Hafta içinde İskoçya ile yaptığımız maçı 2-1 kazandık. Maçın 55. Dakikasına kadar başka bu dakikadan sonra başka bir Milli takım izledim.
55. dakikaya kadar topa hakim geçiş oyunlarını iyi yapan rakip sahada pres ile kaybettiği topları kısa sürede kazanan bir takım varken, 55. dakikadan itibaren bu takım gitti, yerine isteksiz, koşmayan pres yapmayan, pas hatası yapan, isteksiz bir takım ortaya çıktı.
Nitekim İskoçya da bizim bu durgunluğumuzdan faydalanarak 62. Dakikada durumu 2-1’e getirdi. Beraberliği yakalayacak fırsatlar da buldu.
Maçın en iyi tarafı 90 dakikayı 2-1 üstünlükle tamamlamak oldu. İstatistiklere de galibiyet olarak yansıdı o kadar.
55. dakikadan itibaren oyundan memnun olduk mu? Ben olmadım.
Hazırlık maçı da olsa Milli maç önemsenmesi dikkate alınması gerekiyor. İskoçya karşısında maçın tamamında bunu yapamadık.
Hazırlık maçları takımın iskeletinin oluşturulması açısından önem arz eder, gördüğüm kadarı ile teknik heyetten oyunculara gerektiği kadar önem arz etmiyor.
Şimdi ise ikinci hazırlık maçında Gaziantep’te Çekya'yı konuk ediyoruz. Hem Diyarbakır hem de Gaziantep halkı millilere iyi ev sahipliği yaptı.
Milli maçların Anadolu kentlerinde oynanmasında büyük fayda görüyorum. Konya olarak geçmişte çok iyi ev sahipliği yaptık,
Maçın bir başka dikkat çeken yönü hakem Cüneyt Çakır’ın yeşil sahalara veda etmesiydi. Maçın ilk 5 dakikasını yöneten Çakır daha sonra görevini maçın hakemi William Collum’a bıraktı.
İlk dakikalara oyunu kendi sahamızda kabul ederek başladık. Bu bir taktik olabilir ama top kendilerine gelince oyuncularımız bir an önce benden gitsin düşüncesi ile topu ağırlıklı olarak geri pas yapması anlaşılır gibi değil.,
Bu durum özgüven eksikliğinden mi kaynaklanıyor düşüncesi içimden geçmedi değil. 10. dakikadan itibaren rakip kaleye birkaç defa kaleye ayağa paslar ile çıktık 31. Dakikada Cengiz’ in pasın iyi bir vuruş yapan Enes Ünal golü attı. 1-0
Öne geçtikten sonra özgüven kazanan oyuncularımız pozisyonlar bulmaya başladı, ancak sahamızdan çıkarken çok top kaybetme eksikliğimiz gözlerden kaçmadı.
Çekya ilk yarının sonlarına doğru beraberlik golü bulmak için baskı kurmaya çalışsa da fırsat vermedik. İlk yarı da 1-0 üstünlüğümüz ile sona erdi.
İlk yarının başlarında Çekya’nın bize yaptığı baskıyı ikinci yarı biz yaparak başladık maça, ancak Çekya kısa sürede dengeyi kurdu.
Bireyselde teknik olarak iyi oyunculara sahibiz, ne yazık ki bu üstün niteliğimizi takım oyununa aynı şekilde yansıtamıyoruz, durum böyle olunca da zaman zaman sıkıntılar yaşıyoruz.
İstatistiklerde ilk yarı biz üstün iken, ikinci yarı Çekya üstünlüğü ele geçirdi. Nitekim, 56. dakikada Cerny Vaclay ceza sahası dışından vurduğu top kaleci Doğan’ ın önünde sekince kalemizde golü görüverdik. Şimdi diyeceksiniz ki böyle de gol yenir mi? İşte futbol böyle bir oyun.
Bereket versin kalecimiz Doğan’ın yaptığı hatayı 70. Dakikada Hakan Çalhanoğlu telafi etti de yeniden öne geçtik. 2-1
Çekya, Lüksemburg, Faroe Adaları, İskoçya dan daha iyi bir takım. 90 dakikalık maç süresince inişli çıkışlı bir grafik çizsek de Hafta içinde Çarşamba ve hafta sonu cumartesi akşamı oynadığımız maçlarda aynı sonuçla galip gelmeyi başardık.
Maça başladığımız kadroyu maç içerisinde değiştirsek de eksikliklerimiz olsa da Milli takımın iskeletinin yavaş yavaş oluştuğunu söyleyebilirim.