Eskiden insanlar yanlış yaptıklarında kendiliklerinden bir çarpılma korkusu yaşarlardı veya çevreleri insanlara böyle bir korkunun varlığını hissettirirdi.
Mesela insanları fizik vücut olarak göremedikleri cin veya şeytan çarpar ya da elektrik çarpar diyerek korkuturlardı.
Ya da fizik vücut olarak gördükleri yankesiciler çarpar diye uyarırlardı mesela.
Cin de, şeytan da, yankesiciler de çarpardı gerçekte insanları.
Birde elektrik çarpardı insanları. Sadece var olduğu zaman çarpar denilirdi. Ama geçen 31 Mart’taki yokluğunun da insanları çarptığı görüldü. Hem de varlığından kötü çarpıverdi insanları yokluğunda.
Ama artık zaman da, insanlar da çok değişti bildiğiniz gibi.
Şimdilerde yanlış yapanlar değil, aksine doğru yapanlar çarpılıyorlar.
Hem de cin, şeytan veya yankesiciler ya da elektrik tarafından değil, elleriyle oy verdikleri hükümetleri ile belediyeleri tarafından.
Öyle usturuplu bir şekilde çarpılı veriyorlar ki, nereden geldiklerini bilemiyorlar âlim Allah...
Konu kayıp kaçak elektrik nedeniyle hükümetin milletini çarpmasından girip aday listelerinde ve yerel yönetimlerin afaki zamlarından çıkacak olunca, ancak böyle bir giriş yapmak gerekiyor.
Doğuda bir takım zalimler kullandıkları elektriğin parasını ödemiyorlar, böylelikle katrilyonları ceplerinde, kasalarında kalıyor ya, hükümet hemencecik işin kolayını buluverdi.
Milletin kullandığı elektrik üzerinden zalimce karlar eden özel sektör, milletin kullanmadığı elektrik bedelini kaçak/kayıp kullanım bedeli adı altında tahsil ederek katrilyonları kasalarına boca etmekte idi.
Ta ki, Milletin kullanmadığı paranın tahsil ediliyor olması zulme uğrayanlarca mahkemeye taşıyınca kadar. Mahkemeler vatandaşı haklı bularak derhal kesilen paraların ödenmesi yönünde kararlar aldılar.
Elektrikten tatlı tatlı kar edenler işi ticaret değil de kar garantili özelleştirme olarak gördükleri için, tatlı karları elden gidince hükümete yeni taleplerini ulaştırmakta zorluk çekmediler.
Hükümette esasen vatandaşının yanında yer alması gerekirken, soygun sistemine taş çıkarırcasına bir adım atarak kaçak/kayıp kullanım bedeli adı altında katrilyonları elektrik ihalelerini alan şirketlere aktarılması yönünde güya kendilerince kanuni yollar buldular.
Türkiye’de olmayacak bir iş daha, böylece olur oldu.
Haksız yere kullanmadıkları elektrik paralarını ödeyen milletin mahkeme karaları gereğince ödedikleri miktarların talep edilmesinin önüne geçildi ve hukuk resmen engellendi veya hukukun çevresinden dolaşılmak suretiyle vatandaşların hakkını aramasını engelleyecek şekilde bir kanun çıkarıldı.
Kanunla yapılan düzenlemeler ile bugüne kadar dava açıp parasını alan vatandaş lime lime edilip iade aldıkları para burunlarından fitil fitil getirircesine, faturalara tekrar ilave edilmesi yasalaştırıldı.
Hükümet sadece bununla da kalmayarak üstüne üstlük birde elektrik şirketlerinin her türlü giderlerinin de faturalara yansıtılması için kanuna eklemeler yaptı.
Türkiye’de geçmiş dönemlerde sıkça eleştirilen bir uygulama böylece bu hükümet eliyle hayata geçirildi ve millete rağmen nasıl kanun çıkartılıyormuş bir kez daha gösterilmiş oldu.
Elektrik işi tam bir turnusol kâğıdı vazifesi görmüştür bu ülkede.
Renk değiştirenler de böylece bir kez daha açığa çıkmış oldu.
Hani bu hükümet eski hükümetlerden, bu parti eski partilerden farklı idi?
Hani siz sadece vatandaşların hayrına olan çalışmaları yapardınız?
Veya hani siz, vatandaşa rağmen hiç bir iş yapmazdınız?
Artık görülüyor ki seçim dönemleri de hesaba katılmadan, bir garip para oyunu yapılabiliyormuş Türkiye’de.
Yapılan iş ayıptır, ayıp.
Özelleştirilen elektrik dağıtım bölgelerindeki kayıp kaçakların azlığından veya çokluğundan vatandaşlar sorumlu tutulamaz.
Özel şirketlerin kendi yetersizlikleri nedeniyle tahsil edemedikleri elektrik bedeli zararları, konu ile hiçbir alakaları ya da sorumlulukları olmayan masum vatandaşların sırtlarına yüklenemez.
Ben yaparım oldu derseniz, bunun adı zulüm olur.
Üstelik bu yapılanlar, göreve geldiği ilk gün ilk yaptığı açıklamaları ile elektrik idaresinden açık açık şikâyetçi olan bir il başkanının şehrinde oluyorsa, katmerli zulüm olur.
Milletvekili listelerindeki son dakika ayarlamaları ile Belediyelerin ve Koski’nin zamlarıyla aziz milletimizin nasıl çarpıldığına gelince, o da bir başka yazıya kalsın İnşâallah.
Eğer bir ülkede zulüm var ise ve oradaki yöneticiler bu zulmü ortadan kaldıracakları yerde zulmü katmerleştiriyorlarsa, orada yöneticileri çarpan da, sadece elektrik olmaz.