Kalkınma millî bir davadır. Sunulacak reçetelerinde, o milletin benliğine ters düşmeyen önderlerine ait olması gerekir. Batılı ülkeler kendi felsefelerine uygu olan, kalkınma reçeteleri ile kalkınmalarını sağlamıştır. Gelişme ve kalkınma için milletler teknoloji transferi yapabilirler. Ama bu teknoloji alınırken, ilgili ülkelerin örf, adet ve kültürel değerlerini almanın fayda getireceği düşünülemez. Ancak bugünkü teknolojiye sahip ülkeler, gelişmekte olan ülkelere teknoloji satarlarken, ekonomi politikaları dahil örf, adet ve kültürlerini yaymak peşindedirler. Ayrıca sömürgeci bir politika izlemektedirler. Bunun için kalkınma süreci içinde olan ülkelerde büyük oyunlar oynanmaktadır.
Üçüncü Dünya Ülkeleri’nde kalkınma adına sunulan reçeteler, geri kalmışlıkla sonuçlanmaktadır. Bir zamanlar Türk Milleti için “Tarıma yönelin! Sanayiden vazgeçin” tavsiyeleri buna misâllerden biridir. Türkiye’nin kalkınabilmesi için tarıma ağırlık verilmelidir. Hayvancılık geliştirilmelidir. Fakat bu sanayiden vazgeçmek anlamında olamaz. Tarımda ilerlemenin odak noktası, sanayide yatar. Tarımın ihtiyacı olan sanayi kurulmadan tarımda ilerleme olabilir mi? Tarımda da sanayide de gelişme sağlanmalıdır.
Türkiye coğrafi konumu itibariyle buğday, pamuk, şeker pancarı, fındık v.s. tarımsal üretimin yanında, sanayileşmeye de gitmelidir. Ağır sanayi mekanizması kurularak, traktör, uçak, tank, top, füze, atom v.s. yapan ülke durumuna gelirken, insanlığa faydalı olacak olan bütün üretim maddeleri konusunda gerekeni yapmalıdır. Böylesi bir politika, kalkınmada ana hedef olmalıdır. Türkiye, dış etkilerden uzak kendi “Millî Kalkınma Politikası” ile kalkınmasını sağlamalıdır.
MİLLÎ KALKINMA NASIL SAĞLANIR?
Bir toplumun huzur ve refahı için öncelikle o toplumda yaşayan insanların zaruri ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.
İnsan ihtiyaçları üç kısımda ele alınır.
Bunlar; 1) Beslenme, 2) Giyinme, 3) Barınma
İnsanlar, beslenme, giyinme ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelire mutlaka sahip olmalıdırlar. Bunun için her insanın gelir elde edebileceği bir işinin olması gerekir. Bunu sağlamak için işsizliğin giderilmesi gerekir. Bir insanın işi olursa, evinde de rahat yiyebileceği bir aşı olur.
Türkiye’de kalkınmanın sağlanabilmesi için;
1) Yatırım yapılmalıdır. Yapılan yatırımlar ülkenin her tarafına plânlı bir şekilde dağıtılmalıdır. Yatırımlar, insan ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde olmalıdır.
2) Sanayi üretimi artırılmalıdır. Sanayi üretimi tamamen millî bir üretim olarak ele alınmalı ve ithal girdilerine bağımlı kalınmamalıdır.
3) Tarım üretimi artırılmalıdır. Tarım ürünleri toplum ihtiyaçlarını karşılayacak bir biçimde üretilerek, ithalattan kaçınılmalıdır. Buğday vs. tarım ürünleri ithalatı yasaklanmalıdır. Türk çiftçisi destelenerek, üretim alanları genişletilmelidir. Tarım ürünlerinin pazarlaması iyi bir şekilde yapılarak, üreticinin malı değerinde bir fiyatla satılmalıdır.
4) Hayvancılık geliştirilmelidir. Toplumun et, süt, peynir, yoğurt vs. hayvansal gıda ihtiyaçları karşılanacak şekilde hayvan üretimi yapılmalıdır. Et ithalatı yasaklanmalıdır.
5) Köyler yaşanabilir bir hale getirilmelidir. Köylerde imarlı ve plânlı bir biçimde güzel meskenler yapılmalıdır. Ayrıca köylerde yetişen ürün çeşitlerine ve türlerine göre, o yörelerde iş sahaları açılmalıdır.
6) Köylerden şehirlere olan göç önlenmelidir.
7) Şehirler yaşanabilir olmalıdır.
8) İnşaat sektörü her zaman canlı tutulmalıdır. Meskenler, plânlı bir biçimde, bahçeli nizamda ve güzel yapılmalıdır. Köyler, beldeler, ilçeler, şehirler ayrı ayrı ele alınarak intizamlı bir yapılaşma sağlanmalıdır. Herkes mutlaka güzel bir meskene sahip olmalıdır.
9) İhracat artırılmalıdır.
10) İthalat azaltılmalıdır.
11) Petrol ve doğalgaz üretimi artırılmalıdır.
12) Madenlerimiz işletilmelidir. Bilhassa bor madeni üretimi süratle artırılmalıdır.
13) İşsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Tam istihdam sağlanmalıdır.
14) Millî paramız korunmalı ve kıymetli hale getirilmelidir.
15) Dış borçlar tasfiye edilmelidir.
16) İç borçlanmadan kaçınılmalıdır.
17) Güzel bir çevre anlayışına sahip olunmalıdır.
18) Şehirlerarası ulaşım yolları ile şehir içi ulaşım yolları güzel, geniş, kaliteli ve dünya standartlarında yapılmalıdır.
19) Gelir dağılımı adil olmalıdır.
20) Herkesin refah seviyesi artırılmalıdır.
İşte bütün bu sayılanlar yapıldığı takdirde millî kalkınma sağlanmış olur.
Üçüncü Dünya Ülkeleri’nde kalkınma adına sunulan reçeteler, geri kalmışlıkla sonuçlanmaktadır. Bir zamanlar Türk Milleti için “Tarıma yönelin! Sanayiden vazgeçin” tavsiyeleri buna misâllerden biridir. Türkiye’nin kalkınabilmesi için tarıma ağırlık verilmelidir. Hayvancılık geliştirilmelidir. Fakat bu sanayiden vazgeçmek anlamında olamaz. Tarımda ilerlemenin odak noktası, sanayide yatar. Tarımın ihtiyacı olan sanayi kurulmadan tarımda ilerleme olabilir mi? Tarımda da sanayide de gelişme sağlanmalıdır.
Türkiye coğrafi konumu itibariyle buğday, pamuk, şeker pancarı, fındık v.s. tarımsal üretimin yanında, sanayileşmeye de gitmelidir. Ağır sanayi mekanizması kurularak, traktör, uçak, tank, top, füze, atom v.s. yapan ülke durumuna gelirken, insanlığa faydalı olacak olan bütün üretim maddeleri konusunda gerekeni yapmalıdır. Böylesi bir politika, kalkınmada ana hedef olmalıdır. Türkiye, dış etkilerden uzak kendi “Millî Kalkınma Politikası” ile kalkınmasını sağlamalıdır.
MİLLÎ KALKINMA NASIL SAĞLANIR?
Bir toplumun huzur ve refahı için öncelikle o toplumda yaşayan insanların zaruri ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.
İnsan ihtiyaçları üç kısımda ele alınır.
Bunlar; 1) Beslenme, 2) Giyinme, 3) Barınma
İnsanlar, beslenme, giyinme ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelire mutlaka sahip olmalıdırlar. Bunun için her insanın gelir elde edebileceği bir işinin olması gerekir. Bunu sağlamak için işsizliğin giderilmesi gerekir. Bir insanın işi olursa, evinde de rahat yiyebileceği bir aşı olur.
Türkiye’de kalkınmanın sağlanabilmesi için;
1) Yatırım yapılmalıdır. Yapılan yatırımlar ülkenin her tarafına plânlı bir şekilde dağıtılmalıdır. Yatırımlar, insan ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde olmalıdır.
2) Sanayi üretimi artırılmalıdır. Sanayi üretimi tamamen millî bir üretim olarak ele alınmalı ve ithal girdilerine bağımlı kalınmamalıdır.
3) Tarım üretimi artırılmalıdır. Tarım ürünleri toplum ihtiyaçlarını karşılayacak bir biçimde üretilerek, ithalattan kaçınılmalıdır. Buğday vs. tarım ürünleri ithalatı yasaklanmalıdır. Türk çiftçisi destelenerek, üretim alanları genişletilmelidir. Tarım ürünlerinin pazarlaması iyi bir şekilde yapılarak, üreticinin malı değerinde bir fiyatla satılmalıdır.
4) Hayvancılık geliştirilmelidir. Toplumun et, süt, peynir, yoğurt vs. hayvansal gıda ihtiyaçları karşılanacak şekilde hayvan üretimi yapılmalıdır. Et ithalatı yasaklanmalıdır.
5) Köyler yaşanabilir bir hale getirilmelidir. Köylerde imarlı ve plânlı bir biçimde güzel meskenler yapılmalıdır. Ayrıca köylerde yetişen ürün çeşitlerine ve türlerine göre, o yörelerde iş sahaları açılmalıdır.
6) Köylerden şehirlere olan göç önlenmelidir.
7) Şehirler yaşanabilir olmalıdır.
8) İnşaat sektörü her zaman canlı tutulmalıdır. Meskenler, plânlı bir biçimde, bahçeli nizamda ve güzel yapılmalıdır. Köyler, beldeler, ilçeler, şehirler ayrı ayrı ele alınarak intizamlı bir yapılaşma sağlanmalıdır. Herkes mutlaka güzel bir meskene sahip olmalıdır.
9) İhracat artırılmalıdır.
10) İthalat azaltılmalıdır.
11) Petrol ve doğalgaz üretimi artırılmalıdır.
12) Madenlerimiz işletilmelidir. Bilhassa bor madeni üretimi süratle artırılmalıdır.
13) İşsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Tam istihdam sağlanmalıdır.
14) Millî paramız korunmalı ve kıymetli hale getirilmelidir.
15) Dış borçlar tasfiye edilmelidir.
16) İç borçlanmadan kaçınılmalıdır.
17) Güzel bir çevre anlayışına sahip olunmalıdır.
18) Şehirlerarası ulaşım yolları ile şehir içi ulaşım yolları güzel, geniş, kaliteli ve dünya standartlarında yapılmalıdır.
19) Gelir dağılımı adil olmalıdır.
20) Herkesin refah seviyesi artırılmalıdır.
İşte bütün bu sayılanlar yapıldığı takdirde millî kalkınma sağlanmış olur.