Ayın ışıltısının karanlıkları aydınlattığı bir mübârek gecede bir mübârek sefer gerçekleşecektir. O mübârek seferin yolcusu da ayni mübâreklikte bir şahsı muhteremdir. Âhir zamanın son peygamberi Hz Muhammed aleyhissalâtu vesselam kutsî Mirâcın kutsî Nebi’sidir. İnsanın içini titreten, rûhunu bambaşka âlemlerde gezdiren, öteler âlemlerine yapılan yolculuğun adıdır Miraç. Âlemlerin yaratıcısının bu özel Nebi’sini müstesna âlemlere dâvet etmesi nâmütenâhi nimetlerle lütuflandırması hiçbir peygambere nasip olmamış bir ikramdır. Bu sıra dışı bir hâdisedir.
Hicretten bir buçuk sene evvel Receb ayının 27. gecesi mükerrem şehir Mekke’de olağanüstü bir hâdise cereyan etti. Allâh’ın Rasûlünün yakın dostu Cenâbı Hakk’ın emirlerini kendisine ileten meleklerin şâhı Cebrail (A.S) dünya âlemine teşrif ederek Efendimiz aleyhisselâm’ı kutsî bir mahalle götürmek için ilk hazırlık olarak idrak ötesi bir keyfiyet içinde O’nun göğsünü yarıp içini yıkadı ve orayı iman ve hikmetle doldurdu. (1) “Habîbullah Muhammed aleyhissalâtu vesselam o gece Kâbe çevresinde veya Ümmühâni’nin evinde uyku ile uyanıklık arasında bir durumda iken Cebrail (A.S) gelip onu ‘Burak’ isimli mânevi bir bineğe bindirerek önce Mescidi Aksâ’ya götürmüş, oradan da Miraç denilen mânevi merdivenle gökler âlemine çıkarmıştır. Hz Peygamber aleyhisselam gök katlarını dolaşmış, her katta çeşitli peygamberlerin ruhlarıyla görüşmüş ve en nihâyet yaratıkların bilgisinin ulaştığı son nokta olan Sidretu’l-Müntehâ’ya varmış, orayı da geçerek Allah Teâlâ’nın huzûruna vararak doğrudan O’nun kelâmını işitmek şerefine erişmiştir. Beş vakit namazın farziyeti ve Bakara Sûresinin son üç âyeti burada gelmiştir. Daha sonra Allâh’ın Rasûlu aleyhissalâtu vesselam geri dönmüştür. Bu arada kendisine cennet ve cehennem gezdirilmiştir. Belki yılları alacak bu seyahat bir anda oluvermiş Resûli Ekrem aleyhisselam döndüğünde yatağını sıcacık bulmuştur.
Tasavvufta zikrullah ile insan cismi nur hâline gelir. Nur hâline gelen insan, bir anda her tarafı dolaşabilir. Miraç, bir mûcizedir. Mûcize tabiat kânunlarının dışında cereyân eden olaydır.’ (2)
Miraç hâdisesiyle Mevla Teâlâ yüce Nebi’sine, gökler âlemindeki sonsuz saltanatını göstermek istemiştir. Bu olay tasavvur dışı, idrak ötesi bir olaydır. Her peygambere nasip olmayan husûsi bir hâdisedir. Bu eşine rastlanmayan olağanüstü hâdiseyi kitâbi bilgiler anlatırlar ama onun bir de ilâhi kitaptaki anlatımına bakmak icap eder. Kur’ân’ı Âzim’de bu asil hâdise ‘İsra Sûresi’nde şöyle anlatılır: “Eksiklikten uzaktır O (Allah) ki geceleyin kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescidi Aksâ’ya yürüttü. Ona âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (böyle yaptık). Gerçekten O, işitendir, görendir.” (3)
-----------
1) Yaşar Kandemir, Gönlümüzün Sultânuı Habibullah, İst, 2013, s.505
2) Süleyman Ateş, Kur’ânı Kerim Meâlî Şerîfî, Ank, 1977, s.281
3) İsrâ, 1