Mısır’da asker 03.07.2013 tarihinde akşam saat 20’de darbe yaptı. Muhalefet, Tahrir Meydanı’nda bir haftadır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin istifa etmesi ve seçimlerin öne alınması için gösteri yaptı. Bunun sonucu asker, muhalefeti, el- Ezher Şeyhini ve Mısırlı Kıptilerin liderini yanına alarak söz konusu tarihte ve saatte darbe yaptı. Mısır için bu durum bir kaostur. İnşallah kısa zamanda Mısır selamete çıkar ve şer güçlerin elinden kurtulur; bizim duamız budur.
Hüsnü Mübarek devrildikten sonra İhvan-i Müslimin seçimle iktidara geldi ve muhalefetle işbirliği yapmak suretiyle bu geçiş dönemini atlatmak istedi; ama olmadı. Bir sene sonra muhalefetin desteğiyle asker yönetime el koymuştur.
Askeri darbe, ister seçim olsun ister seçim olmasın uzun sürmeyecektir, kısa zamanda İhvan-ı Müslimin’e tekrar iktidarı bırakmak zorunda kalacaktır. Çünkü Batı medeniyetinde kaynaklanan beşeri ideolojiler miadını doldurmuştur. Dolayısıyla başta Türkiye olmak üzere İslam Coğrafyası 1923’e göre daha iyidir. Bu bağlamda 1928 yılında kurulan İhvan-ı Müslimin şimdi o tarihe göre daha iyidir. Bunu dost- düşman herkes kabul etmektedir.
Muhammed Mursi’nin yapmış olduğu bazı hatalardan dolayı darbe yapılmamıştır. Batı’nın ve onun uzantısı muhalefetin hazımsızlığıdır.
Demokrasi nedir, ne değildir bunun üzerinde fazla durmayacağım. Demokrasi kavramı Batı’ya ait bir kavramdır. Bu kavrama göre bütün partiler Batı medeniyetinin gelişmesi ve güçlenmesi için çalışması gerekir. Bunun dışına çıkan partiler ya kapatılır veya iktidardan alaşağı edilir. Seçim usuldendir. Mısır’da yapılan budur.
Türkiye’de Taksim olayı ile bu durum denenmek istenmiştir, başarılı olunmamıştır. Şimdi bunu Mısır’da denediler, kısmen başarılı oldular. Kısmen diyorum, çünkü yukarıda ifade ettiğim gibi İslam Coğrafyası 1923’e göre daha iyidir. Bu sebepten dolayı Batı yanlısı, milliyetçi, laik çevreler çok sevinmesinler; çünkü rejimlerin miadı dolmuştur. Daha doğrusu şafak sökmek üzere yaşananlar sancıdan ibarettir ve son çırpınıştır. Arap Baharı yeni başlıyor.
Mısır’daki askeri darbe başta Türkiye olmak üzere diğer İslam ülkelerine de sıçrayabilir; dikkatli olmak lazım. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle şer gibi görünen bir şeyde hayır olabilir, hayır gibi görünen bir şeyde şer olabilir. (Bakara: 216)
Mısır’daki bu darbe gösterdi ki, aydınlık ile karanlık, hak ile bâtıl bir arada olmaz, biri varken diğeri olmaz. Yani aydınlık varken karanlık olmaz. Onun için İhvan-ı Müslimin bundan bir ders çıkartması lazım; laikçiler ve ulusalcılarla yan yana birlikte devlet çarkının dönmeyeceğini anlamaları gerekir. Kendi kadrosunu kurup yoluna devam etmeli ve askeri siyaset dışında tutacak şekilde önlemler almalı ve askeri kendi içinde eritmeli.
Muhalefet, bu askeri darbeye II. devrim desin dursun; bu askeri darbe II. devrim falan değildir. Son çırpınıştır. Batı’nın da son çırpınışıdır. Yakında Batı ekonomik yönden çökecek buna paralel olarak askeri yönden de çökecektir. Batı’nın çökmesi demek, İslâm âleminin dirilmesi demektir, İslam âleminin çökmesi demek, Batı’nın dirilmesi demektir. Yani bu iki dünya ters orantılıdır, biri kalkınırsa, diğeri çöker, diğeri kalkınırsa öbürü çöker.
Batı, coğrafi keşiflerden sonra Uzak Doğu’yu sömürerek maliyesini düzeltince Osmanlı’nın maliyesi çökmüştür, halen bu durum devam etmektedir. Yakında Batı’nın maliyesi çökünce görülecektir ki, Türkiye’nin maliyesi düzelecektir
Sonuç olarak Muhalefet, el- Ezher Şeyhini ve Kıptilerin başkanını yanlarına alsallarda kısa zamanda çökecek ve Mısır’ın asıl sahibi olan İhvan-ı Müslimin’e idareyi teslim edecektir. İslam coğrafya’nın tümünde bu durum gerçekleşecektir.
Unutmayalım ki İslam Coğrafyası’nın sahipleri laikçiler ve ulusalcılar değil Müslümanlardır. Onların iktidarı Batı’nın hâkimiyetinden dolayı arızidir, gelip geçicidir. Batı medeniyeti çöktüğü zaman onlar, saman çöpü gibi sağa sola savrulacak ve yok olacaklardır.
Bu sebeple diğer İslam ülkelerindeki laikçiler ve ulusalcılar, Suudi Arabistan Krallığı ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Mısır’daki askeri darbeye sevinmesinler.
Selam İhvan-ı Müslimin’e, Selam dünya Müslümanlarına. Bulunduğunuz yerlerde Batı’nın uşakları laikçiler ve ulusalcılar karşısında eğilmeyin, dik durun. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, dolayısıyla Başta Muhammed Mursi olmak üzere İhvan-ı Müslimin haksızlık karşısında susmamalı ve dik durup direnmeli. Çünkü haklı olan seçimle gelmiş Cumhurbaşkanı ve onun taraftarıdır. Ey ihvan-ı Müslimin, kazanız mübarek olsun, selam sizlere gönüllerimiz sizinledir.