Mhp'li Yalçın: İktidarın Diyalektiği Tersine İşliyor

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili E.Semih Yalçın, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu süreçlerinin örtbas edilmesi ve bu konudaki soruşturmaya takipsizlik kararı verilmesinin, iktidarın...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili E.Semih Yalçın, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu süreçlerinin örtbas edilmesi ve bu konudaki soruşturmaya takipsizlik kararı verilmesinin, iktidarın tersine işleyen diyalektiğinin en çarpıcı göstergesi olduğunu söyledi.

    Semih Yalçın 62. Hükümet Programı’na ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, programda yer alan "Yolsuzlukla mücadelede güçlü bir irade gösterdik. Hiçbir yolsuzluğun üzerinin örtülmemesi, her türlü iddianın hassasiyetle incelenmesi, bu konulardaki yargı süreçlerinin sağlıklı olarak çalışabilmesi için yoğun bir gayret ortaya koyduk." değerlendirmesinin ‘ironik ve manidar’ olduğuna dikkat çekti.

    "17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu süreçlerinin örtbas edilmesi ve bu konudaki soruşturmaya takipsizlik kararı verilmesi iktidarın tersine işleyen diyalektiğinin en çarpıcı göstergesi olarak karşımızda durmaktadır. " diyen Yalçın, bütün hususlarda olduğu gibi bu konunun da tersinden okunması gerektiğini söyledi.

    MHP’li Yalçın, "Yolsuzluğun üzerinin örtülmemesinden söz ediliyorsa bu hasıraltı edilmesi; yargı süreçlerinin sağlıklı olarak çalıştırılmasından bahsediliyorsa, bağımsız yargının işlemez hâle getirilmesi ve hukukta biat kültürünün egemen kılınması anlaşılmalıdır. Hukuk sistemi, adaletsizlik ve adam kayırmacılığın batağındadır. Yargı siyasallaştırılmıştır. Millî eğitimde tehlike çanları çalmaktadır. 12 yılda her gelen Milli Eğitim Bakanı çocuklarımızı kobaya, okulları deneme tahtasına çevirmiştir. Şimdi de eğitimde kıyımlar başlamış; yandaşlığı seçmeyen, iktidara biat etmeyen öğretmen ve yöneticiler sürgün ve görevden almalarla baş eğdirilmeye, sindirilmeye çalışılmaktadır. Ne yetişkinler ne de gençler yarınlarından emindir." ifadelerini kullandı.

    "TAM BİR YANILTMA VE YANILSAMA VESİKASI"

    Yalçın, programda yer alan "Devlet otoritesinin parçalanmasına asla izin vermeden ulusal güvenliği tehdit eden tüm unsurlarla sonuna kadar mücadele edilecektir. Bu konuda her ne surette olursa olsun taviz verilmesi söz konusu değildir. Geçmişte milli güvenliğimizi tehdit eden vesayet odaklarına müsaade edilmediği gibi son iki yıldır ortaya çıkan vesayet girişimlerine karşı da milli güvenliğimiz teminat altına alınmıştır." ifadelerinin de tam bir yanıltma ve yanılsama vesikası olduğunu kaydetti.

    “Oysa AKP, 12 yılda devlet otoritesi ve milli güvenlik gibi kavramları tamamen iktidarı yararına dönüştürmüştür.” diyen Yalçın, programdaki devlet otoritesinden kasıtın, iktidarın tahakküm ve tam sultası; milli güvenlikten kasıt da hükümet icraatına karşı çıkan odak ve güçlerin engellenmesi, etkisizleştirilmesi olduğunu, bunun hükümetçe uygulaması için de Anayasa ve yasalara uygunluk, meşruiyet aranmadığını, hukuk kuralları iktidarın ihtiyaç ve önceliklerine uydurulduğunu dile getirdi.

    TARİFİ TAM YAPILAMAYAN 'PARALEL YAPI' İLE MÜCADELE

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, diğer taraftan kesin hatları bilinmeyen ve tarifi de tam yapılamayan 'paralel yapı' ile mücadelenin hükümet programına sokulmasının, hem korkunun hem acziyetin işareti olduğunu, böylece hükümet programında aba altından sopa gösterme dönemi başladığını belirtti.

    Yalçın, konuyla ilgili şöyle dedi: "Oysa hükümet programı; halkın dertlerine çare, yaralara merhem, sorunlara çözüm kabilinden, kamuoyunu rahatlatacak duyarlılığa sahip evsaf ve çapta olmalıdır. Programda geçen ‘milli güvenliğimizi tehdit eden vesayet odakları’ tabiri de aldatmacadır. Türkiye’de halkın, kurumların ve devletin üzerinde asıl vesayet rejimi AKP iktidarı tarafından kurulmuştur. Hele ileri demokrasi vurgusunun tamamen düzmece olduğu ortaya çıkmıştır. 12 yılda ileri demokrasinin yerini iktidar sultası almıştır. Ne devlet kurumlarında en küçük muhalif ses çıkarana göz açtırılmakta ne de özel sektörde hükümet aleyhinde en ufak kıpırdanmaya izin verilmektedir. Başını çıkaranın başı uçurulmakta, vergi müfettişleri ve siyasallaştırılmış yargı vasıtasıyla muhalif kesimlerin ensesinde boza pişirilmektedir. Geçmiş dönemlerde ezildiklerini, hor görüldüklerini ötekileştirildiklerini söyleyip ileri demokrasiyi getireceklerini iddia ederek oy alan bu iktidar, bugün şedit bir icraatla cumhuriyet tarihinin en yaman baskı ve ötekileştirme operasyonlarını hayata geçirmektedir. AKP demokrasi diyorsa dikta, hukukun üstünlüğü diyorsa iktidarın üstünlük ve baskısı, Anayasa ve yasadan söz ediyorsa gayrimeşru uygulamalar ve keyfilik anlaşılmalıdır." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri