Türkiye'de evlilik yaşı, her geçen yıl daha da yükseliyor. 30 yaşından önce evlenen kişi sayısında gözle görülür oranda bir düşüş gözlemleniyor. Üniversitelerden mezun olan her 4 gençten 1'i işsiz kalıyor. İş bulup çalışan gençlerin büyük çoğunluğu ise asgari ücrete çalışmaya mahkum bırakılıyor. Bu şartlar başta olmak üzere, daha birçok etkenden dolayı gençler evliliği öteliyor. Evliliğin ötelenmesi, gençlerin evlilik uzak durması da meşru olmayan ilişkileri ortaya çıkarıyor. Sonucunda toplumsal yapı bozuluyor, aile hassasiyeti de ortadan kalkıyor.
EVLİLİK KOLAYLAŞTIRILMALI
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, evliliğin ilk insan Hz. Adem ve Hz. Havva arasında cennette kurulmuş bir yuva olduğunu dile getirdi. “Yüce Rabbimiz pek çok ayette insanların evlenmesi yönünde tavsiyelerde bulunur” diyen Akpınar, “Peygamberimiz ise evlenmeye gücü yeten evlensin. Evlilik, günahlara karşı bir kalkandır demiş. Evlilik, efendimizin de bir tavsiyesidir” şeklinde konuştu. Son dönemlerde medyanın ve çevrenin etkisiyle gençlerin evliliği ötelemeye başladığına dikkat çeken Akpınar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ev, araba, kariyer öncelik oldu. Bu, yanlış bir savrulmadır. Evliliğe hazırlık sadece mobilya veya yatak odası takımını kurmak değildir. Ruhen de evliliğe hazırlıklı olunmalı. Sanal dünyada yönlendirmelerde bulunuluyor. Gençlerin anneliğe ve babalığa hazır olmadığı söyleniyor.
Müslüman bir toplum için bu yanlış bir düşüncedir. Evlilik kolaylaştırılmalı. Maddi külfetler bahane edilerek, evlilik ötelenmemelidir.”
KREDİYE BULAŞARAK BORÇLANARAK EVLENİLMEZ!
Evliliğin koruyucu bir kalkan olarak görülmesi gerektiğine vurgu yapan Akpınar, “Evlenen kişi, dininin yarısını tamamlamış olur. Aile yuvası, aslında bir bereket yuvasıdır. Evliliğin bereketini düşünmek lazım önce. Bahanelerin ardına sığınmamak gerekli. Anne ve babalar çocuklarını evlendirmek için gayretli olmalıdır. Dünyevileşme hastalığı maalesef yaygınlaştı. İslami bir bakış açısıyla aile kurmak gerekir. Tekrar diyorum, evliliğe zihnen hazırlanmalı. Nikah bir akit ve ibadettir. İbadete gayri meşru işler karıştırılmamalı. Krediye, faize bulaşarak, gereksiz borçlanma yaparak evlenilmez. Önemli olan iki gönlün bir olmasıdır. Gönülleri bir araya getirmeden, dünyanın en güzel odasını da kursak gençleri mutlu edemeyiz. Önce bunu bilmeliyiz. Yoksa engel bitmez. Lüksün, konforun sonu yoktur. Bakış açımızın değişmesi gerekir. Ailedeki mutluluğu mobilya takımlarıyla, mutfak takımlarıyla satın almanız mümkün değil. Her şey para ve lüks değildir. Bizim için önemli olan cennettir. Kendimizi oraya hazırlamamız gerekiyor. Ölçüyü ve haddi aşmamak lazım. Mütevazi bir hayat yaşanmalı” diye konuştu.
GENÇLERE İŞ BULAMAZSAK EVLİLİK YAŞI YÜKSELİR
Türk gençlerinin hayata geç başladığını dile getiren Eğitim Bir-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin, bir gencin ortalama üniversiteyi bitirme yaşının 22-23'leri bulduğunu belirtti. Askerlik süreci, KPSS'ye hazırlanma evresi ve iş arama süreci derken gençlerin yaşının hayli ilerlediğini ifade eden Başkan Metin, daha sonra şunları söyledi: “Türkiye'de ne yazık ki her 10 yılda bir evlilik yaşı ortalaması 2 yaş civarında erteleniyor. 2005'li yıllarda ortalama evlilik yaşı 22-23 iken, şu an bayağı yükseldi. Hayat koşullarındaki seyir, evlilik konusunda en önemli tercih. Lise mezunlarında işsizlik yüzde 15-16. Üniversite mezunu işsiz oranı da yüzde 25-26-27 bandında. Gençlerimize iş bulabilme imkânı sağlayamadığımız sürece, evlilik yaşı iyice yükselecek. İşsizlik sorununun çözülmesi gerekir, yoksa bu sıkıntıyı her geçen gün daha da şiddetli yaşayacağız.”
EMRE ÖZGÜL