Milli Görüş dimdik ayakta

Saadet Partisi Genel Başkan adayı Temel Karamollaoğlu, "Dünya tarihinde ilk defa bir askeri darbe iktidar değil muhalefet partisine karşı yapılmıştır. Partilerimiz kapatılmış ve bölünmüştür. Bütün bunlara rağmen Milli Görüş dimdik ayaktadır" dedi

Saadet Partisi Genel Başkan adayı Temel Karamollaoğlu, Milli Görüş harekatının bugüne kadar 4 defa partisinin kapatıldığını belirterek, "Dünya tarihinde ilk defa bir askeri darbe iktidar değil muhalefet partisine karşı yapılmıştır. Partilerimiz kapatılmış ve bölünmüştür. Bütün bunlara rağmen  Milli Görüş dimdik ayaktadır" dedi

Saadet Partisi 6. Olağan Kongresi Ankara Atatürk Spor Salonuna gerçekleşti. Kongerenin yapıldığı salona çok sayıda partili katıldı. Kongre salonuna mevcut genel başkan Prof. Dr. Mustafa Kamalak ve genel başkan adayı Temel Karamollaoğlu el ele birlikte gelirken salonda büyük bir heyecan yaşandı. Divan Başkanlığına Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın seçildi.  Genel kurulda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "20 yıldır Sivas'tan beri tanıdığım kıymetli genel başkanımız Prof. Dr. Mustafa Kamalak beye teşekkür ediyorum. Bu kongreyi sadece ülkemizde yaşayan insanlar değil Gazze'deki, Keşmir'deki, Suriye'deki, Irak'taki insanlar da takip ediyor.  Erbakan hocamızın bundan 40 küsur yıl önce yakmış olduğu meşalenin ışığında yürümeye devam ediyoruz. 1980 yılında bir ihtilal oldu. İlk defa bir ihtilal muhalefete karşı yapıldı. O zaman biz anarşi olaylarına hiç karışmadık. Bizim Konya'daki çıkışlarımızı ihtilal gerekçesi olarak ortaya koydu. Ne zamana iktidara gelsek büyük adımlar attık. Geçmişimizi mutlaka hatırlamamız gerekiyoruz. En son karşılaştığımız darbelerden biri olan 28 Şubat da bir kalkışmaydı. Düzmece gazete küpürleriyle iktidardaki partiye dava açtı. O zaman hakim geçinen şahıslar da bunları delil göstererek, partimizi kapattılar ve hocamıza siyaseti yasakladılar. Elhamdulillah önümüzü kesemediler. Biz bugün de varız, yarın da var olacağız" dedi.

4 KERE PARTİMİZ KAPANDI

Milli Görüş harekatının engellemelere rağmen dimdik ayakta durduğunu kaydeden Karamollaoğlu, "Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız adil düzeni ortaya koydu. Bunun başarıya ulaşmaması için ellerinden geleni yaptılar. Erbakan Hocamız 1969 yılında kolları sıvadı ve siyasi hayata Milli Görüş'ü dahil etti. Milli kelimesini bugüne kadar doğru kullanan tek kişi Necmettin Erbakan'dır. Millilik sadece kavmiyetçilik değildir. Erbakan Hocamız bize hedefler gösterdi.  4 kere partiniz kapatılacak, aranıza fitneler sokulacak partiniz bölünecek. Bütün bunlara rağmen biz varız diyeceksiniz. Erbakan hocamızın dediği gibi biz ve diğerleri var. Üzülürek söylüyorum diğerlerinin içerisinde bizden giden kardeşlerimiz de var. Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmayı bütün dünya menfaatlerinden önde tutarız. Hiçbirşeyi sadece dünya menfaatleri için yapmayız. Mazlumların yanında olduğumuzu, ihtiyaç sahiplerinin yanında olduğumuzu dünyaya ilan ediyoruz. Rahmetli hocamızın ortaya koyduğu hedef adil bir dünyanın bir kurulmasıydı. Batılılar, Doğulular adil bir dünyanın kurulmasını rakamlarla saplanıyorlar. Hak hakim kılınmadan adalet tesis edilemez. Hakkın tesisi fedakarlık gerektirir. Onun için ki; 4 kere partimiz kapatılmasına rağmen dimdik ayaktayız. Biz geçmişizi hatırlayamazsak adaleti tesis edemeyiz. Osmanlı hükümdarları bile mazlumun hakkını alacaklarını bildiklerini için zulmekten kaçınmıştır" diye konuştu.

SON 120 SENEYİ UNUTMAMALIYIZ

Türkiye'nin yerinin İslam Birliği olduğuna dikkat çeken Karamollaoğlu, şunları söyledi: "Son 120 seneyi hiçbir zaman unutmamız gerekiyor. 120 yıl önce Batıl Siyonizm adı altında dünya siyaset sahnesine çıktı. Planlar yaptı. Ülkeleri esir aldı. Birinci Cihan Harbi, ardından İkinci Cihan Harbi çıktı. Amerika, Rusya ve Batılı ülkeler bir araya gelerek, bugünki dünya temelini attılar. NATO'yu, Dünya Bankası'nı kurdular. Dünyaya adil bir düzen mi getirmek için mi bunları yaptılar? Hayır Siyonizmin emellerini yerine getirmek için bu kurumları kurdular.   Biz İslam Birliği diyoruz. Siz bunlara güvenerek nasıl yola çıkarsınız diyorlar? İki şık veriyorlar. Ya AB ve ABD, ya da Çin ve Rusya. Üçüncü bir şık yok. Biz AB'nin bir parçası olamayız. AB, Hıristiyan ve Yahudi gelenekleri üzerine kurulmuş bir medeniyettir. Siz inancınızı değiştirmeden ahlaki kurallarınızı bize göre değiştermeden bizimle olamazsınız diyorlar. Avrupa bizimle olamaz, biz de Avrupa ile birlikte olamayız. AB uğruna attığımız adımlar aileyi çökertiyor. Aile mefhumu Avrupa'da, Amerika'da da çökertiliyor. Ruhun gıdası ahlaki ve manevi değerlere bağlılıktır. Maddi sahadada en ciddi adımları atmak zorundasınız. Siz karşınızdaki kadar güçlenmediğiniz sürece hiçbir zaman galip gelemezsiniz. "

İLK DEFA MUHALEFETE DARBE YAPILDI

Milli Görüş harekatının 1974'te iktidara geldiği zaman ülke için önemli adımlar attığını kaydeden Karamollaoğlu, "İktidara geldiğimiz zaman ilk attığımız iki adım. TÜSAŞ'in kurulmasıydı. 40 küsur senedir var. Biz iktidardan uzaklaştık. TÜSAŞ'ın benzini kestiler. Diğeri ise Faizsiz kalkınma bankasının kurulmasıydı. 2 sene içerisinde 250 sanayi tesisinin temelini attı. 70 tanesi hizmete açıldı. Bunu görünler hemen seçime gitti. Güneş Motel formülüyle çoğunluğumuzu kaybettik. Meclis o 22 milletvekilinin istikametiyle yönlendirildi.  1980 yılında dünya tarihinde ilk defa bir ihtilal iktidara karşı değil muhalefete karşı yapıldı.  1994 yılında 29 belediyeyi kazandık. 1995 yılında Türkiye'nin en büyük partisi olduk ve iktidara geldik. Bunu hazmedemediler. Memura zam verdik. Bir kısım insanlar borçları ödeyemeyecekler dedi ama Erbakan hocamız denk bütçe yaptı. Onlar medyayı etkiledi, sivil toplumu ve askeriyeyi etkiledi. Bu yüzden Refah-Yol hükümeti iktidardan uzaklaştı. D-8'ler dünya hegomanyasına meydan okumaydı. Türkiye'nin güçlenmesini sağlayacak sanayi hamlesini ortaya koyduk" ifadelerini kullandı.

EKONOMİDE OBEZ BİR BÜYÜME VAR

Türkiye'deki ekonomik büyümeyi obezite hastalığına benzeten Karamollaoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Türkiye şu an hükümet yetkililerine göre ekonomik yönden büyüyor. Türkiye şu an obezite hastalığı yaşıyor. Ekonomimiz obezite hastalığına tutuldu. Şişiyoruz ama tutunamıyoruz. Rakamların büyümesi Türkiye'nin güçlenmesi anlamına gelmiyor.  Bir F-35 uçağı 98 milyon dolar. Elin gavurundan aldığımız uçakla mı ülkemizi koruyacağız? IMF'ye borcumuz kalmadı diyorlar. Şu anda Türkiye'de kalkınıyoruz diye tüp geçitler, köprüler yapılıyor. Bunlar güzel şeyler fakat. Bunları kendi iş makinalarımızla yapmalıyız. O yolların üzerinde geçen arabaları kendimiz üretmeliyiz. Yapılan hava alanlarına hangi uçaklar inecek. Kendi yaptığımız uçaklar mı inecek? Adamlar 10 milyar dolarlık uçak alacağız diye bayram ediyorlar. Ehil olan insanlar hükümetin açıkladığı bütçelere bir baksınlar. Felaket tellalliği yapmak istemeyiz. Biz bunu iktidarda bulunan arkadaşları tenkit atmak için yapmıyoruz. Ders alsınlar, adımlarını ona göre atsınlar diye söylüyoruz. "

'MADIMAK DA BAĞBAŞLAR DA BİZİM ACIMIZ'

Yanlış politikalar sonucundan dolayı Türkiye'nin büyük bir göçe mağdur kaldığını aktaran Karamollaoğlu, "Suriye'den, Irak'tan, Afganistan insanlar Türkiye'ye geliyor. Türkiye'nin içerisinde de göç var. Bu göç sadece terörden kaynaklanmıyor. O bölgelerdeki Erbakan hocamızın açtığı fabrikaların tamamı kapatıldı. Çimento fabrikaları kapatılmadı. Tarım desteklenmiyor. Dışarıdan gelen tohumu kullanıyorlar. Türkiye'nin iç ve dış borcu her geçen gün artıyor" dedi. Türkiye'nin birlik ve beraberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunun altını çizen Karamollaoğlu, "Biz bir milletiz. Biz Millet-i İbrahim'in ideallerinin peşindeyiz. Bizim bu söylediklerimizi hayal gibi görebilirler. Cenab-ı Hak inşallah bu sorunların tamamını çözeceğimizi gösterecektir. Bir gün bu imtihanı bu millet bize bahşedecek. İnanıyorum. İnanmadan dava yürümez. Benimle ilgili geçmişte bir takım şeyler söylendi. Şunu söylemek istiyorum: 'Madımak da, Başbağlar da, Roboski de bizim de acımızdır.' Biz birbirimizi sevmek zorundayız. Aynı Hakk'a inanan insanlarız" şeklinde konuştu.

ZALİM DÜNYA DÜZENİNE KARŞIYIZ

Milli Görüşçüler zulme ve zalim dünya düzenine karşı mücadale edeceklerini belirten Karamollaoğlu, "Biz ABD ile Rusya ile dünyada barışı kuramayız. İslam İşbirliği Örgütü'nü ayağa kaldıracağız. Mazlum olan her ülkeyi kanatlarımız altına alacağız. Zalim dünya düzeni ile mücadele edeceğiz. Bizim ideallerimiz büyük. Bizim ideallerimizi başkalarının aklı almaz. Biz zulme karşıyız. 15 Temmuz'dan herkes bu gerçekleri gören bir kişi vardı o da Erbakan'dı diyor. Son zamanlarda atılan adımlara bakın. Suriye'ye gittik Esadcı olduk. D-8'lerin 6 prensibi vardı. Savaş değil barış. Çatışma diyalog. Eğer biz Suriye'de diyaloğu tercih etsek yüzbinlerce insan ölürmüydü, 7-8 milyon insan ülkesini terkeder miydi? Halep gibi bir şehir yok olur muydu? Bu kadar insanın hakkını nasıl ödeyeceğiz. İsrail ile yapılan anlaşmayı içimize sindiremiyoruz. Ortadoğu'da yaşanan olayların temelinde İsrail vardır. İsrail'in karşısında ayakta durabilecek tek güç Türkiye'dir" ifadelerini kullandı

YETİMİN HAKKINA EL UZATMADIK

Genel kurulda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, "Hem bölgemiz hem de tüm insanlık bugün son derece kritik bir dönemden geçmektedir. 81 ilin 971 ilçenin tamamında olağanüstü hal uygulanıyor. Her gün şehit üstüne şehitler geliyor. Ne oldu bize? Bu şehitler nereden geliyor? Dün Çanakkale'de vücudunu birbirine siper eden dedenin torunları bugün birbirine kurşun sıkıyor. Esad'ı makamında uyardığımız için bizi Esadcı ilan ettiler. Kardeş kanını durdurmak için ölüm belgemizi imzalayarak Şırnak'a gittiğimiz için bizi PKK'lı ilan ettiler. AB'yi son derece mantıklı ve makul görenler biz hayır İslam Birliği için mücadele etmemiz lazım dediğimiz için bizi hayalcilikle suçladılar. İran'a gittiğimiz için bizi Şia ilan ettiler. İsrail'le işbirliği yapan ortaklık yapan zihniyete sormak istiyorum İran Şii de İsrail Sunni mi? İran Şii de 59 yıldır kapısında beklediğimiz AB Sunni mi? Stratejik ortak dediğimiz kapısını aşındırğımız ABD Sunni midir? Beni kitap ve sünnet üzerine eleştirin. Yüreğinde insanlıktan nasibi olan insanlık sahibi beni hukuk ve adalet üzerine eleştirin. Şu 5 yıl içerisinde Saddamcı, Esadcı, Kaddafici olduk. Ama çok şükür yetimin hakkına el uzatan olmadık" dedi.

ORTADOĞU'DA NE İŞLERİ VAR?

"Nereden feryadi figan yükseliyorsa o feryatların sahipleri sizleri bekliyor. O çığlıkları dindirmek için o yangını söndürmek için buradayız" diyen Kamalak, şunları söyledi: "Allah yar ve yardımcınız olsun. Ortadoğu bizim apartmanımızdır. Müslüman coğrafyasıdır. Yabancıların bizim apartmanızda ne işi olabilir. Bu insanların bizim coğrafyamızda ne işi var. Necmettin Erbakan hocamız küresel emperyalizm dolar vasitesiyle tüm insanlığı sömürüyor. Ortak para birimimizi kurmamız gerekiyor dediği zaman bazı iktisat hocaları bile anlamamıştı. ABD dolarla Türkiye'yi de sömürdü. Bu sömürüyü kim durduracak. İşbirlikçiler mi durduracak? Ezilen ümmeti bir araya getirmek zorundayız. Mazlum milletleri bir araya getirmek zorundayız. Bu ulvi görevi sizler yerine getireceksiniz. Sayısal çokluk elbette bir kıymet ifade eder ama asıl olan Hakk'a teslimiyettir. Mazlumlar sizleri bekliyor. Onların başka bir dermanı yok. Bir Saadet Partisi var bir de diğerleri. Diğerlerinin hepsi batıcı vs. Yegane güç ve kudret sahibi Cenab-ı Allah'tır. Kendi gücüne güvenip yola çıkanlar kaybeder. Umutsuzluğa katiyyen yer yok. İman varsa imkan vardır Allah'ın izniyle. Tarihimizde bunun son derece mükemmel örnekleri vardır."

MAZLUMLAR İÇİN KOŞMALIYIZ

5 yıllık süre içerisinde canla başla çalışmanın mücadelesini verdiğini ifade eden Kamalak, "Mevki ve makam için koşmadım. Elhamduillah Allah rızası için çalıştım. Hep mazlumların yanında yer aldık. Millete kumpas kuranların yanında olmadık. Hep Hakk'ın mücadelesini verdik. Bundan sonra çalışmalarımızı daha bir yoğunlaştırmak süretiyle Temel bey ağabeyimizin etrafında kenetleneceğiz. Hedefimize koşacağız. Yürümük için vakit yok. Koşmak zorundayız. Kardeşlerimiz feryat ediyor. Evleri başlarına yıkılıyor. Ehl-i küffar evlerimizi apartmanlarımızı işgal etmiş bize yön vermeye çalışıyor. Temel ağabeyimizin devlet tecrübesinden herkes istifade edecek. 5 yıllık genel başkanlığım dönemimde bilerek hiçbir kardeşimi kırdığımı hatırlamıyorum. Ama herhangi birinizin kalbini kırdıysam hakkınızı helal edin. İslam Birliğini kurmak için, mazlum milletleri bir araya getirmek için gece gündüz çalışmak zorundayız" dedi. Saadet Partisi Yüksek İstişere Kurulu Üyesi Oğuzhan Asıltürk, Kamalak'a hediye takdiminde bulundu. Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Yasin Hatipoğlu da "Milli Görüşçü olmak Allah'ın nimetidir. Sayın Kamalak hocama emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum" dedi.

merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri