Bugün moda adı altında icra edilenler, tüm insanlığın şahsiyetini tahrip etmekte en üst etken durumdadır. Doğru işlemeyen çark özellikle kadınları ‘moda’ adı altında en bayâğı kişilere özendirecek hâle getirdi. Eski büyükannelerimizin yatak odasında dahi giymeye utandıkları kıyâfetlerle moda denerek kadınları sokaklara salındı. Eskiden açık-saçıklık ayıplanırken şimdi büyük bir iştahla ‘moda, moda aç, aç’ diye, iyi bellenen kesimden bile haykırışlar yükseldi. Sonunda kadını ahlâken bitirdiler. Buda yetmez gibi bu sefer modacılar başladılar erkeklerle oynamaya. Onlarında saçlarını röflelediler, dikleştirdiler, horozibiğine benzettiler ve erkekleri de kuaförden çıkamaz hâle getirdiler. Kimisi kadınlar gibi saçlarını uzatıp tokalar takarken kimileri de saçları tümden kazıtmayı tercih etti. Kulaklarına kadınlar gibi küpeler, kolyeler, dikkat çekici yüzükler taktırdılar. Kadınsı parlak renkli kıyafetlerle erkekleri kadınlaştırdılar. Bazı kadınlar da tersine tersine gitti ve erkek giysilerine özenerek erkekleşti.
Moda bir çılgınlık!
Bu sefer de başladılar masum küçük çocuklarla uğraşmaya. Sıra onlardaydı. Tabi önce her zamanki gibi câzibe merkezi kız çocuklarından başladılar çılgınlıklarını sergilemeye. Küçük kız çocuk mâsumiyetini aşan ölçülerde kadınsı, şuh kıyâfetleri en son moda çocuk kıyâfeti diye vitrinlere koydular. Pantolon daha rahat diye kızlarda önce pantolonla işe başladılar sonra bacakları bütünüyle saran daracık, incecik taytlarla çocukları sokağa saldılar. En dekolte kıyâfetleri giydirmeleri için anneleri teşvik ettiler; ‘daha çocuk ne olacak büyünce yapmaz canım’ diyerek çocukların velilerinin zihinlerini çeldiler. Makyaj yapmaya özendirecek formüller ürettiler. Çocukların cinsel obje olarak kullanılması için ellerinden geleni esirgemediler. Mâlum medya da bunu büyük bir zevkle destekledi. Şer güçler ve şeytanın askerleri insanları ifsat etmek için boş durmuyorlar hep çalışıyorlar.
Bugün çocuk mağaza vitrinlerini, cinselliği ön plana çıkaran kısa ve dar kıyafetler süslüyor. Moda; çocukları hızla ergen olmaya itmekle kalmıyor, daha küçük yaşta onları alışveriş canavarı hâline getiriyor. Sahasında uzmanlar, modadaki bu aşırılığı, "Çocukların mâsumiyeti çalınıyor." diyerek özetliyorlar.
İngiliz hükümeti yakın gelecekte çocukları bekleyen tehlikeleri fark etmiş olacak ki modadaki aşırılıkla mücâdele için kolları sıvadı. Kendisi de 3 çocuk babası olan Başbakan David Cameron, ailelerin çocuklarıyla alışverişe çıkmaktan korktuğunu gerekçe göstererek üzerinde 'Lolita' yazan kıyafetler ile cinsel içerikli yayınlara yasak getirilmesi tâlimatını verdi. Cameron'ın bu kadar kararlı olmasının altında yatan neden ise, 6 yaş çocuklar için üretilen 'Lolita' marka yatakları gördüğü zaman yaşadığı şok idi. Çünkü Rus yazar Vlidimir Nabokov'un aynı isimli romanında orta yaşlı bir adamın 12 yaşındaki genç kıza tutkusu konu ediliyordu. Yasağın haklı gerekçelerinden birini İngiltere Çocuk Bakanı Sarah Teather, BBC'ye verdiği röportajında şöyle dile getiriyor; "Çocuklarıyla alışverişe giden ailelerden sürekli uygunsuz kıyafetler gördükleri yönünde şikâyet alıyoruz." Birkaç yıl içinde Avrupa’nın çocuklara en dost ülkesi olmayı hedefleyen İngiltere tek de sayılmaz. Amerika'da birçok sivil toplum örgütü çocukların hedef olmasını engellemeye çalışıyor.
ÇOCUKLARINIZI BÜYÜMÜŞ DE KÜÇÜLMÜŞ DİYEREK SEVMEYİN!
