Mevlana Kur'anla yetişti

Mevlana'nın Kur’anla yetiştiğini, onun düşüncelerini ve eylemlerini kutsal kitaba göre şekillendirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Ali Akpınar, Mesnevi'nin de Kur’an ayetlerini inceleyen bir tefsir olmadığını söyledi

Hz. Mevlana’nın 741. Vuslat Yıldönümü Uluslarası Anma Etkinlikleri kapsamında Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) tarafından “Bir İslam Alimi Olarak Mevlana” konulu panel gerçekleştirildi. Panelin moderatörlüğünü NEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bilal Kuşpınar yaptı. NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker selamlama konuşmasında; Konya’nın her Aralık ayının girişiyle beraber misafirlere ev sahipliği yaptığını ve şehrin Hz. Pir’i anmak adına yoğun programlara şahit olduğunu ifade etti. Konya’nın Hz. Piri anlama, anlatma ve yaşama konusunda ellerinden geldiğince etkinlikler hazırladığını, misafirlere misafirperverlik yapmaya gayret ettiğini söyledi. Şeker’in konuşmasının ardından “Hz. Mevlana’nın Kelami Yönü” konulu konuşmasını yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş da tarihteki büyük âlimlerin eserlerinin önemli olduğunu çünkü bu eserlerin topluma aidiyet duygusu kattığını dile getirdi. Mevlana'nın kelami yönünü anlatan Prof. Dr. Altıntaş şunları kaydetti: “Müslümanların amel gücünün zayıfladığı bir atmosferde Mevlana yeni bir kelam anlayışını ortaya koymuştur. 'Aynı dili konuşan insanlar değil aynı manayı paylaşan insanlar birbirini anlayabilir' diyor Mevlana. Bize lazım olacak ve sosyal tevhidi gerçekleştirecek olan bir kelam anlayışını bu sözlerle ifade ediyor. Mevlana’ya göre hakikatin bilgisine ulaştıran yöntem Kur’an-ı Kerim’dir. Kendisi akla karşı değildir. Hz. Mevlana nefsi düzeltmenin aklın işi olmadığını nefsi ancak aşkla terbiye edebileceğimizi söyler. Hz. Mevlana kuru bir akla dayalı kelamcı değil ruh ikliminin kelamcısıdır ve kendisi bu kelam anlayışına göre hareket etmiştir.”

EYLEMLERİNİ KUR'ANA GÖRE ŞEKİLLENDİRDİ

Müftü Prof. Dr. Ali Akpınar ise “Hz. Mevlana’nın Tefsir Anlayışı” konuşmasında; Kültür adamı Mevlana’dan İslam Âlimi Mevlana’ya nasıl geçiş yapılacağının son günlerde tartışıldığını ve bu panelin bu anlamda da önemli olduğunu söyledi. “Mevlana'yı anmak yetmez onu anlamak gerekir.” diyen Prof. Dr. Akpınar, Hz. Pir’in Kur’anla yetiştiğini, onun düşüncelerini, eylemlerini Kur’an’a göre şekillendiren bir kişi olduğunun altını çizdi. Mesnevinin Kur’an ayetlerini inceleyen bir tefsir olmadığını söyleyen Prof. Dr. Akpınar, Mevlana’nın mesnevisini ‘Vahdet Dükkânı’ olarak tanımladığını dile getirdi. Hz. Mevlana’nın, “Kur’an’ın huzurunda alçalmış, ruhu kurban kesilmiş adamdan sor.” sözünü hatırlatan Akpınar, Mevlana’nın bu sözlerden de anlaşılacağı gibi büyük mütefekkir, gönül insanı olduğunu söyledi.

BİLİNMEYEN YÖNLERİ BULUNUYOR

Panelde, Prof. Dr. Hülya Küçük ise “Hz. Mevlana ve Tasavvuf” konulu konuşmasında Mevlana'nın tasavvufunu anlatmanın tefsir, hadis ya da kelamla anlatmaktan daha zor olduğunu, çünkü Mevlana'nın tasavvufunu anlatmanın bir bakıma bunların hepsini anlatmak olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Küçük Mevlana'nın Şems’le olan ilişkisine değindi. Prof. Dr. Küçük, Mevlana’nın herkesin bilmediği bir yönü olduğunu belirtip şunları söyledi: “Aslında Şems’in kendi duygu ve düşüncelerini dile getirmekten uzak yapısı dolayısıyla Mevlana’nın onun yerine şiir söylemekle Hak tarafından görevlendirildiği konusu önemlidir. Mevlana şiiri sevmediğini söylüyor ancak insanların kendisine şiir söylettiklerini, içinde söyleyemediği çok şey olduğunu ifade ediyor. Mevlana da aslında işin kelimelere dökülmesinden memnun değil çünkü tasavvuf kalpte yaşanan duygudur. Biz Leyla yüzünden deli olduk o da bizim yüzümüzden çıldırdı biz bir başkasının daha deli olmasını istemeyiz diyor Mevlana ama ben Allah’tan hepimizi deli yapmasını niyaz ediyorum.”

EBEDİ MUTLULUĞUN FORMÜLÜ EDEPTİR

Prof. Dr. Naim Şahin de Hz. Mevlana’daki Ahlaki Erdemler” konulu konuşmasına Hegel’in Mevlana’yla alakalı sözüyle başladı. Mevlana’nın değer ve ilkeleri üzerine konuşmasını sürdüren Şahin, Mevlana’nın uyarı ve önerilerinin o zamanlar ne kadar geçerliyse bugün de o kadar geçerli olduğunu söyledi. Günümüzde yüksek ahlak sahibi kişilerin olduğu gibi tüm bunların tersine karaktere sahip olan insanların olduğunu da söyleyen Şahin; günümüzde ilk problemin erdemsizlik olduğunu vurguladı. Ahlakın inancı ve milleti ne olursa olsun tüm insanları saran bir değer olduğunun altını çizen Şahin; özellikle toplumumuzda ahlak bunalımının olduğunu kaydetti. Mevlana’ya göre ebedi mutluluğun formülünün edep olduğunu söyleyen Şahin, onun ahlak anlayışının benliğin erdemsizliklerden arındırmak olduğunu ifade etti. “Hz. Mevlana ve Hadis” konusunda konuşmak üzere söz alan Doç. Dr. Fikret Karapınar; Hz. Mevlana'nın hadislerle olan bağlantısını ele aldı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri