MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, PKK'nın doğrudan iç savaş çıkarmaya çalıştığını belirterek teröristlerin yaptıkları, yaktıkları ve yıktıklarının yanlarına kâr kalmaması gerektiğini söyledi. "Yurttaşlar sokakları ateşe veren terörist bölücülerle Kürt vatandaşları birbirinden ayırmalıdır." diyen Yeniçeri, "Bin yıllık kardeşliğin bozulmasına çalışanlara fırsat verilmemelidir! Kritik bir süreçte Türkiye'nin her zamankinden daha çok sağduyuya ve ferasete ihtiyacı vardır. Türk halkı devletinin güvenlik güçlerine güvenmelidir. Büyük milletler marjinal unsurların tahrik ve provokasyonlarına gelmeyen milletlerdir. Büyük Türk Milleti de her zaman olduğu gibi barışı, kardeşliği güçlendirecek feraset ve olgunluğu bir kez daha göstermelidir. Bu nedenle hiç kimse PKK, HDP ve İmralı'nın provokasyonlarına gelmemelidir." dedi.
Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Yeniçeri, Diyarbakır'dan aldığı bir habere göre kaos yaşandığını ve insanların kaçırıldığını ifade etti. Gültan Kışanak'ın şehirde bir devlet başkanı gibi emirler yağdırdığına ilişkin haberler geldiğini dile getiren Yeniçeri, paranoyak kimselerin çok açık olarak gerçekleşen olaylara bile olmadık anlamlar yüklediğini ifade etti.
AKP iktidarı ve yönetiminin paranoya belirtisi gösteren onlarca tavır ortaya koyduğunu dile getiren Yeniçeri, "Halk tabiriyle gına getiren paralel tartışmaları bunlardan birisidir. Esad ile ilgili olarak gerçekleştirilen sonu gelmez tartışmalar da bir diğeridir. Bölgede meydana gelen her şeyi Esat’a, ülkede meydan geleni ise paralel yapıya bağlamak böyle bir şeydir. AKP iktidarının somut ve görünür iki paranoyasından birisi; içeride Paralel Yapı, dışarıda Esed'dir. AKP’ye göre Parelel yapı hain, haşhaşi, ajan ve her türlü kötülüğün kaynağıdır. Dışarıda ise diktatör, halkını katleden, kimyasal silah kullanan ‘Esed’ başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’da barışı berbat etmektedir. Bu tezden hareketle AKP İçeride paralel yapının tasfiyesini, dışarı da ise Esed’den kurtulmayı başlıca politika haline getirmiştir." diye konuştu.
Devlet yöneticilerinin Esad takıntısının Türkiye’yi bölgede ve dünyada çok zor durumda bıraktığını belirten Yeniçeri, "Türkiye’yi yönetenler için Esat’tan kurtulmak esastır, çünkü o bir diktatördür ve ondan kurtulmak için her yol mubahtır. Bölgedeki her şeyi Esad’a ya da ondan kurtulmaya bağlayanlar sonuçta IŞID’i ve diğer gelişmeleri gözden kaçırmışlardır." ifadelerini kullandı.
"Erdoğan başta olmak üzere AKP kurmayları gerçek tehdit, fiili paralel devlet KCK ve yakın tehlike PKK olmasına rağmen onlar bunu dikkatlerden kaçırmışlardır." diyen Yeniçeri, PKK’nın AKP’nin devletten verdiği her tavize rağmen yaptığı eylemleri görmezlikten gelmenin, karşılıklı olarak AKP’nin ve PKK’nın birbirlerine güvenmeyip ancak güveniyor gibi yapmalarının, söylemde başka eylemde başka olmanın ve çatışmaya farklı alanlara taşımanın adını çözüm süreci koymuş olduklarını kaydetti.
PKK'nın terör kapasitesini çözüm sürecinin artırdığını belirten Yeniçeri, bir başka çelişkiyi de faydalı ahmaklık yapan iktidar yaşadığını savundu. PKK’nın her yerde aynı anda organize ettiği sokak gösterilerinde onun üzerinde insan ölmüş veya yaralandığını dile getiren Yeniçeri, durumun 1992 yılını hatırlatacak derecede kötüleştiğini söyledi.
"Yakılan, yıkılan binalardan, ateşe verilen araçlardan ve katledilen insanlardan PKK terör örgütü ve Öcalan doğrudan sorumludur." diyen Yeniçeri, 180 bin Kürt mülteciyi bir kaç gün içinde ülkesine kabul eden, bölge insanına her tür sivil/siyasi ve insani desteği veren Türkiye'yi Kobani’de olup bitenden sorumlu tutmanın ise tam bir nankörlük olduğunu vurguladı.
PKK'nın doğrudan iç savaş çıkarmaya çalıştığının altını çizen Yeniçeri, şöyle devam etti: "Türk Milletinin milli simgelerine, Türk bayrağına, Atatürk’e ve kamu binalarına saldırmalarının nedeni budur. Halkın arasına karışarak barikat kuranlar, Molotof kokteylilerle araçları yakanlar, pusularda kahraman kesilenlerin Kobani’de düştükleri durum ortadadır. Terörist ve bölücülerin sokaklara ateşe vermede bu denli etkin olmalarının nedeni AKP iktidarının iradesizliği, öngörüsüzlüğü ve acizliğidir. AKP iktidarı adeta 'çözüm süreci' kompleksine tutulmuştur. AKP kendi kaderini Türkiye’nin kaderiyle özdeşleştirecek yerde 'çözüm süreci'nin akıbetiyle özdeşleştirmiştir. Bu nedenle teröristlerin yaptıklarını görmezlikten geliyor ve halka verdikleri zararın bedelini da teröristlere ödettirmiyor. AKP, 'çözüm süreci' zarar görür diye Terörist unsurlara müdahale etmemekte, suça karışanları yakalayıp yargının önüne çıkarmamaktadır. Teröristlerin yaptıkları, yaktıkları ve yıktıkları yanlarına kâr kalmaktadır. Yurttaşlar sokakları ateşe veren terörist bölücülerle Kürt vatandaşları birbirinden ayırmalıdır. Bin yıllık kardeşliğin bozulmasına çalışanlara fırsat verilmemelidir! Kritik bir süreçte Türkiye’nin her zamankinden daha çok sağduyuya ve ferasete ihtiyacı vardır. Türk halkı devletinin güvenlik güçlerine güvenmelidir. Büyük milletler marjinal unsurların tahrik ve provokasyonlarına gelmeyen milletlerdir. Büyük Türk Milleti de her zaman olduğu gibi barışı, kardeşliği güçlendirecek feraset ve olgunluğu bir kez daha göstermelidir. Bu nedenle hiç kimse PKK, HDP ve İmralı’nın provokasyonlarına gelmemelidir."
Terör örgütü KCK'nın son açıklamasıyla ilgili bir soruya Yeniçeri, "KCK yasadışı terörist bir şebeke. Bu şebekenin cezalandırılması gerekiyor. Kulağı duymayan, gözleri görmeyen İçişleri Bakanının harekete geçmesi gerekiyor." dedi. HDP'nin sokağa davetiyle ilgili de Yeniçeri, Cumhuriyet Savcılarının harekete geçerek bunun hesabını sorması gerektiğini vurguladı. Hükümeti KCK, BDP, HDP'ye karşı yasaları uygulamaya çağırdı.
CİHAN