Peki, acaba 'Türkiye'de çocuk modası endişe verici mi?' Bu konuda görüşlerini açıklayan psikologların fikirleri şöyle; “modanın çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkiliyor yönünde olması.” Bu yüzden İngiltere'deki yasağı haklı buluyor ve Türkiye'de de uygulanmasını istiyorlar. Yine psikologlar; “kısa elbiseler ve düşük bel pantolonlardan şikâyet ediyorlar. Çocukların bu tür kıyafetlerin içinde rahat edemediklerini dile getiriyorlar. Ebeveynlerin çocuklarına büyümüş de küçülmüş görüntüsü vermek için bu elbiseleri seçtiğini anlatıyorlar.” Çocukların belli yaşlarda anne ve babasına özenmesinin normal olduğu bir gerçek ancak ebeveynlerin bilinçli davranıp çocuklarına yaşına uygun kıyafet seçmesi en muvafık olandır. Uzmanlar bir de uyarı da bulunuyor. "Çocuklarınızı büyümüş de küçülmüş diyerek sevmeyin! Yaşına uygun muamele yapın."
ÇOCUKLAR ÜNLÜLERE BENZEMEYE ÇALIŞIYOR
Ayrıca çocuk psikologları, “moda sektörünün özellikle kız çocuklarına çabuk büyümeleri ve kendilerine uygun olmayan kıyâfetleri seçmeleri yönünde baskı uyguladığını vurguluyorlar. Çocukların kıyâfet seçiminde en büyük belirleyicinin televizyon olduğunu çocukların rol model olarak gördükleri ünlülere benzemeye çalıştıklarını anlatan uzmanlar son yıllarda yapılan araştırmalarda çocukların öğretmen ya da doktor olmak yerine şarkıcı veya oyuncu olmak istemeleri de bunun göstergesidir” diyorlar. BBC televizyonu da toplumda rol model olarak görülen şarkıcı ve oyuncuların 18 yaşından küçük olduğunu hatırlatıp, tekstil firmalarının onlara benzemeye çalışan kız çocukları üzerinden servet kazandıklarını ifâde ediliyor.
Bunların yanı sıra internet oyunları da çocuklara yetişkin olmayı öğretiyor. Uzmanlar, internet oyunlarındaki tehlikelere de dikkat çekiyorlar. “Sitelerde 'Dora'ya uygun kıyafeti seç, giydir ve makyaj yap','Küçük Sırlar dizisindeki Ayşegül'e makyaj yap’ gibi oyunların olduğunu dile getirilirken bu tür sitelerin çocuklara yetişkin gibi olmayı öğrettiğini” söylüyorlar. Örnek olarak da 3 yaşında kızı olan bir annenin rujunu kızının çekmecesinde bulmasını örnek gösteriliyor.
Durum bu kadar vahimken cinsellik yaşının ilköğretime inmesini normal görenler anaokulu yaşına inmesine seyirci mi kalacaklar? Hâlâ ‘çocuk canım, büyüyünce geçer’ mi diyecekler. Biz bekleye görelim. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor.
Moda bir çılgınlık!
Bu sefer de başladılar masum küçük çocuklarla uğraşmaya. Sıra onlardaydı. Tabi önce her zamanki gibi câzibe merkezi kız çocuklarından başladılar çılgınlıklarını sergilemeye. Küçük kız çocuk mâsumiyetini aşan ölçülerde kadınsı, şuh kıyâfetleri en son moda çocuk kıyâfeti diye vitrinlere koydular. Pantolon daha rahat diye kızlarda önce pantolonla işe başladılar sonra bacakları bütünüyle saran daracık, incecik taytlarla çocukları sokağa saldılar. En dekolte kıyâfetleri giydirmeleri için anneleri teşvik ettiler; ‘daha çocuk ne olacak büyünce yapmaz canım’ diyerek çocukların velilerinin zihinlerini çeldiler. Makyaj yapmaya özendirecek formüller ürettiler. Çocukların cinsel obje olarak kullanılması için ellerinden geleni esirgemediler. Mâlum medya da bunu büyük bir zevkle destekledi. Şer güçler ve şeytanın askerleri insanları ifsat etmek için boş durmuyorlar hep çalışıyorlar.
Bugün çocuk mağaza vitrinlerini, cinselliği ön plana çıkaran kısa ve dar kıyafetler süslüyor. Moda; çocukları hızla ergen olmaya itmekle kalmıyor, daha küçük yaşta onları alışveriş canavarı hâline getiriyor. Sahasında uzmanlar, modadaki bu aşırılığı, "Çocukların mâsumiyeti çalınıyor." diyerek özetliyorlar.
İngiliz hükümeti yakın gelecekte çocukları bekleyen tehlikeleri fark etmiş olacak ki modadaki aşırılıkla mücâdele için kolları sıvadı. Kendisi de 3 çocuk babası olan Başbakan David Cameron, ailelerin çocuklarıyla alışverişe çıkmaktan korktuğunu gerekçe göstererek üzerinde 'Lolita' yazan kıyafetler ile cinsel içerikli yayınlara yasak getirilmesi tâlimatını verdi. Cameron'ın bu kadar kararlı olmasının altında yatan neden ise, 6 yaş çocuklar için üretilen 'Lolita' marka yatakları gördüğü zaman yaşadığı şok idi. Çünkü Rus yazar Vlidimir Nabokov'un aynı isimli romanında orta yaşlı bir adamın 12 yaşındaki genç kıza tutkusu konu ediliyordu. Yasağın haklı gerekçelerinden birini İngiltere Çocuk Bakanı Sarah Teather, BBC'ye verdiği röportajında şöyle dile getiriyor; "Çocuklarıyla alışverişe giden ailelerden sürekli uygunsuz kıyafetler gördükleri yönünde şikâyet alıyoruz." Birkaç yıl içinde Avrupa’nın çocuklara en dost ülkesi olmayı hedefleyen İngiltere tek de sayılmaz. Amerika'da birçok sivil toplum örgütü çocukların hedef olmasını engellemeye çalışıyor.
ÇOCUKLARINIZI BÜYÜMÜŞ DE KÜÇÜLMÜŞ DİYEREK SEVMEYİN!
Peki, acaba 'Türkiye'de çocuk modası endişe verici mi?' Bu konuda görüşlerini açıklayan psikologların fikirleri şöyle; “modanın çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkiliyor yönünde olması.” Bu yüzden İngiltere'deki yasağı haklı buluyor ve Türkiye'de de uygulanmasını istiyorlar. Yine psikologlar; “kısa elbiseler ve düşük bel pantolonlardan şikâyet ediyorlar. Çocukların bu tür kıyafetlerin içinde rahat edemediklerini dile getiriyorlar. Ebeveynlerin çocuklarına büyümüş de küçülmüş görüntüsü vermek için bu elbiseleri seçtiğini anlatıyorlar.” Çocukların belli yaşlarda anne ve babasına özenmesinin normal olduğu bir gerçek ancak ebeveynlerin bilinçli davranıp çocuklarına yaşına uygun kıyafet seçmesi en muvafık olandır. Uzmanlar bir de uyarı da bulunuyor. "Çocuklarınızı büyümüş de küçülmüş diyerek sevmeyin! Yaşına uygun muamele yapın."
ÇOCUKLAR ÜNLÜLERE BENZEMEYE ÇALIŞIYOR
Ayrıca çocuk psikologları, “moda sektörünün özellikle kız çocuklarına çabuk büyümeleri ve kendilerine uygun olmayan kıyâfetleri seçmeleri yönünde baskı uyguladığını vurguluyorlar. Çocukların kıyâfet seçiminde en büyük belirleyicinin televizyon olduğunu çocukların rol model olarak gördükleri ünlülere benzemeye çalıştıklarını anlatan uzmanlar son yıllarda yapılan araştırmalarda çocukların öğretmen ya da doktor olmak yerine şarkıcı veya oyuncu olmak istemeleri de bunun göstergesidir” diyorlar. BBC televizyonu da toplumda rol model olarak görülen şarkıcı ve oyuncuların 18 yaşından küçük olduğunu hatırlatıp, tekstil firmalarının onlara benzemeye çalışan kız çocukları üzerinden servet kazandıklarını ifâde ediliyor.
Bunların yanı sıra internet oyunları da çocuklara yetişkin olmayı öğretiyor. Uzmanlar, internet oyunlarındaki tehlikelere de dikkat çekiyorlar. “Sitelerde 'Dora'ya uygun kıyafeti seç, giydir ve makyaj yap','Küçük Sırlar dizisindeki Ayşegül'e makyaj yap’ gibi oyunların olduğunu dile getirilirken bu tür sitelerin çocuklara yetişkin gibi olmayı öğrettiğini” söylüyorlar. Örnek olarak da 3 yaşında kızı olan bir annenin rujunu kızının çekmecesinde bulmasını örnek gösteriliyor.
Durum bu kadar vahimken cinsellik yaşının ilköğretime inmesini normal görenler anaokulu yaşına inmesine seyirci mi kalacaklar? Hâlâ ‘çocuk canım, büyüyünce geçer’ mi diyecekler. Biz bekleye görelim. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor.