Mhp'li Yalçın: Erdoğan, İstismarcılık Ve Yalan Edebiyatının En Uç Numunesidir

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın malulü olduğu siyasi paranoyalar yüzünden centilmenlik, vakar, erdem ve sevgi yarışı...

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın malulü olduğu siyasi paranoyalar yüzünden centilmenlik, vakar, erdem ve sevgi yarışı hâlinde geçmesi gereken cumhurbaşkanı seçimini, Türkiye’nin geleceği açısından bir karabasana dönüştürdüğünü söyledi.

Semih Yalçın, yaptığı yazılı değerlendirmede, aday Erdoğan’ın, hem çok konuştuğunu hem de çok yalan söylediğine vurgu yaparak, “Erdoğan, Türkiye’de politik Makyavelizm, istismarcılık ve yalan edebiyatının en uç numunesidir.” dedi. Aday Erdoğan’ın, bundan bir süre önce ana muhalefeti eleştirirken, gençlere hitaben 'Yakup Kadri’nin Zeytindağı’nı okuyun' dediğini hatırlatan MHP’li Yalçın, şunları ifade etti:

"Hâlbuki Zeytindağı Falih Rıfkı Atay’ındır. Üstelik Zeytindağı’nda Erdoğan’ı haklı çıkaracak bir cümle bile yoktur. Zaten Erdoğan o kitabı okumamıştır ve okumuş gibi göstermektedir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 20 Ekim 2008 tarihinde başlayan 6. Uluslararası Türk Dil Kurultayı'nda, şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan söz etmiş ve bir de şiirini okumuştu. Oysa Başbakan'ın okuduğu ‘Sanat’ isimli şiir Dağlarca'ya değil, bir başka ünlü şaire, Faruk Nafiz Çamlıbel'e aittir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 17. Akdeniz Oyunları'nın açılış töreninde Mersin Stadyumu'nda konuşurken yaptığı gaf tam da cahilin ariflik taslaması cinsindendir. Törende ‘Akdeniz’in İngilizceye çevirisini yanlış yapan Erdoğan, 'Mediterranean Sea' yerine 'White Sea' diyerek, âlim görüneyim derken cehaletini ortaya koşmuştur. Oysa gerçek White Sea, Rusya’nın kuzeybatısındadır.

Erdoğan, yerel seçimlerden önce partisinin grup toplantısında Kahramanmaraş Büyükşehir belediye başkan adayını takdim ederken, 'Şimdi de Sütçü Nine’nin diyarı Kahramanmaraş’a gidiyoruz.' demiştir. Manisa mitinginde Kürecik’i Manisa’ya bağlamış, Bingöl mitinginde bu ilimize doğalgaz getirmiştir. Eskişehir mitinginde yolsuzluk ve ses kayıtlarıyla ilgili konuşurken, 'Evlatlarıma helal lokma yedirmediğim hâlde' diyerek, gerçek vaziyetini ele vermiştir. 3. Sanayi Şurası’nda tarihte kurulmuş Türk devletlerinden söz ederken, 15 devlet yıkıldı demiş, tarih bilgisinin olmadığını da ortaya koymuştur. Yaygın telakkiye göre Türk tarihinde devamlılık esastır. Mesela Selçukluların yerini Osmanlılar, Osmanlıların yerini de Türkiye almıştır. Devletler yıkılmış ama Türk egemenliği kalıcı olmuştur. Önemli olan da Türk egemenliğinin devamlılığıdır. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız da şimdiye kadar kurulan Türk devletlerini, armanın ortasındaki güneş de Türkiye'yi sembolize etmektedir.”

ERDOĞAN'IN YASAKLANAN REKLAMI

Semih Yalçın, Başbakan Erdoğan’ın yasaklanan reklamda cumhurbaşkanlığı forsuyla vermek istediği mesajının da tamamen istismara dayalı olduğuna dikkat çekerek, “Türk egemenliğine, Türklüğe ve Türk tarihinin devamlılığına inanmayan, Türk milliyetçiliğine savaş açan bir siyasinin cumhurbaşkanlığı forsunu propaganda malzemesi yapmaya kalkışması aymazlığın, utanmazlığın manidar bir örneğidir.” görüşünü belirtti.

