Toplumun inşası için çok önemli bir görevi icra eden öğretmenler, eskisi gibi değer görmüyor. Haklarından yeterince yararlanamayan öğretmenler ayrıca hayat pahalılığının da altında eziliyor. Meslek itibarının arttırılması öğretmenlerin ortak çağrısı oluyo
Ailelerin önceden “Eti sizin, kemiği bizim” dediği öğretmenler, hak ettiği değeri eskisi gibi göremiyor. Kutsal bir meslek olan öğretmenliğin değeri her geçen gün azalıyor. Öğretmenler sosyal haklarından yeterince yararlanamıyor, maddi olarak da enflasyonun ve hayat pahalılığının altında eziliyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun bütün taleplere rağmen çıkmamış olması da öğretmenlerin işini zorlaştırıyor. Öğretmenler, haklarından yararlanmayı, maddi zorluk düşüncesi içine girmemeyi ve eskisi gibi değer görmeyi istiyor.
ÖĞRETMENLER HAK ETTİĞİ DEĞERİ GÖREMEZ OLDU!
Eğitim Bir-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer, 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Karlıer, “24 Kasım’ı tek tipçi, ideolojik koşullanmaların hezeyan nöbetine girmediği gün olarak görmek istiyoruz” dedi. Açıklamasında Öğretmenlik Meslek Kanununun bir an evvel çıkarılması gerektiğine vurgu yapan Karlıer, şunları söyledi: “Her alanda kalkınarak vatan ve millet varlığını ilelebet payidar kılma davamızın en sağlam kaynağı olan insanımızı, hayatın her alanı için bilgi ve beceriyle donatarak yetiştiren öğretmenlerimiz, geceyi gündüze katarak akıttıkları terle, geleceğimiz olan çocuklarımızı özveriyle yetiştirme gayretiyle onurlu bir mesleği icra etmektedir. Öğretmenler, hak ettiği değeri göremez oldu.
İlim ve irfan kıstaslarının doğasını zorlayarak ideolojik yaklaşan anlayışlar, öğretmenliği toplum mühendisliklerinin aleti ve aracı olarak kullanabiliyor. 24 Kasım, millet iradesine darbe yapmış 12 Eylül dayatmacılarının, işledikleri kitlesel cürme öğretmenleri de ortak etmek için tahsis ettikleri son uygulamalardan biri olmuştur” diyen Karlıer, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öğretmenler Günü, öncelikle karşılığını medeniyet değerlerimizin derinliklerinde bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin uygulamasının bir karşılığı olmaktan çıkarılmalıdır. Bu anlamda biz, 24 Kasım’ı tek tipçi, ideolojik koşullanmaların hezeyan nöbetine girmediği, eğitime gereken önem ve öğretmene hak ettiği saygı ana çerçevesinden bakılarak öğretmenlerimizin maddi, manevi problemlerinin aşılması için gerçekçi adımların atıldığı günler olarak görmek istiyoruz. Böyle bir idrak seviyesine sadece bir bugün değil, her zaman ihtiyaç var. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)'in yapacağı düzenlemelerde öğretmenlerin hassasiyetlerini gözetmesi gerekir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve toplumsal saygınlığını yitirmesine ek olarak öğretmenler mesleklerini icra ederken çeşitli saldırılarla şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, çalışanlarının sorunlarını sahiplenmeli, çözümüne ilişkin çaba göstermelidir. Mevcut öğretmen kadrolarının daha rahat çalışması ve verimli olmaları için kıyafet serbest bırakılmalı, performans değerlendirmesi gibi sıkıntı doğuracak uygulamalar terk edilmelidir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmelidir. Ayrıca, huzursuzluğa, iş barışının bozulmasına sebep olan, adalet duygusunu zedeleyen mülakat sistemi kaldırılmalıdır. Aydınlık geleceğe doğru başlayan yöneliş eğitimden geçer. Bu bilince uyumlu olarak hem özlük hakları hem saygınlık açısından öğretmeni itibarsızlaştıracak her tür oluşumdan, söz ve eylemden kaçınmalıdır. Ona vereceğimiz önemin kendimize verdiğimiz önemden, göstereceğimiz saygının kendimize duyduğumuz saygıdan kaynaklandığını bilerek, kalplerinin vatan, millet, insanlık aşkı ve idealiyle dolu olduğundan şüphe etmediğimiz öğretmenlerimizi, üstün gayret ve fedakârlıklarından dolayı kutluyoruz.”
ÖĞRETMENLER CUMHURİYET TARİHİNİN EN KÖTÜ DÖNEMİNİ YAŞIYOR
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit “Devlet memurları arasında en düşük ücreti alan biziz. Maaşların iyileştirilmesi gerekir.
Seyyanen en az 3 bin lira zam yapılması gerekir” dedi. Öğretmenlik mesleğinin itibarının yerlerde olduğuna dikkat çeken Yiğit, “İktidarın eğitime bakış açısı maalesef istenilen boyutta değil. Öğretmen çalışan olarak görülüyor. Oysa öğretmen yeni bir nesil inşa eder. Cumhuriyet tarihinin en kötü dönemini yaşıyoruz. Saygınlığımızın da artması gerekir” şeklinde konuştu.
EMRE ÖZGÜL