir. Yüce Yaratıcı o kulunu ilâhi koruması altında tutar, onun gönlüne, ailesine, bulunduğu mekâna rahmet ve esenlikler ihsan eder. Önündeki her türü engeli kaldırır, rahmetini yüreğine akıtır. Cenâb-ı Hak bu hususta şu âyeti önümüze koyar: “Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyun. İşte o zaman Allah da sizi sever ve günahlarınızı affeder. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, koruyup gözetendir.” (Âli İmran,31)
Bu vesilelerle İslam âleminin Şaban ayını en kalbi duygularla mübârek ediyor ve O’nun şefaatine mazhar olmayı yüce Rabb’imizden niyaz ediyorum efendim.