Tayyip Erdoğan’ın, son günlerde kendisine yeni bir istismar vasıtası bulduğunu dile getiren MHP’li Yalçın, “Erdoğan, ‘Beni İstanbul’a gömün.’ diyerek kefen siyaseti yapmaktadır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin dediği gibi Allah’tan dileğimiz, Yüce Divan’a çıkmadan Erdoğan’a ‘emr-i Hak’ vaki olmaması, hatta şeytanın kucağında sekerata bile girmemesidir. Çünkü Ülkücülerin Erdoğan’ın geleceği için çok özel cenaze töreni ve defin planları vardır. Zamanı geldiğinde Erdoğan için cenaze töreni tarafımızdan İmralı’da yapılacaktır. Erdoğan, daha sonra Kandil’e defnedilecek, mezar taşına da “Bir Tayyip var idi, öldü dediler/Ne iyi oldu beyler, öldü kurtulduk.” yazılacaktır. Hemen yanı başına da bölücü başı için bir yer ayrılacaktır.” dedi.

"ERDOĞAN TEL AVİV'İN ÇORBACISI..."

Erdoğan’ın, sık sık MHP’yi “Pensilvanya’nın uşağı oldular.” diye itham ettiğini de hatırlatan Yalçın, “Oysa kendisi Vaşington’un at uşağı ve Tel Aviv’in çorbacısı, bölücü başının da kaşık ve sofra arkadaşıdır.” benzetmesini yaptı.

Erdoğan’ın, gerçek dışı iddialara sarılarak MHP Lideri Devlet Bahçeli için “Şantajla orada oturuyor.” demesinin, belden aşağı siyasete ve röntgenciliğe ne kadar düşkün olduğunu gösterdiğini söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı, “Erdoğan siyasi röntgencidir. Bu, bir tür psikolojik hastalık ve politik sapıklıktır.” diye ifade etti.

“TAYYİP ERDOĞAN’IN MAYASINDA HUSUMET VE HUŞUNET VARDIR”

MHP’li Semih Yalçın, şöyle devam etti: “Erdoğan’ın siyasi rakiplerini halkın gözünde küçük düşürmek için başvurmayacağı yöntem, tutmayacağı yol, çiğnemeyeceği değer, içine girmeyeceği pislik ve iş birliği yapamayacağı kimse yoktur. Aday Tayyip Erdoğan, kampanya faaliyetlerinin temelini siyasi kavga ve gerginlik temeline oturtmuştur. Erdoğan’ın hemen her cümlesi itham, suçlama, karalama ve iftiradan ibarettir. Gerek daha önceki yıllardaki siyasi faaliyetleri gerekse başbakanlık yılları boyunca kavgayı ve düşmanlığı prensip hâline getiren Tayyip Erdoğan’ın mayasında husumet ve huşunet vardır. AKP adayı sabahtan akşama gölgesiyle dövüştüğü içindir ki cumhurbaşkanlığı yarışını bir siyasi kavgaya dönüştürmüştür.“

“Erdoğan’ın gözleri sevgiye, hoşgörüye, uzlaşmaya, dayanışmaya, birlik ve beraberliğe kapalı; gönül gözü kördür.” diye devam eden Yalçın, Erdoğan için “Millî irade, partisine oy verilmesidir. Uzlaşma, bölücü terör örgütüne meşruiyet kazandırmaktır. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler rakip değil, düşmandır. Bürokraside hükûmetin emri altına girmeyen herkes paralel bir örgüt üyesi veya dış mihrakların ajanıdır. AKP’ye boyun eğmeyen herkes hakkında iftira ve çamur atma siyaseti meşru ve olağandır. Siyasi çıkarları için ayıp, günah ve denaete tevessül, mubahtır. Bütün demokratik hak arayışları ve hükûmet icraatına tepkiler darbe girişimidir. AKP’ye biat etmeyen herkes darbecidir.” düşüncelerini sıraladı.

İHSANOĞLU'NA DESTEK VURGUSU

Yalçın, son olarak darbe korkusuyla yatıp kalkan Tayyip Erdoğan’ın, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını bile darbe girişimlerine bağlayarak inanılmaz bir siyasi paranoya sergilediğini savundu. Yalçın, “O bakımdan bir siyasi hastanın Köşk’e çıkması, devletin selameti açısından tehlikelidir. Netice olarak yapılacak iş, 10 Ağustos’ta millî mutabakat adayı Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemek ve karanlık mahfillerin adayını Türkiye’yi tımarhaneye çeviren illetleriyle birlikte sandığa gömmektir.” ifadelerini kullandı.

CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri