Merkez Parti Genel Başkanı Abdürrahim Karslı, TBMM'de görüşmeleri yapılacak olan tezkere ile ilgili olarak hükümeti sert bir dille eleştirdi. Karslı, buna evet demenin Türkiye’yi sonucu belli olmayan bir savaşa sürüklemek olduğunu savunarak "Meclis ve hükumet varken Cumhurbaşkanı hala hükumet gibi konuşuyor. Bir diktatörün en son oynayacağı en tehlikeli oyun ‘savaş’ oyunudur." ifadelerini kullandı.
Merkez Parti Genel Başkanı Karslı, TBMM’deki tezkerenin yarın oylanacağını anımsatarak "Buna evet demek, Türkiye’yi sonucu belli olmayan bir savaşa sürüklemek ve sebebi olmayan bir şekilde askerimizi ölüme götürmek demektir. Bu arenada kimin ne söylediği ise belli değildir. Evvela bu koalisyonda kimlerin olacağı belli olmadığı gibi, bizim rolümüz, kimlere karşı nerede ne yapacağımız ise açıklanmamıştır. Mesele kimin ile savaşacağız. Suriye ile mi, PKK ile mi, İŞİD ile mi? Sonuçta neyi elde edeceğiz. Tampon bölge mi, uçuşa yasak bölge mi, yoksa özellikle İngilizlerin bahsettiği gibi, belli noktalara kara hareketi mi?” diye sordu. ABD ve diğer küresel güçlerin yıllardan beri Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekmek istediklerini ifade eden Karslı, “Yıllardan beri Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu, iktidar olmak için önlerini açan ve anlaştıkları küresel güçlerin isteği ile bu oyunu oynadılar. Bir insan göz göre göre memleketinin, komşuları ile olan ilişkilerini bu noktaya getirmiş ise durup düşünmek gerekiyor.” dedi.
"BU OYUNDA ÇİN, HİNDİSTAN VE RUSYA GİBİ GÜÇLER DE VAR"
Meclis ve hükumet varken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hala hükumet gibi konuştuğunu kaydeden Karslı, “Bir diktatörün en son oynayacağı en tehlikeli oyun “savaş” oyunudur. ABD’nin sevdası Asya ve Afrika’ya bu maşaları kullanarak ucuza ve kendisi kan dökmeden hakim olmaktır. Ancak unutmayalım, bu oyunda Çin, Hindistan, Rusya gibi güçler de var.” ifadelerini kullandı.
"BAĞDAT'A SEFER OLUR FAKAT ZAFER OLMAZ"
Sınırsız ve yabancı askerlerin de geçmesini temin eden bir yetkiye karşı olduklarını sözlerine ekleyen Karslı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye’nin böyle bir gücü varsa, şimdiye kadar tarihten kaynaklana sebeplerle ve birbirimizle olan akrabalık veya diğer birçok sebeplerle kendi programını yapıp, istediği yere kadar girebilir ve orada kalabilirdi. Fakat bunu yapmadı ve yapamadı. Eskiden beri söylenilen bir söz vardır. Bağdada sefer olur, fakat zafer olmaz. Aman dikkat edelim. Bizim irademiz dışında planlanan bir savaşta evlatlarımızı öldürtmeyelim. Memleketimizi sonucu meçhul şekilde yabancılara açmayalım. Başkalarının senaryolarının hizmetkarı olmayalım.”
CİHAN