Mhp’li Tanrıkulu: Ekonomideki Başarısızlık Bir Kez Daha Akp Eliyle Tescillenecek

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, “10 yıldır olduğu gibi bu yıl da öngörüsüz, başarısız ve ıskalanan ekonomik hedefler yine revize edilecek ve ekonomideki başarısızlık bir kez daha AKP e.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, “10 yıldır olduğu gibi bu yıl da öngörüsüz, başarısız ve ıskalanan ekonomik hedefler yine revize edilecek ve ekonomideki başarısızlık bir kez daha AKP eliyle tescillenecek.” dedi.

Tanrıkulu yaptığı yazılı açıklamada; “İktidar; demokratikleşme konusunda milletimize hiçbir ilerleme, gelişme sunamayan paketi ile terör örgütünün isteklerini karşılamaya devam etmiştir. Ancak Andımızı kaldırarak, resmî dilimiz Türkçe’ye harfler ekleyerek demokrasi havariliğine soyunanların paketi ellerinde kalmış, milletimiz iktidarın esas niyetini ve kimlerden yana olduğunu bir kez daha görmüştür. Oysa paket ve benzeri konularla milletimizin gerçek gündemini meşgul etmeye, bu gerçekleri örtmeye kimsenin hakkı yoktur. Türkiye’nin asıl sorunları daha büyük ve 10 yıldır çözüm beklemektedir.” görüşünü belirtti.

“SORUNLARIN BAŞINDA EKONOMİ VAR”

Sorunların başında ekonominin geldiğini ifade eden Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Ekonomiden sorumlu bakanlardan biri Merkez Bankası Başkanı’nın dalgalı kur sisteminde dolar hedeflemesini doğru bulurken, bir diğeri ise yanlış bulmakta. Daha kendi içlerinde ekonomiyi bu denli birbirine zıt yorumlayıp, öngörülerde bulunanların başarısız ekonomi serüvenleri de bu kadar olmaktadır.
Orta Vadeli Program (2013-2015) açıklandığında; makroekonomik hedeflerinin gerçekçi olmadığını en başından bu yana, nedenleriyle birlikte dile getiriyoruz. Bizlerin ne demek istediğini algılayamayanlar ile şimdi bu OVP’nin makroekonomik hedeflerini revize etmek zorunda kalanlar aynı kişilerdir.
Yeni açıklanacak OVP (2014-2016) ile gerçekleştirilecek revizyonlar arasında; ekonomimizin yumuşak karnı ve 10 yıldır bu ekonomi yönetimi tarafından çözümlenemeyen millî gelire oranı yıl sonunda % 7'ye ulaşacak cari açık hedefi, dış ticaret açığı tahmini ve hedeflenen ancak ulaşılamayan büyüme rakamı gibi makroekonomik hedefler bulunmaktadır. Son açıklanan büyüme rakamlarındaki; iç talebin (borçlanmayla) artmasına karşılık, ithalatın yüzde 11,7 büyüyüp, ihracatın sadece yüzde 1,2 artmış olması, dış ticaretin büyümeye net katkısını (negatif) yüzde - 3,1 yaparak, ülkemiz büyümesinin dengesiz ve cari açık yaratıcı nitelikli olması durumunun devam etmekte olduğunu göstermektedir.”

“DIŞ TİCARET ANLAYIŞI BAŞARISIZ”

MHP’li Tanrıkulu, dış ticaret anlayışındaki başarısızlığın son açıklanan Ağustos 2013 rakamlarında iyice belirginleştiğini, ihracat Ağustos 2013’te, 2012’nin aynı ayına göre yüzde 12,9 azaldığını kaydetti. Dış ticaret açığının ise yine aynı dönemde yüzde 18,3 artarak 67,5 milyar dolara yükseldiğine işaret eden Tanrıkulu,
“İhracatın ithalatı karşılama oranı ise; 2012 Ağustos ayında yüzde 68,1 iken, 2013 Ağustos ayında yüzde 61,4’e gerilemiştir. Böylesine başarısız rakamlardan sorumlu olanlar ise Ağustos böceği misali saz çalmaya devam etmektedirler.
Bizlerin yanı sıra, neredeyse tüm ekonomi çevrelerinin de uzun zamandır dış ticaretteki başarısızlığı ve yapılması gerekenleri dile getirmesine rağmen, bu vurdum duymazlık beraberinde bu olumsuz rakamları ülkemize ciro etmektedir.
Haziran 2013’te umudu olmadığı için, ya da diğer nedenlerle -mevsimlik çalışanlar dâhil- son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve iş başı yapmaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanların dahil edildiği (geniş tanımlı işsizlik) işsizlik oranı, açıklanan orana (yüzde 8,8’e) eklendiğinde, gerçek işsizlik yüzde 14’leri geçmektedir. Bu bağlamda işsiz sayısını 2 milyon 525 bin değil, 4 milyon 591 bin kişi olarak görmekteyiz. Yüzde 17,1’e yükselen genç işsizlik oranına geniş tanımlı işsizlik kapsamındaki gençlerimizi de dâhil ettiğimizde bu oran yüzde 26’ya ulaşmaktadır. Yeni işsizlerin yüzde 60’ı kadınlardan oluşmaktadır. Geniş tanımlı işsizlikte ise kadınların sayısı 292 bin kişiyle çok yüksek bir artış göstermiştir. TL’nin gerçek değerini gösteren Reel Efektif Döviz Kuru, Eylül ayında bizlere TL’deki değer kaybını da göstermiştir. Reel Efektif Döviz Kuru son bir yıllık süreçte TÜFE bazında 117,39'dan 108,31'e, ÜFE bazında 111,98'den 104,76'ya gerilemiştir.” açıklamasında bulundu.

ENFLASYON HEDEFİ REVİZYONU

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, yılın dörtte üçünün geride kaldığı şu günlerde, açıklanan Eylül ayı enflasyon rakamlarına bakıldığında ise TÜFE’nin yıllık olarak yüzde 7,88’e ulaştığını, Merkez Bankası’nın son açıkladığı TÜFE hedefinin ise yüzde 6,20 olduğuna söyledi.
Her yıl enflasyon hedefi konusunda itibar kaybeden Merkez Bankası’nın, bu hedefi de önümüzdeki günlerde yukarı yönlü revizyona muhtaç duruma geleceğini öne süren Tanrıkulu, “Çünkü önümüzdeki üç ay bu hedefi yakalamak için TÜFE’nin % 1,13 olması gereklidir ki, bu da son yılların aynı dönemlerinde gerçekleşen TÜFE rakamlarına baktığımızda (ortalama yüzde 3,40 - 3,50) pek mümkün gözükmemektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Tüketici Güven Endeksi (100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösterir); 2013 Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 6,6 oranında azalarak 72,1 değerine düşmüştür. Açıklanan endekste gelecek 12 aylık dönemde vatandaşlarımızın tasarruf etme ihtimalinin de bir önceki aya göre yüzde 21,9 azaldığını görmekteyiz.
Vatandaşlarımızın güvensizliği ortadayken, şirketlerimizin de net döviz pozisyon açığı 2002 yılından bu yana 25 kat artarak -165,3 milyar dolara yükselmiştir. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın da getirdiği kurlardaki oynaklık ve hassasiyet, dış borcu 252,3 milyar dolara yükselen girişimcilerimize de yeni yatırımları konusunda güven sorunu oluşturmaktadır.” dedi.

“DOLARIN FİNANSMANI RİSK OLUŞTURUYOR”

Türkiye’nin vadesi bir yıldan az kalmış finansman ihtiyacı ve program hedefi olan cari açık rakamını birlikte düşünüldüğünde; ülkenin ihtiyacı olan 223 milyar doların finansmanı her geçen gün daha fazla risk oluşturduğunu savunan MHP’li Tanrıkulu, görüşlerini şu cümlelerle tamamladı:
“Merkez Bankası Haziran ayından bu yana 3,5 ayda, 10,5 milyar doları aşan net rezervlerinden döviz satmıştır. Bu durumu Merkez Bankası; son yayınladığı Ödemeler Dengesi Raporu’nda ‘artan cari açık ile birlikte, sermaye girişlerinin azalış gösteriyor olması ikinci çeyrekte rezerv varlıkların azalmasına neden olmuştur” şeklinde iktidarı kızdırmamak, incitmemek için kibar bir ifadeyle dile getirirken, 2013 ikinci çeyrek finansman ihtiyacı olan 33,1 milyar doların 27,5 milyar dolarını borç senetleri, kredilerden karşılandığını da raporun satır aralarına gizlemiştir.
Diğer yandan Hazine de, ülkemizin kendi özkaynaklarından sağlaması gerektiği finansmanı, iç ve dış borçlanmalarla sürdürmektedir. Bu bağlamda ülkemizin net dış borç stoku 2012 yılı sonuna göre yüzde 14 artarak 217,8 milyar dolara yükselmiştir.
Şimdi 2014-2016 yıllarını kapsayacak yeni bir OVP açıklanacaktır. Parti olarak beklentimiz; hedeflerin yıl içinde ikide bir revize edilmeyeceği, öngörüleri gerçekçi, girişimcilerimize ve vatandaşlarımıza güven verecek, yatırım ortamının iyileştirileceği, tasarruf oranlarını artıracak makroekonomik rakamlardır.” diyerek, iktidarın sanal gündemler oluşturmak yerine, güven artırıcı ekonomik ve sosyal politikaları kamuoyu ile paylaşması gerektiğini dile getirmiştir.” CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri